Asala'nın yaptığı suikastler
Asala kanun dışı bir katiller organizasyonu şeklinde hareket ederek Türk Büyükelçilerimizi ve elçilik mürettebatını sistemli bir şekilde öldürmekteydi. Yaklaşık olarak 520 masum insan pusuya düşürülerek öldürüldü.
ABD'de, Avusturya'da, Avustralya'da, Yunanistan'da ve daha birçok yerdeki temsilciliklerimizi adeta bir kurban olarak avlayıp vurmuşlardı. Bu durum yıllarca devam etmişti.
Ta ki ona karşı zecri tedbir alınıncaya kadar sürüp gitti. Ama sonra iş sıkıya gelince birdenbire bu katliamlar duruverdi.
Ermenilerin kullandıkları sahte vesikalar da habire dünyaya yansıtılmaktadır. Bunlardan biri ise İnsan kuru kafalarından oluşan kule resmidir. Bu kuru kafa kulesi aslında 1876 yıllarındaki Rus ressamı Vaziliy tarafından yapılmış bir yağlı boya tablosudur. Bu tablonun yapılmasına sebep olan hadise ise, o zamanki Rusların AB'deki bir savaşı ifade etmek isteyişleridir. İşte bu tabloyu Ermeniler sahte vesika olarak göstererek, "Türklerin yaptıkları mezalimin bir tablosudur bu eser" demektedirler.
İngiltere'de 1. Dünya savaşında A. Toynbee tarafından yazılan Mavi Kitap da oldukça büyük gürültü çıkarmıştır. Bu kitap bir Ermenilerin anlattıkları üzerine yazılmıştır ve hiçbir vesikaya dayanmamaktadır. Onun için bunun güvenirliliği de yoktur.
Zaten Prof. Dr. Mc Carthy de bunun kesinlikle bir delil sayılamayacağını, bunun sadece hayallerle dolu bir kitap olduğunu açıklamaktadır.
Bunun dışında başka bir gülünç iddia daha ortaya atılmaktadır. Güya, 1926 yılında bir gazetecinin Mustafa Kemal Atatürk'le yaptığı bir röportajda onun ağzından şunlar iddia edilmektedir: "O zamanlarda Ermeniler kitle halinde evlerinden alınarak yüz binlerce insan eski Jön Türkler tarafından katledilmiştir! Suçlu onlardır" demişmiş! Bu yazı da Los Angelos Examiner gazetesinde yayınlanmıştır. Hatta Atatürk'ün imzasını bile taklit ederek altına koymuşlardır. İşte bu kadar büyük sahtekarlıklar, bu kadar büyük uyduruk kandırmacalar yapılmaktadır. Güya, bu röportaj İsviçre'de yapılmış denmekteydi. Ama bunlar hepsi uydurmaydı.
Bu durumu da sonradan 'Taşçıyan' adındaki bir Ermeni vatandaş 1982'de şöyle açıklamaktadır: Böyle bir şey olmamıştır. Bütün bu yazılar sahtedir. Ama bu yalanlamadan sonra Taşçıyan'ın başına bakın neler gelmişti: -Ceza olarak- O zamanlar Taşçıyan büyük bir derginin editörlüğünü yapmaktaydı. Fakat bunları söyledikten sonra o dergiden kovulmuştur. Editörlüğü elinden alınmıştır ve bütün kapılar yüzüne yapanmaya başlamıştır. Demek ki bazı ırkçı Ermeni grupları hakikati öğrenmek istemiyor, sadece itham etmek ve suçlamak istiyorlardı!
Osmanlı'daki çok ulusluluk din ve mensupları
(Fatih Sultan Mehmet)
Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında kiliselere hak ve özgürlüklerini tanımıştır. Bunu özel çıkarılan fermanlarla dile getirmiştir. Ermeniler devletin en yüksek makamlarına kadar yükselmiş, ve devlet idaresinde de Türkler gibi görev yapmışlardır. Zaten onlar Tebai Sadıka olarak yüzlerce yıl Osmanlı'nın gözde evlatları sayılmışlardı.
Prof. Dr. L. Jefry, kitabında, "Osmanlı 600 yıl boyunca idaresini tam adaletli bir şekilde yerine getirmiştir" diye yazmaktadır. O zamanlar Ermenilere karşı Osmanlı'da yüksek güven mevcuttu, büyük hoşgörü ve anlayış hakimdi.
