Dünya karışık!Ülkemiz karma karışık!Kafalar karışık!Gönüller karışık!Ortam karışık!Hava karışık!İktidar, zaten hep karışıktı!İnsanlar günü birlik öldürülebiliyor. Asker, polis ölümleri artık hayatın bir parçası haline geldiği için, o kadar normal ve sıradan oldu ki!..Aynı şehirde, aynı mekânda, aynı dakikalarda iki polis, bir avukat öldürüldü. Herkes avukatı yazıp çiziyor. Ölen polislerden nerdeyse söz eden yok. Sanki onlar ana kuzusu değillerdi. Sanki onların birer eşleri veya çocukları, aileleri yoktu.Ölülerimize kadar ayrıştık. Herkes kendi ölüsüne rahmet diliyor veya ağlıyor. Diğeri sanki insan ölüsü değil hâşâ?Bize ne oldu?Bu ülkeye ne oldu?Kürt'müş, Aleviymiş lafı bile olmazdı. Nasıl olsa herkes Müslüman'dı. Müslüman olmazsa, vatandaştı?* * *İnsanlar, birbirlerine Kürt veya Laz hikâyeleri anlatıp gülerlerdi. Şimdi öyle bir hikâye anlat, kan gövdeyi götürür! Hikâyelerimiz bile bölündü!Allah seni bildiği gibi yapsın ey iktidar!Alevi- Sünni diye bölenlerinizle birlikte, iflah olmayasınız inşallah!..Rahat bulma yasanız he mi!Muaviye'ye "hazret" diyen dillerinizi, arının en hası soksun!İnsan ciğeri yiyenin oğluna? Peygamber evlatlarını katleden ailenin yılanbaşına?Neyse şu günler, epey bir insanı Muaviye aşkı sarmış, feyiz mahrumu kalplerini kırmıyim daha fazla!* * *Dayılarım kızmazsa, bir hikâye anlatacağım. Kürtler benim dayılarım olur. Gerçek dayım olmadığı için, bütün Kürtleri dayım kabul ediyorum.Babamdan dinlemiştim.Kürtler yaylaya çıkmış. Çadırlarını kurdukları bölgede, iyi bir arazi görünce de tuz ekmeye karar vermişler. Tuzun bitki gibi büyüdüğünü düşünmüş olmalılar. Tuzu ekmişler!Birkaç ay sonra, tuz ektikleri alanda sarıçiçekler boy verince çok sevinmişler. İyi bir ürün kaldıracaklarına inanmışlar. Ancak sarıçiçek olurda, arılar olmaz mı?Bin bir türlü arı sarıçiçeklerin üstünde?* * *Akıllının biri akşam obayı toplamış "arkadaşlar tuz iyi boy vermiş ancak arılar ürünlerimizi rahat bırakmıyor" demiş. Ne yapalım sorusu üzerine Kürtler silahlanmaya karar vermişler. Tuz ekili tarlayı arılardan korumak için!Silahını alan tarlaya koşmuş. Pat küt silahlar patlıyor, saçmalar dağılıyor. Arı, Kürt'ün birinin anlına konmuş. Öteki ıslık çalarak anlındaki arıyı vurmasını işaret etmiş.Alnındaki arıya nişan alınca, olan olmuş. Adam devrilmiş!Adam ölüp, onlarcası yaralanınca, düşünmüşler tuz ekmenin yanlışlığını.Şimdi keşke tuz ekilse, herkes nefret ekiyor. "Kürt" diye nefret ekiliyor, "devlet" diye nefret ekiliyor "alevi" ve "Sünni" diye nefret ekiliyor.* * *Tahir Elçi "barış" dediği anda öldürüldü. Polisler, güvenlik sağlamaya çalışırken öldürüldüler. Hepsi can? Niye ölsünler, niye öldürülsünler?Üzerinde yaşadığımız topraklar, birileri için Arz-ı Mev'ut ise bize sarıçiçek gösterip birbirimizi vurduruyorlar demektir.Aramıza belli ki bir fitne sokulmuş. Öyle ise bu fitneyi kökünden kazımak gerek. Bu fitnenin gözünü çıkarmak lazım? Yeni Mesaj Yazarı Ahmet Erimhan Bey "fitnenin gözünü çıkaran adamı" bize söylemişti, Meltem Tv ekranlarında.Prof. Dr.
Haydar Baş Bey?* * *Atlantik'in bütün zehirlerinin tek panzehiri, Haydar Baş'tır. Siz fitneyi söyleyin, o gözünü çıkarsın!Onun
Ehl-i Beyt ortak paydasında Şii ve Sünni'yi bir bilek bir yürek yapma uğraşı fitneyi Sıffin'e kadar kovalayıp Muaviye'nin kucağına bırakmıştır."Kürtlerde Türk'tür" çıkışı ile inançta zaten bir olan Kürt ve Türk'ün kandan da aynı olduğunu, delilleriyle ortaya koymuştur. Bir, İş ve Aş projesi olan
Milli Ekonomi Modeli ile ise seksen milyon kardeş olacaktı.Devletlerin "milli" ve "sosyal" olmasını zaruri kılan tez, kaynakların adil dağılımını insanların cebine akmasını temin ediyor. Açı herkes kandırır ama toku hiç kimse.Toplum olarak, tuz ekmekten daha sonuçsuz bir irade ve idare ile birbirlerimize ateş ettiriliyoruz.Keşke gerçekleri Baş'ta görseydik.