Türkiye'nin Suriye'ye gönderdiği TIR'ların IŞİD'e gittiği iddiaları üzerine çok iyi manevra ile "O TIR'lar Bayırbucak'taki Türkmenlere gidiyordu" diyerek savunmaya geçmesi, hükümetin sahte Türkmen aşkının da başlaması için milat oldu.
Yaklaşık iki yıldan beri Bayırbucak Türkmenleri ile yatıp, onlarla kalkıyoruz. Türkiye'den birtakım fedailer Türkmen bölgelerine gidiyor, sözümona Ruslarla savaşıyorlar. Türkiye'nin "radikal İslamcılarla ilgisi olmadığını ispatlamak için" Bayırbucak'ta rejim karşıtı isyanı daha da tetiklemesi, bugün Bayırbucak'taki bütün Türkmen köylerinin tek tek kaybedilmesi sonucunu doğurdu.
Bugün Türkmenler evlerinden barklarından olmuşsa, perişan bir şekilde yollara düşmüşse bunun sebebi bu gaflet politikaları.
Başbakan Davutoğlu Halep'ten dalga dalga gelen bu Türkmen göçünün verdiği öfke ile "Rusya, Suriye'de zelil olacak" diye haykırıyor. Ama ortada zelil olan bir şey varsa o da Türkiye'nin Suriye politikaları.
AKP'nin Türkmenlere sahip çıkma politikası tamamen sahte idi. O kadar sahte idi ki, Bayırbucak'ta Türkiye'nin bu sahte ağına düşmeyen Türkmenler, Suriye iç savaşı başlayalı beri Türkiye'nin Türkmenlere değil radikal gruplara yardım gönderdiğini sürekli gündeme getirmişlerdi.
Ama TIR olayı, "yardım ibresinin" mecburen Türkmenlere dönmesine yol açtı.
Türkmenler sadece Suriye'de yaşamıyor. Irak'ta; Kerkük'te, Musul'da, Telafer'de, Tuzhurmatu'da yerlerinde yurtlarından edilmiş, bir tarafta IŞİD'e diğer tarafta Türkiye destekli Barzani peşmergelerinin zulmüne maruz kalmış Türkmenler için "Türkmen sever AKP'nin!" tek kelime kullandığını duydunuz mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin'i ziyaret edecek diye Doğu Türkistan'da inançlarını yaşamakta sorun yaşayan Uygur Türklerinin güllük gülistanlık bir hayat yaşadıkları haberini devletin Anadolu Ajansı'na yaptırmadılar mı?
Bulgaristan'daki Türklerden gelen "asimilasyon devam ediyor, haklarımızı alamıyoruz, vakıf taşınmazlarımız geri verilmiyor, camilerimiz, medreselerimiz saldırılara maruz kalıyor" çığlıklarını duyan var mı?
Yunanistan'da İskeçe Müftüsü Ahmet Mete feryat ediyor: "28 Ocak gecesi kendilerini "Trakya'nın Bekçileri" olarak tanıtan yüzü maskeli kişiler müftülük görevlisini kaçırdı, ölümle tehdit etti, canımız tehlikede."
Türk Dışişleri Bakanlığı neden tek kelime ile Yunanistan'ı uyarmadı, Batı Trakya Türklerinin arkasında olduğumuzu söylemedi?
Çünkü AKP'nin bir Türkmen politikası ve hassasiyeti yok.
Bayırbucak Türkmenlerini Emevi Camisi'nde namaz kılma hayaliyle kullandık ve attık.
Şimdi ise Rusya'ya "zelil ol!" diye beddua ediyoruz.
Türkmenler ise dünyanın her tarafında Türkiye'nin kendilerine sahip çıkacağını "zannediyor!"