Ligin sonu yaklaşırken sahalarımızda yaşanan gerginlikler insanı derinden üzüyor. Sahaların içine fırlatılan bıçak, çakı, telefon, şişe, çakmak gibi yaralamaya, hatta ölüme sebebiyet verebilecek maddeler neyin nesidir..! Ya o küfürler, hakaretler...
Sözde taraftarların, koro halindeki, ahlak bozucu teraneleri de kahrediyor.
Futbol Federasyonu bu tür çirkinlikleri önleyebilmek için hakemlere anons yaptırma yetkisi verdi ve karşılığında da otomatik cezalar koydu. Ancak bunlar herhalde hafif geldi ki, hiç de caydırıcı olmadı. Takımları zarar görse de, maç seyircisiz oynasa da, sahaları kapatılsa da bu terbiyesizliklere yeltenenler hiç tınmadı, devam etti.
Taraftarlar arasındaki kavga, alınan tüm emniyet tedbirlerine rağmen önlenemeyince, mecburen iki takım seyircisini bir araya getirmeme fikri uygulandı. Bu da kısa sürede delindi. Şimdilerde rakip takımın taraftarları arasına provokatör olarak girmenin moda olduğu konuşuluyor.
Futbolda şiddet ve anarşiyi malesef herkes körüklüyor. Medya, kulüp yöneticisi, teknik adam ve ağzına uzatılan mikrofona anlamsız bir şekilde konuşan eğitimsiz futbolcu tipi. Bunların hepsine konuşma yasağı getirsen hatta ağızlarını bantlasan yine kar etmiyor. Hepsi menfaatleri doğrultusunda ateşi körüklüyorlar.
Son olarak ise Fatih Terim Trabzon'da seyirciyle ve dördüncü hakemle küfürleşmeye varan dalaşmalar yaşadı. Bu görüntüleri Türkiye'nin birinci sınıf bir teknik adamı olan Terim'e yakıştırmak münkün değil. Terim bir idol. Çocuklar ve gençler hep onu izliyor. Ne olursa olsun, Fatih Terim sükunetini koruyarak örnek olmalıydı.
Ahmet Dursun ve Fatih Akyel'in mikrofonlara maç sonrasındaki gereksiz ve ortamı geren konuşmaları niye?
Kayseri başkanının Ç.Rize maçından sonra yapmış olduğu saha muharebesi ve Rize milletvekilininin hali de gözümüzün önünden gitmiyor.
Ligimizin duayen başkanı İlhan Cavcav'ın tirübünde yapmış olduğu el-kol hareketleri.
Tiraj için ortamı geren medya... Gerçekten iç karartan bir tablo çıkıyor ortaya. Futbolda başarı ve dolasıyla para kazanmak için her yolun mübah olduğu anlayışı bu resimde neredeyse herkesi kapsıyor.
Bu konu üzerinde herkese önemli görevler düşüyor. Maalesef futbolun içinde bulunan bu kişileri eğitmeliyiz. Unutmamalı ki, nüfusumuzun yüzde yetmişi eğlence olarak futbolu seçiyor. Böyle giderse toplumumuzu büyük tehlikeler beklemektedir.
Sözde taraftarların, koro halindeki, ahlak bozucu teraneleri de kahrediyor.
Futbol Federasyonu bu tür çirkinlikleri önleyebilmek için hakemlere anons yaptırma yetkisi verdi ve karşılığında da otomatik cezalar koydu. Ancak bunlar herhalde hafif geldi ki, hiç de caydırıcı olmadı. Takımları zarar görse de, maç seyircisiz oynasa da, sahaları kapatılsa da bu terbiyesizliklere yeltenenler hiç tınmadı, devam etti.
Taraftarlar arasındaki kavga, alınan tüm emniyet tedbirlerine rağmen önlenemeyince, mecburen iki takım seyircisini bir araya getirmeme fikri uygulandı. Bu da kısa sürede delindi. Şimdilerde rakip takımın taraftarları arasına provokatör olarak girmenin moda olduğu konuşuluyor.
Futbolda şiddet ve anarşiyi malesef herkes körüklüyor. Medya, kulüp yöneticisi, teknik adam ve ağzına uzatılan mikrofona anlamsız bir şekilde konuşan eğitimsiz futbolcu tipi. Bunların hepsine konuşma yasağı getirsen hatta ağızlarını bantlasan yine kar etmiyor. Hepsi menfaatleri doğrultusunda ateşi körüklüyorlar.
Son olarak ise Fatih Terim Trabzon'da seyirciyle ve dördüncü hakemle küfürleşmeye varan dalaşmalar yaşadı. Bu görüntüleri Türkiye'nin birinci sınıf bir teknik adamı olan Terim'e yakıştırmak münkün değil. Terim bir idol. Çocuklar ve gençler hep onu izliyor. Ne olursa olsun, Fatih Terim sükunetini koruyarak örnek olmalıydı.
Ahmet Dursun ve Fatih Akyel'in mikrofonlara maç sonrasındaki gereksiz ve ortamı geren konuşmaları niye?
Kayseri başkanının Ç.Rize maçından sonra yapmış olduğu saha muharebesi ve Rize milletvekilininin hali de gözümüzün önünden gitmiyor.
Ligimizin duayen başkanı İlhan Cavcav'ın tirübünde yapmış olduğu el-kol hareketleri.
Tiraj için ortamı geren medya... Gerçekten iç karartan bir tablo çıkıyor ortaya. Futbolda başarı ve dolasıyla para kazanmak için her yolun mübah olduğu anlayışı bu resimde neredeyse herkesi kapsıyor.
Bu konu üzerinde herkese önemli görevler düşüyor. Maalesef futbolun içinde bulunan bu kişileri eğitmeliyiz. Unutmamalı ki, nüfusumuzun yüzde yetmişi eğlence olarak futbolu seçiyor. Böyle giderse toplumumuzu büyük tehlikeler beklemektedir.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004