7 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu'da adım adım tırmanan/tırmandırılan terör, bugün bölgeyi Suriye ile aynı kategoriye sokan gelişmeler karşımıza çıkardı. Bu yazıyı yazdığım saatlerde Silvan adeta yerle bir olmuş durumda idi. Halk şehirden göç etmeye başlamıştı. Ne zaman biteceği belli olmayan sokağa çıkma yasakları vatandaşı canında bezdirmişti.Aynı tablo, Diyarbakır'ın merkez mahallelerinde, Cizre'de, Varto'da, Yüksekova'da, Şırnak'ta ve diğer pek çok bölgede yaşanıyor. Havaalanı yapmakla övünülen Hakkâri'ye, Şırnak'a uçak inemiyor. Okullar kapalı. Hastaneler harabe durumda.4 sene evvel gittiğim Suriye'nin Hama ve Humus şehirlerindeki tablonun aynısını bugün kendi ülkemde de görmek ve bu tablonun mimarlarına bu halkın yüzde 49 oy vermesi ne acı bir durum.Başbakan, "terörün belini kırdık" diyerek vatandaşla dalga geçe dursun, terör Güneydoğu'yu teslim almış durumda.Hükümetin elinde çıkış yolu olarak tek çare var: Yeniden açılım sürecine başlamak.Bu plan, HDP ve PKK içindeki "kontrol altındaki birimlerin" her an harekete geçirmek için bekledikleri bir plan.Hatta bu konuda yeni "Oslo, Kandil, İmralı" görüşmelerinin başladığını ve çok yakında PKK'dan gelecek "barış ve ateşkes" açıklaması ile sokak aralarındaki hendeklerin kapatılacağı günlerin karşımıza çıkacağını "hissediyorum."Yani birkaç aydan beri "eli kanlı terör örgütü" diyerek yeniden başlatılan savaşa 1 Kasım sonrası "ayar verme" dönemi geliyor.Bu ülkenin vatandaşları birkaç yıl önce "başkanlık da neymiş, ülke başkanlıkla resmen bölünür" noktasından bugün,"Başkanlıktan zarar gelmez" noktasına nasıl gelmişse, "APO'nun cezaevinden çıkmasının en zararı var ki? Adam, 17 yıldan beri hapiste yatıyor zaten" noktasına da birkaç ayda getirilir, hiç merak etmeyin!Bu ülkede derin devlete ve o derin devletin illegal hareketlerine savaş açtıklarını iddia edenler, bugün kendi "derinlerini" ürettiler ve o derinlerde, derin planlarla halkı pek güzel kandırıyorlar.