Allah'a yönelen insan, O'nun iradesine fanî ve O'nun tecellisinde yok olur. Cenab-ı Hakk'ın tecellisine ermek, asıl hürriyettir. Kulluğun iki temel esası mevcuttur...
Kulluğun iki temel esası mevcuttur. Birincisi marifet, yani Allah'ı bilmek; ikincisi de, O'na layıkıyla ibadet etmektir. Bu husus, Veda Hutbesi'nde şu cümle ile vurgulanır: "Ey Allah'ın kulları, Allah'tan korkmanızı, O'na itaat etmenizi vasiyet ederim". Allah korkusu takvaya, takva ise, marifete, yani Allah'ı bilmeye götürür.Kulluk, Allahü Teala'ya teslimiyet ve itaat olduğuna göre, mahlukat, her cinsi her şekli ve her haliyle kuldur. Mühim olan, insanın bu teslimiyetinin şuurunda olarak, fani varlıklara değil, ibadet edilmeye layık olana kul olmasıdır. İbadete layık olan şüphesiz ki Allah'tır. Bu sebeple bütün peygamberler, Allah'a davet etmiş ve kul olmanın örneğini göstermişlerdir.Dikkat edilirse, "Kelime-i Şehadet"in ikinci rüknünde Hz. Resulü Ekrem'in (sav), kul ve resul olduğu ifade edilir. Kulluk öyle bir gerçek ki, peygamberlik sıfatı ile beraber zikrediliyor vce imanın ikinci rüknünde yer alıyor. Kulluk mantığı, Allah'a iman ve hesap verme gerçeği üzerine oturtulmuştur. Kulluk, Allah'a yönelmenin, itaat edip teslimiyet göstermenin ve bu hususta bütün görevleri yerine getirmenin genel adıdır.Kelime olarak kulluk, 'esir olmak' demektir. İnsan her halükârda mutlaka esirdir. İnsan, zayıf ve acizdir. Mutlaka birşeye yönelecek ve bel bağlayacaktır. Neticede insan duygularının esiridir; ya iyi duygularının, ya da kötü duygularının esiridir. İnsan duyguları, yaratılış gayesine mutabık olarak Allah'ın istediğiistikamette olmalıdır.
Kulluğun iki temel esası mevcuttur. Birincisi marifet, yani Allah'ı bilmek; ikincisi de, O'na layıkıyla ibadet etmektir. Bu husus, Veda Hutbesi'nde şu cümle ile vurgulanır: "Ey Allah'ın kulları, Allah'tan korkmanızı, O'na itaat etmenizi vasiyet ederim". Allah korkusu takvaya, takva ise, marifete, yani Allah'ı bilmeye götürür.Kulluk, Allahü Teala'ya teslimiyet ve itaat olduğuna göre, mahlukat, her cinsi her şekli ve her haliyle kuldur. Mühim olan, insanın bu teslimiyetinin şuurunda olarak, fani varlıklara değil, ibadet edilmeye layık olana kul olmasıdır. İbadete layık olan şüphesiz ki Allah'tır. Bu sebeple bütün peygamberler, Allah'a davet etmiş ve kul olmanın örneğini göstermişlerdir.Dikkat edilirse, "Kelime-i Şehadet"in ikinci rüknünde Hz. Resulü Ekrem'in (sav), kul ve resul olduğu ifade edilir. Kulluk öyle bir gerçek ki, peygamberlik sıfatı ile beraber zikrediliyor vce imanın ikinci rüknünde yer alıyor. Kulluk mantığı, Allah'a iman ve hesap verme gerçeği üzerine oturtulmuştur. Kulluk, Allah'a yönelmenin, itaat edip teslimiyet göstermenin ve bu hususta bütün görevleri yerine getirmenin genel adıdır.Kelime olarak kulluk, 'esir olmak' demektir. İnsan her halükârda mutlaka esirdir. İnsan, zayıf ve acizdir. Mutlaka birşeye yönelecek ve bel bağlayacaktır. Neticede insan duygularının esiridir; ya iyi duygularının, ya da kötü duygularının esiridir. İnsan duyguları, yaratılış gayesine mutabık olarak Allah'ın istediğiistikamette olmalıdır.