Letonya mağlubiyeti bize iki şeyi bir kez daha hatırlattı. Birincisi; favorilerin kaybetmeye daha yakın olduğunu, ikincisi ise hiçbir maçın oynanmadan kazanılmadığını. Letonya maçı öncesi de herkes aklına geldiği kadarıyla, dili döndüğünce, kalemi oynadığı kadar yazdı ya da söyledi. Zemininden havanın soğukluğuna, Letonya'nın oyun planından hakemin çok rahat kart kullandığına kadar, hemen hemen her konudan bahsedildi. Maçtan sonra ne yazık ki söylenenler ve yazılanların hep hep havada kaldığını gördük.
En az rakip kadar sert ve acımasız olan hava şartları, teknik oyuncuların ve oyun kurmak isteyen takımların en büyük rakibiydi. Maçtan bir gün önce yapılan son antremanda Letonyalı yetkililer en etkili silahları olan zemini ıslatarak donmasını sağlarken, bu konularla milli takımımızın yetkili olan kişisinin bu sorunla uğraşmak yerine, başka işlerle meşgul olunca, en önemli detay es geçildi.
Letonya'yı milli takım bazında ne Şenol Güneş, ne de yardımcıları izleme imkanı buldu. Doğrudur, süre kısa olduğu için milli maç oynanmadı. Yapılması gereken lig maçlarını izleyerek hem futbol yapıları, hem de saha ve hava şartları hakkında bilgi edinmekti. Şenol Güneş bunu yaptı. Şampiyonluğa giden iki takımın maçını izleyerek gerekli bilgileri topladı ve Letonya'yı mercek altına yatırdı. Projeler üretildi ama önlemler alınmadı, yazılanlara kulak asılmadı. Ağırlıklı olarak teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir takımın ayakta bile durmanın zor olduğunu donmuş bir sahaya sürülmesinin hata olduğu görüldü. Hakan'sız nasıl bir milli takım olduğu da görüldü.
Olan olmuş, artık yapılan hatalardan ders çıkarmanın zamanı gelmiştir. Rövanş maçı için ne yapılmalı. İlk önce formsuz oyuncular kenara alınarak, son haftalarda takımlarında üstün performas sergileyen Gökdeniz ve Tümer gibi oyuncular mutlaka değerlendirlmeli. Hakan Şükür gibi deneyimli bir futbolcunun, böyle bir maçta tercübesinden yaralanmalı. İyi bir takım olduğumuzu iddia ediyorsak, hava ve saha şartları ne olursa olsun, maç kazanmasını bilmeliyiz.
En az rakip kadar sert ve acımasız olan hava şartları, teknik oyuncuların ve oyun kurmak isteyen takımların en büyük rakibiydi. Maçtan bir gün önce yapılan son antremanda Letonyalı yetkililer en etkili silahları olan zemini ıslatarak donmasını sağlarken, bu konularla milli takımımızın yetkili olan kişisinin bu sorunla uğraşmak yerine, başka işlerle meşgul olunca, en önemli detay es geçildi.
Letonya'yı milli takım bazında ne Şenol Güneş, ne de yardımcıları izleme imkanı buldu. Doğrudur, süre kısa olduğu için milli maç oynanmadı. Yapılması gereken lig maçlarını izleyerek hem futbol yapıları, hem de saha ve hava şartları hakkında bilgi edinmekti. Şenol Güneş bunu yaptı. Şampiyonluğa giden iki takımın maçını izleyerek gerekli bilgileri topladı ve Letonya'yı mercek altına yatırdı. Projeler üretildi ama önlemler alınmadı, yazılanlara kulak asılmadı. Ağırlıklı olarak teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir takımın ayakta bile durmanın zor olduğunu donmuş bir sahaya sürülmesinin hata olduğu görüldü. Hakan'sız nasıl bir milli takım olduğu da görüldü.
Olan olmuş, artık yapılan hatalardan ders çıkarmanın zamanı gelmiştir. Rövanş maçı için ne yapılmalı. İlk önce formsuz oyuncular kenara alınarak, son haftalarda takımlarında üstün performas sergileyen Gökdeniz ve Tümer gibi oyuncular mutlaka değerlendirlmeli. Hakan Şükür gibi deneyimli bir futbolcunun, böyle bir maçta tercübesinden yaralanmalı. İyi bir takım olduğumuzu iddia ediyorsak, hava ve saha şartları ne olursa olsun, maç kazanmasını bilmeliyiz.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004