Halil Rıfat Paşa, Osmanlı bürokrasisinde en alt kademelerden olan tahrirat kalemliğinden en üst makam olan sadrazamlığa kadar yükselmiş önemli bir devlet adamıydı. Sübyan mektebinden sadrazamlığa giden yolda kâtiplik, mektupçuluk, mutasarrıflık, valililik ve dahiliye nazırlığı görevlerinde de bulunmuştu.1895-1901 yılları arasında sadrazamlık görevine getirildiği zaman, Balkanlarda Osmanlıya karşı isyanın ilk ayak sesleri olan çeteler halkın canını fena acıtıyordu.Halil Rıfat Paşa bu çetelere karşı 'orijinal mücadele taktiklerini' geliştiren ve uygulatan kişi olarak anılır. Pek çok Osmanlı subayı da Balkanlardaki Sırp, Bulgar, Yunan, Karadağ çetelerine karşı aynı 'çete' yöntemiyle karşılık vermiştir. Üniformalarını çıkartıp çete kıyafeti giyerek dağlarda vatan savunmasına girişmişlerdi.Halil Rıfat Paşa'nın çok sevdiğim bir cümlesi var:"Gidemediğin yer senin değildir." Osmanlı, Balkanlarda yaşayan vatandaşlarının köylerine, bağlarına, bahçelerine 'gidebildiği' ölçüde o topraklara hakim olabildi.Nitekim zaman içinde isyanlar kuvvetli bir hal aldı, 'gidemediğimiz' yerleri birer birer kaybettik.Kimse oturduğu yerden boşuna ahkâm kesmesin.Kaçınız yarın aracına atlayıp "memleket toprağım olan Hakkâri'ye, Şırnak'a" bir yolculuk yapma cesaretini gösterir siniz?En son hangi vekil, hangi bürokrat Cizre'ye, Şırnak'a, Silopi'ye gitti?Hangi üst düzey komutan Şırnak'aki sınır tümenini ziyaret etti?Şırnak'a, Hakkâri'ye havaalanı yapmışsınız, güvenlik nedeniyle uçaklar inemiyor!Cizre sokaklarına, Silopi sokaklarına "polisler, askerler" giremiyor ki siz giresiniz!Silopi'deki askeri karargâhtaki askerlerin yiyecek ihtiyacı için şehre inemediği iddia ediliyor.Cizre'de sıkıyönetim var ama hala ortada devlet yok!Sokaklar 'teröre' teslim!"Dağları taşları bombaladık, inlerini yerle bir ettik" edebiyatını bırakın, eşkıya dağda değil ki, şehir merkezinde!Dağdaki karakolları basmıyor, güpegündüz şehrin orta yerinde karakol basıyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yüz küsur sene önce Halil Rıfat Paşa'nın ortaya koyduğu 'dağdaki çetelerde mücadele' konseptinden çok uzaktadır. Üstelik onca teknik imkâna, istihbarata, güvenlik gücüne rağmen...Otuz yılı aşkın bir zamandan beri bölücü terörle mücadele eden bir devlet, o tecrübenin içinden gelen binlerce 'kalifiye' elemanı "Ergenekoncu, darbeci, yargısız infazcı" diyerek, 'masumları infaz ettiler' diyerek 'faili meçhullerin sorumluları' diyerek yıllarca hapse mahkûm etti.Şimdi ise aynı devlet, 'her şeye sıfırdan!' başlama kararı aldı.Bu bir devlet için 'cinayettir.'Bugün askerin, polisin sokağa çıkması için sıkıyönetim ilan edilen Cizre'de, 1993-1995 yılında alay komutanı olarak görev yapan Cemil Temizöz döneminde PKK'lılar bırakın saldırı yapmayı Cizre sokaklarında adım bile atamayacak hale gelmişlerdi.Cizre 1995'de 'sıfır' olaylı bir ilçe idi.Albay Temizöz, faili meçhullerin sorumlusu olarak yargılandığı ve beraat ettiği mahkemede 2011 yılının Eylül ayında verdiği ifadede şöyle diyordu: "Şu anda Cizre'de vatandaşın şikâyetini kim alıyor biliyor musunuz? KCK'nın karakolları iş başında. Kurtarın şimdi Cizre'yi."Güneydoğu'yu kendi siyasi menfaatleri uğrunda bozuk para gibi harcayanlara demek gerekir ki, "Kurtarın şimdi Doğu'yu!"