Hükümetin bütün önceliği İç Güvenlik Yasası'nı çıkarmak üzerine kurulu. Bu yasanın Türkiye'ye ne getireceğini en iyi anlatan yazılardan birini değerli yazarımız Prof. Dr. Ünal Emiroğlu dile getirmiş.Şöyle yazmış Emiroğlu:"İç Güvenlik Paketi'nin hükümet tarafından Meclis'e sevki "devlet terörünün" yasamadaki iz düşümüdür. Siyasi iktidar devlet şiddetini yasalaştırma kalkışması içindedir. Yasalaştırma girişimi,"hukukun katliamına" dönüşürken, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan anayasa ve insan hakları hukuku da hiçe gitmekte soykırıma uğramaktadır." (Yeni Mesaj, 5 Şubat 2015)Çok değerli bir hukuk profesörümüz olan Emiroğlu, yazısında bu tasarıya "devlet terörü, devlet şiddeti, hukuk katliamı" olarak isyan ederken hükümetin hukuku gukuk zanneden mensupları bu tasarının ülkeye nasıl huzur ve istikrar getireceğini savunuyorlar.Bu yasanın çıkartılmak istenmesinin sebebi olarak polisin PKK'nın sokak eylemlerine müdahalede yasal olarak yeterli kalması, polise taş atan, molotof kokteyli atan eylemcilere ciddi bir müeyyide uygulanmaması gibi "palavralar" ortaya atılıyor.Oysa herkes biliyor ki bugün bırakın elinde taş olan, molotof kokteyli olan PKK'lıları, eli silahlı PKK'lıların bile "açılım dokunulmazlığı" var. PKK'lılar, Güneydoğu'da ellerindeki silahlarla gövde gösterisi yapıyor, araç durduruyor, kimlik soruyor, şehrin merkezinde sokakları kazarak güvenlik güçlerinin girişini engelliyor.Mevcut terörle mücadele yasasının uygulanması halinde polisler sokakta kuş uçurtmaz.Yapılmak istenen belli: "Sokağa dökülen eylemcilere müdahale altında muhalif kesimin masum protestolarını acımasızca engellemek."Eli silahlı ve eli molotoflu eylemciler, sınırsız bir özgürlüğe sahip.Güvenlik güçlerinin düştüğü durumu gösteren ilginç bir olay anlatayım: Ocak ayının ilk haftasında Cizre'de bir grup eylemci Tank Taburu'nda nöbet tutan askerlere taşlı saldırıda bulunuyor. Askerler, bu saldırı karşısında sessiz sedasız taşları kafalarına yiyerek olayı seyrediyor. Polis ise askere yapılan bu saldırıyı görmezden geliyor.Nöbet tutan askere karşı yapılan saldırıyı durduracak "kanununuz mu yoktu" da seyirci kaldınız diye sorası geliyor insanın!Bu sırada iki kahraman çıkıyor ortaya. Vesile ve Fatma isimli iki yaşlı kadın, askere taş atan gençlerin önüne atlıyor. Gençleri elleriyle tutarak taş atmalarını engellemeye çalışıyor. Kürtçe olarak onlara bağırıyor:"Oğlum askerler size ne yapmış? Artık barış var. Askerler 2 yıldan beri hiçbir şey yapmamışlar. Siz niye taş atıyorsunuz?"Gençler, Vesile ve Fatma Teyze'nin çağrılarına kulak vermeyince bu defa yaşlı kadınlar yerden taş alarak onların üzerine fırlatıyor ve onları olay yerinde uzaklaştırıyor.Ve ardından nöbet tutan ve kendilerine "olayı seyretme görevi" verilen askerlerimize sesleniyorlar:"Merak etmeyin oğlum. Biz burada sizi koruruz. Siz bize emanetsiniz."Hükümet; devletin, bayrağın, askerin, kamunun güvenliğini sağlamak için mevcut yasaları uygulamayınca, Cizre'deki askerlerimizi korumak için Kürt anneler devreye giriyor!Devlet, askeri koruyan Kürt annelerin temsil ettiği "yiğit kimlikle" değil, askere taş atan teröristle el sıkışıyor.El sıkıştığı teröristin sokaklarda estirdiği vahşeti önleme adı altında bu defa bunu bahane ederek sokağa dökülen muhaliflere terörist damgası vurmaya çalışıyor.Sonra da "İç Güvenlik Yasası devlet terörü estirecek" diyenlere cahilane bir şekilde karşı çıkıyor.Bırakın yasa çıkarmayı da Vesile ve Fatma Teyze'den ders alın.Sizin, yasa değişikliğine değil, kafa değişikliğine ihtiyacınız var.