Hükümet buğday alım fiyatını 50 kuruş olarak açıkladığından beri buğday üreticilerinin tepkisi devam ediyor.Ama ne duyan var, ne de dikkate alan...Çünkü siyasilerimiz için çiftçilerin ne dediği değil, AB ve IMF'nin ne dediği önemlidir. Çiftçi en az 61 kuruş olan maliyetini karşılayabilmek istiyor.Çiftçi aldığı faizli kredileri, borçları ödeyebilmek istiyor.Çiftçi hacizlerden, icralardan kurtulmak istiyor.Çiftçi bir sonraki yıla zarar etmeden geçmek istiyor.Çiftçi yetkililerin kendilerine kulak vermesini, dertlerine derman olmasını istiyor.İstiyor istemesine ama, gayet doğal olan bu isteklerine Hükümet yetkililerinden cevap bulması mümkün değil.Çünkü AB ve IMF politikaları buna müsaade etmiyor.AB istiyor ki, Türkiye buğday üretmesin, ithal etsin, AB'nin pazarı olsun.AB tarım köylüsünün desteklenmesini istemiyor.AB çiftçi sayısının azaltılmasını istiyor.IMF yerli paranın, yerli enerjinin, yerli tohumun, yerli gübrenin kullanılmasını istemiyor.Yerli para kullanılmayınca katma değeri en yüksek olan tarıma maalesef yatırım yapılamıyor, çiftçiye yeterli kaynak bulunamıyor. Borç verenler paralarının çiftçiye verilmesini istemiyor.Yerli enerji, yerli tohum, yerli gübre kullanılmayınca hem ürünlerin sağlıklı olması mümkün olmuyor, hem de maliyetler otomatikman artıyor. Çiftçi bırakın dış pazarlarda rekabet edebilmeyi, kendi ülkesinde bile rekabet şansını yakalayamıyor.Bütün bu gerçekleri dikkate aldığımızda çiftçilerimizin hala Hükümet yetkililerinden medet umması zaman kaybından başka bir şey değildir.Üstelik seçimler öncesi miting üstüne miting yaparak iktidarı protesto eden çiftçilerimiz seçimlerde yine dönüp dolaşıp şikayet ettikleri iktidar partisini açık ara öne taşıyınca ekonomi yönetiminin bu sorunlara çözüm bulması daha da imkansızlaşıyor.Çünkü bunun devamı AB ve IMF'ye devam demek oluyor.Bu icazeti onlara veren genelde milletimiz, özelde ise çiftçilerimiz oluyor.Çiftçilerimiz oluşturdukları bu tablodan sonra 50 kuruştan daha fazla bir fiyat alabilmeleri mümkün değil.Çiftçimiz uyanmadığı müddetçe tarımdaki bu daralma hızla artacaktır.Bir sonraki süreç, nasıl AB, şeker pancarına, tütüne kota koydu, aynısı buğdayda, mısırda, arpada olacaktır.Görünen köy kılavuz istemez.Çiftçimizin tek çıkış yolu AB ve IMF'ye hayır diyen, sadece demekle kalmayıp bilimsel çözümler sunan Bağımsız Türkiye Partisi ve Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Çünkü BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezleri gibi çözümleri mevcuttur.Çözümü olmayanın AB'ye ve IMF'ye hayır demesi asla mümkün değildir. Dese bile tiyatrodan öteye geçmez.Bu sebeple çiftçilerimiz ayıkmalı ve gerçek çözümü olanı iktidara taşımadığı müddetçe sürüneceğini bilmelidir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024