Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Fakıbaba, et fiyatlarının yüksek olması konusunda inanılmaz bir çözüm önerisinde bulundu.
Sayın bakanımızın et fiyatlarının düşmesi için önerdiği "müthiş" çözüm şu: "Bundan sonra eti 50 liradan yemeyeceksiniz. Yüzde 40 düşük fiyata yiyeceksiniz. Yeter ki altın fiyatları da yüzde 40 düşsün. Etin fiyatı da altın fiyatlarına paralel olarak düşer. Bakanlık olarak kısa zamanda et fiyatlarıyla ilgili çalışma yapacağız."
Yani bakana göre et fiyatlarının düşmesi için altın fiyatlarının düşmesi gerekiyor!
Et, altına endekslenmiş durumda!
Et fiyatının düşmesi için ot fiyatının düşmesi lazım dese tamam anlardık da et ile altının ne alakası var?
Zaten bu açıklamayı yapalı bir hafta oldu ve bir haftadan beri birçok ziraat profesörü, tarım uzmanı, hayvan besicisi ile konuşup "et fiyatını düşmesi altın fiyatına mı bağlı" diye sordum hepsi de "dalga mı geçiyorsun?" dedi.
Oysa et fiyatlarının dünyada zirve yaptığı bir ülke olmamızı açıklamak için altın fiyatlarına değil hayvancılık politikalarına bakmak lazım.
Son 35 yılda hayvan varlığımızdaki ciddi azalmayı görmek lazım. 35 yıl önce 16 milyon olan sığır varlığı bugün neden 14 milyona, 1 milyonu aşan manda sayısının neden 80 bine düştüğünü sorgulamak lazım.
49 milyon olan koyun varlığımızın neden 19 milyona, 19 milyon olan keçi varlığımızın da bugün neden 7 milyona düştüğünü araştırmamız lazım.
Meralarda amaç dışı kullanımların, tahribatların ve azalmaların mera hayvancılığına dayalı üretime vurduğu darbeyi görmek lazım.
35 yıl önce yani 1982'de nüfusumuz 46 milyon.
Bugün 80 milyon.
Yani nüfusumuzun yaklaşık yüzde 100 arttığı, ama hayvan varlığımızın neden yüzde 100 hatta daha fazla azaldığını sorgulamamadan et fiyatlarını ucuzlamak mümkün mü?
En kötü tahminle hayvan sayımızın nüfus artış hızına göre iki katına çıkması lazımken bu feci azalmanın doğal etkisi olarak et fiyatlarını artışının altın fiyatıyla alakası yok.
Türkiye, et üretiminde meydana gelen bu azalmanın fiyatlara olan etkisini ortadan kaldırmak için 2010 yılında et ithalatına başladı. 2010'da ithal et 6 TL'ye alınıyordu. Bugün canlı etin kilosu 14 lira.
Son olarak Müslüman Boşnak kardeşlerimizi katletmiş olan Sırplardan 5000 ton et ithal edeceğimizi sevinçle açıklama noktasına geldik.
Oysa bu tablo karşısında sevinmek değil oturup ağlamamız lazım.
Bu ülke hangi tarım politikalarından dolayı, hangi yem politikalarından dolayı, hangi mera politikalarından dolayı hayvancılığını bu hale getirdi diye oturup tartışmamız lazımken "altın" fiyatıyla oyalanıyoruz.
Hayvancılığın altı üstüne gelmişken biz "altınla "uğraşıyoruz.