Bugün Türkiye'yi yöneten siyasi kadroların temel referansı öteden beri hep "din" olmuştur. Siyasetlerini hep din sömürüsü üzerine bina ettiler. 70'li yılarlarda "şeriat gelecek, dertler bitecek" sloganları ile yürüdüler. "Dağa, taşa, uçan kuşun kanadına hak yol İslam yazacağız" diye pankartlar taşıdılar.Abdurrahim Karakoç'un, Kör dünyanın göbeğine/Hak yol İslam yazacağız/Kuşların gözbebeğine/Hak yol İslam yazacağız" diye başlayan şiirini baş tacı yaptılar.Sonundan amaçlarına ulaştılar.İktidara geldiler.Prof. Dr.
Haydar Baş, geçtiğimiz Cumartesi günü
Bağımsız Türkiye Partisi'nin Gaziantep'teki iftar programında soruyordu:"Yahu hani her yere hak yol İslam yazacaktınız? Ne oldu? Şeriat gelecek dertler bitecekti, ne oldu? İslam'ın haram kıldığı faizi siz nema adı altında meşru göstermediniz mi?İslam'ın haram kıldığı zinayı suç olmaktan çıkarmadınız mı?İslam'ın haram kıldığı domuz etini kasaplık et statüsüne sokarak Müslümanların önüne koymadınız mı?İslam'ın haram kıldığı hırsızlığı ayakkabı kutuları ile ortalığa saçmadınız mı?İslam adına Ümmeti Muhammedi kana bulamadınız mı? Yüz binlerce Müslüman'ı birbirine karşı savaşa sokmadınız mı?Bu mu sizin Müslümanlığınız?"Seçim meydanlarında eline Kuran alarak propaganda yapanlar bunlara elbette cevap vermediler, veremezler de. Müslümanlar ise "çok şükür, dinimizi çok güzel yaşıyoruz!" diyerek önüne "din" diye konulan imam hatip binaları ile aldatılırken, ünlü marketlerde, ünlü pizzacılarda satılan domuz ürünlerini afiyetle midelerine indirdiler. "Şeriat getirecek olan" AKP, Cumhuriyet tarihinin en büyük faiz ödemesini yapmıştı. (AKP öncesindeki 27 yılda ödenen faiz 138 milyar TL, AKP döneminde ödenen faiz 600 milyar TL.)Oruç tutma oranının en düşük olduğu, camilerde teravih namazlarının birkaç saf ile kılındığı şu Ramazan ayında "yahu nerede şu dağa taşa şeriat yazanların İslam'ı?" diye sormayalım mı?Koltuk ve siyasi menfaat uğruna, ellerinden Kuran'ı dillerinden İslam'ı düşürmeyenlerin hikâyesi, bir Hıristiyan olan Napolyan Bonapart'ın hikayesine ne kadar da benziyor.1798'de Mısır serfine çıkan Bonapart, Müslüman Mısır halkını yanına çekmek için bir bildiri yayınlamış ve şöyle demişti:"Ey Müslümanlar! Buraya sizin haklarınızı vermek için geldim. Hz. Muhammed'e hayranım. Kuran-ı Kerim'e hürmetkârım. Allah adildir ve merhametlidir." Boynundaki haçı hiç çıkarmayan Bonapart, Müslümanları Memluklulara karşı kışkırtmak ve Mısır'ı ele geçirmek için "eline Kuran" alarak Mısır'ı ele geçirmeyi başarmıştı.Bugün aynı çizgide giden "İslamcı siyasetçiler" gözlerini bürüyen kan ve intikam izleriyle amaçlarına ulaşmak için "ellerindeki Kuran'la" Müslümanları kandırmaya devam ediyorlar."İstila" için maalesef Hıristiyan da, Müslüman da aynı taktikte buluşuyor.Ama bilmiyorlar ki o Kuran bir gün onları çarpacak.