Asala kanun dışı bir katiller organizasyonu şeklinde hareket ederek Türk Büyükelçilerimizi ve elçilik mürettebatını sistemli bir şekilde öldürmekteydi. Yaklaşık olarak 520 masum insan pusuya düşürülerek öldürüldü.
ABD'de, Avusturya'da, Avustralya'da, Yunanistan'da ve daha birçok yerdeki temsilciliklerimizi adeta bir kurban olarak avlayıp vurmuşlardı. Bu durum yıllarca devam etmişti.
Ta ki ona karşı zecri tedbir alınıncaya kadar sürüp gitti. Ama sonra iş sıkıya gelince birdenbire bu katliamlar duruverdi.
Ermenilerin kullandıkları sahte vesikalar da habire dünyaya yansıtılmaktadır. Bunlardan biri ise İnsan kuru kafalarından oluşan kule resmidir. Bu kuru kafa kulesi aslında 1876 yıllarındaki Rus ressamı Vaziliy tarafından yapılmış bir yağlı boya tablosudur. Bu tablonun yapılmasına sebep olan hadise ise, o zamanki Rusların AB'deki bir savaşı ifade etmek isteyişleridir. İşte bu tabloyu Ermeniler sahte vesika olarak göstererek, "Türklerin yaptıkları mezalimin bir tablosudur bu eser" demektedirler.
İngiltere'de 1. Dünya savaşında A. Toynbee tarafından yazılan Mavi Kitap da oldukça büyük gürültü çıkarmıştır. Bu kitap bir Ermenilerin anlattıkları üzerine yazılmıştır ve hiçbir vesikaya dayanmamaktadır. Onun için bunun güvenirliliği de yoktur.
Zaten Prof. Dr. Mc Carthy de bunun kesinlikle bir delil sayılamayacağını, bunun sadece hayallerle dolu bir kitap olduğunu açıklamaktadır.
Bunun dışında başka bir gülünç iddia daha ortaya atılmaktadır. Güya, 1926 yılında bir gazetecinin Mustafa Kemal Atatürk'le yaptığı bir röportajda onun ağzından şunlar iddia edilmektedir: "O zamanlarda Ermeniler kitle halinde evlerinden alınarak yüz binlerce insan eski Jön Türkler tarafından katledilmiştir! Suçlu onlardır" demişmiş! Bu yazı da Los Angelos Examiner gazetesinde yayınlanmıştır. Hatta Atatürk'ün imzasını bile taklit ederek altına koymuşlardır. İşte bu kadar büyük sahtekarlıklar, bu kadar büyük uyduruk kandırmacalar yapılmaktadır. Güya, bu röportaj İsviçre'de yapılmış denmekteydi. Ama bunlar hepsi uydurmaydı.
Bu durumu da sonradan 'Taşçıyan' adındaki bir Ermeni vatandaş 1982'de şöyle açıklamaktadır: Böyle bir şey olmamıştır. Bütün bu yazılar sahtedir. Ama bu yalanlamadan sonra Taşçıyan'ın başına bakın neler gelmişti: -Ceza olarak- O zamanlar Taşçıyan büyük bir derginin editörlüğünü yapmaktaydı. Fakat bunları söyledikten sonra o dergiden kovulmuştur. Editörlüğü elinden alınmıştır ve bütün kapılar yüzüne yapanmaya başlamıştır. Demek ki bazı ırkçı Ermeni grupları hakikati öğrenmek istemiyor, sadece itham etmek ve suçlamak istiyorlardı!
Osmanlı'daki çok ulusluluk din ve mensupları
(Fatih Sultan Mehmet)
Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında kiliselere hak ve özgürlüklerini tanımıştır. Bunu özel çıkarılan fermanlarla dile getirmiştir. Ermeniler devletin en yüksek makamlarına kadar yükselmiş, ve devlet idaresinde de Türkler gibi görev yapmışlardır. Zaten onlar Tebai Sadıka olarak yüzlerce yıl Osmanlı'nın gözde evlatları sayılmışlardı.
Prof. Dr. L. Jefry, kitabında, "Osmanlı 600 yıl boyunca idaresini tam adaletli bir şekilde yerine getirmiştir" diye yazmaktadır. O zamanlar Ermenilere karşı Osmanlı'da yüksek güven mevcuttu, büyük hoşgörü ve anlayış hakimdi.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006