Bir kimse, receb ayında on gün oruç tutar ise, ne güzel olur, ne güzel. Kendisine üstte anlatıldığı kadar sevap verilir; on katı da eklenir. Ve onu: Allah'ü Teâlâ, kötülükleri iyiliğe çevrilen kimselerden eyler.
Ve o kul: Dünyada iken Allah için adalet üzere, Yüce Allah'a yakınlık bulan kimselerden olur. Yine o kimse: Bin sene oruç tutan, namaz kılan, sabreden sevabını Allah'tan bekleyen kimse gibi olur.Bir kimse, receb ayında yirmi gün oruç tutar ise, üstte anlatılan mikdarda kendisine sevap verilir. Yirmi katı ecrini artırır. Kendisi, İbrahim Halilüllah aleyhisselâma komşu olur. Hemen hepsi hatalı sayılan Rabia ve Mudar kabilesi sayısı kadar kimselere şefaat eder.Bir kimse receb ayında otuz gün oruç tutar ise, üstte anlatıldığı kadar sevap verilir. Bundan başka, otuz kat da sevabı artırılır. Bu arada, bir nidacı semadan şöyle seslenir:- Ey Allah'ın sevgili kulu, büyük ikrama nail olacağını müjdelerim.Soruldu:- Büyük ikram nedir? Şu cevabı verdi:- Cemil olan Yüce Allah'ın yüzünü görmektir. Peygamberlere, sıddıklara, şehidlere, salihlere arkadaş olmaktır. Bunların arkadaşlığı pek güzeldir.Yarın perde açıldığı, Kerim Allah'ın büyük sevabına kavuştuğun zaman ne mutlu sana. Bu kimseye ölüm meleği geldiği zaman; ruhunu teslim edeceği sırada Allah'ü Teâlâ kendisine firdevs havuzlarının içkisinden içirir. Ölüm halini ona kolay eder. Hatta, ölüm acısını hiç görmez. Kabrinde suya kanmış olarak kalır. Rasûlüllah (s.a.v.) kevser havuzuna varıncaya kadar susuzluk duymaz. Kabrinden kalktığı zaman, kendisini yetmiş bin melek uğurlar. Onların beraberinde inciden, yakuttan takılar ve giysiler vardır. Kendisine şöyle derler:- Ey Allah'ın veli kulu, bir an evvel Rabbına kavuş. Dünyada iken, gündüzleri onun için susuz kaldın; bedenini erittin.Ve, kıyamet günü, adn cennetine ilk giren kimse bu olacaktır. Hem de kurtulanlarla beraber. Allah onlardan razıdır; onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Bu ne büyük na-iliyettir. Şöyle devam etti:- Şayet o kimse, her tuttuğu oruç günü, günlük yiyeceği kadar da sadaka verecek olursa, heyhat heyhat heyhat. artık bunun alacağı sevaba zor yetişilir.Bu kulun aldığı sevap kadar sevap almak için cümle halk biraraya gelecek olsalar; Allah'ü Teâlâ'nın bu kula ihsan ettiği sevabın kırkta birini dahi alamazlar.Abdullah b. Zübeyr r.a. şöyle anlattı:- Bir kimse, Şehrüllah'il-Asamm olan receb ayında bir kulun sıkıntısını giderecek olsa, Allah'ü Teâlâ ona kıyamet günü, firdevs cennetinde gözünün görebildiği kadar uzunlukta büyük bir saray verir. Dikkat ediniz, bu ayda ikram sahibi olunuz; Aziz Celil Allah'tan bir ikrama nail olursunuz.
Ve o kul: Dünyada iken Allah için adalet üzere, Yüce Allah'a yakınlık bulan kimselerden olur. Yine o kimse: Bin sene oruç tutan, namaz kılan, sabreden sevabını Allah'tan bekleyen kimse gibi olur.Bir kimse, receb ayında yirmi gün oruç tutar ise, üstte anlatılan mikdarda kendisine sevap verilir. Yirmi katı ecrini artırır. Kendisi, İbrahim Halilüllah aleyhisselâma komşu olur. Hemen hepsi hatalı sayılan Rabia ve Mudar kabilesi sayısı kadar kimselere şefaat eder.Bir kimse receb ayında otuz gün oruç tutar ise, üstte anlatıldığı kadar sevap verilir. Bundan başka, otuz kat da sevabı artırılır. Bu arada, bir nidacı semadan şöyle seslenir:- Ey Allah'ın sevgili kulu, büyük ikrama nail olacağını müjdelerim.Soruldu:- Büyük ikram nedir? Şu cevabı verdi:- Cemil olan Yüce Allah'ın yüzünü görmektir. Peygamberlere, sıddıklara, şehidlere, salihlere arkadaş olmaktır. Bunların arkadaşlığı pek güzeldir.Yarın perde açıldığı, Kerim Allah'ın büyük sevabına kavuştuğun zaman ne mutlu sana. Bu kimseye ölüm meleği geldiği zaman; ruhunu teslim edeceği sırada Allah'ü Teâlâ kendisine firdevs havuzlarının içkisinden içirir. Ölüm halini ona kolay eder. Hatta, ölüm acısını hiç görmez. Kabrinde suya kanmış olarak kalır. Rasûlüllah (s.a.v.) kevser havuzuna varıncaya kadar susuzluk duymaz. Kabrinden kalktığı zaman, kendisini yetmiş bin melek uğurlar. Onların beraberinde inciden, yakuttan takılar ve giysiler vardır. Kendisine şöyle derler:- Ey Allah'ın veli kulu, bir an evvel Rabbına kavuş. Dünyada iken, gündüzleri onun için susuz kaldın; bedenini erittin.Ve, kıyamet günü, adn cennetine ilk giren kimse bu olacaktır. Hem de kurtulanlarla beraber. Allah onlardan razıdır; onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Bu ne büyük na-iliyettir. Şöyle devam etti:- Şayet o kimse, her tuttuğu oruç günü, günlük yiyeceği kadar da sadaka verecek olursa, heyhat heyhat heyhat. artık bunun alacağı sevaba zor yetişilir.Bu kulun aldığı sevap kadar sevap almak için cümle halk biraraya gelecek olsalar; Allah'ü Teâlâ'nın bu kula ihsan ettiği sevabın kırkta birini dahi alamazlar.Abdullah b. Zübeyr r.a. şöyle anlattı:- Bir kimse, Şehrüllah'il-Asamm olan receb ayında bir kulun sıkıntısını giderecek olsa, Allah'ü Teâlâ ona kıyamet günü, firdevs cennetinde gözünün görebildiği kadar uzunlukta büyük bir saray verir. Dikkat ediniz, bu ayda ikram sahibi olunuz; Aziz Celil Allah'tan bir ikrama nail olursunuz.