Aşağıdaki ayetlerin iniş sebebi çok manidardır.
İman konusunda en küçük bir açı sapması insanı nelere götüreceğinin en açık delilidir bu ayetler.
Konu Hz. Peygamber'in şahsında gündeme gelse de, asıl bizi ilgilendirir.
Yani peygamber şahsında bütün ümmettir ikaz edilen.
Haşr Suresi'nde Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyuruyor:
"Bu misalleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz." (Haşr; 59/21)
İnsanların en çok düşünmesi gereken ilahî misallerden biri de İsrâ Suresi'nin bu üç ayetidir.
Özellikle de iman ile küfrün, tevhid ile şirkin, İslam ile gayr-i İslam'ın bu kadar birbirine karıştırılmak istendiği günümüzde, çok çok okumamız lazım bu ayetleri.
İslam'ın insanlığa doğru ulaşmasını engellemek için, kilise tarafından oluşturulan "Dinlerarası diyalog" sürecinde bu ayetler de iyi bir ölçüdür.
İslam inancının başka dinlerin akaidiyle meczedilmeye/sentezlenmeye çalışıldığı bir zamanda bu üç ayet bize çok şey öğretmeli.
İslam'ın üzerinde zerre oynanmasına asla razı olmadığı kurallarının, "dünya barışı", "insanlık huzuru" gibi laflarla sarsılmaya çalışıldığı bir zamanda yaşıyoruz.
Yüce Allah, iman konusunda, gerekli tepkiyi anında koymadığı zaman, bakın kullarını nasıl ikaz ediyor.
Ne var bunda?
Bu kadar da şüpheci olmayın!
Allah 4 milyar Hıristiyan'ı nasıl Cehennem'e koyar?..
Gibi lafları kullanmaktan sakınmayanlar, daha dikkatli okumalı bu ayetleri ve tabi diğerlerini.
Ayetlerin iniş sebebi/sebe-i nüzûlü şöyle:
Bu ayetler "Sakîf oğulları" hakkında nazil olmuştur. Hz. Peygamber'e (as) gelip şu tekliflerde bulunmuşlar ve teklifleri kabul edilirse ancak İslam'a gireceklerini söylemişlerdi:
a- Bizden zekat almayacaksın!
b- Harplere iştirak etmeyeceğiz.
c- Namazlarda eğilip bükülmeyeceğiz.
d- Faiz alacaklarımızı alacak, borçlarımızı ödemeyeceğiz.
e- Bizim vadi de Mekke gibi kutsal sayılacak.
Bu tekliflerden sonra bir de şunu ilave ettiler:
"Eğer Araplar sana: Niye böyle yaptın? derse, Allah emretti deyiver."
Yukarıdaki konuşma üzerine ve Resûlüllah'ın anında ret cevabını vermemesi üzerine şu ayetler iniyor:
"Ve onlar az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden başkasını Bize iftira edesin diye seni fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni elbette dost edineceklerdi.
Ve eğer Biz sana sebat vermemiş olsa idik, az kaldı onlara biraz meyil edecek idin.
O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın." (İsra; 17/73-75)
"Dinler arası Diyalog" sürecinde İslam'ın sarsılan, çiğnenen ya da inkâr edilen hükümleri ile Sakîf Kabilesi'nin peygamberden istediği imtiyazları bir kıyaslayın.
Diğer gelişmelerle de kıyaslayın.
a- Üç din aynıdır. İbrahimî dindir.
b- Bir kişinin "benim dinim haktır" dememesi, en büyük dinsizliktir. (Prof. Mehmet Aydın'a ait)
c- Bir Müslüman kadının Hıristiyan erkekle (ya da ehl-i kitap biriyle) evlenmesinde bir sakınca yoktur. (Bu evlilik Urfa'da gerçekleştirildi. 17 Nisan 2000 Zaman Gazetesi)
d- Papaz Leasther şehadet getirerek hem Hıristiyan, hem Müslüman oldu. (17 Nisan 2000 tarihli Zaman gazetesi) Çifte dinlik.
e- Muhammet'in (as) peygamber olduğuna iman etmek şart değildir. (Fethullah Gülen; Küresel Barışa Doğru. s-131)
f- Ehl-i Kitap'la aynı şeylere iman ediyoruz, amentümüz birdir. (Ahmet Şahin, Zaman Gazetesi, 17. 4. 2000)
g- Kur'an'daki ehl-i kitapla ilgili ayetler, Hz. Peygamber (as) dönemini ilgilendirir, bugünü bağlamaz. Yani bugünün Yahudi ve Hıristiyanları cennetliktir. (Fethullah Gülen; Küresel Barışa Doğru, s-45)
Bu şıkları çoğaltmak mümkün.
Şimdi siz Sakîf Kabilesi'nin Peygamberden isteyip alamadığı tavizlerle, "Dinler arası Diyalog" sevdalılarının istenmeden verdiği tavizleri mukayese edin.
Sonra dönün bu üç ayeti bir daha okuyun.
Sonra da, (eğer bu anlayışta olanlardan iseniz) sizi Yeni Mesaj Gazetesi'ne abone yapmak için kapınıza gelen arkadaşlara: "Hıristiyanlar cennete girerse ...a bir şey mi girecek, çıkın gidin dükkanımdan deyin."
Hatta dövün.
Sonra da son ayetin son kısmını bir daha okuyun.
"...O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın." (İsra; 17/73-75)
İman konusunda en küçük bir açı sapması insanı nelere götüreceğinin en açık delilidir bu ayetler.
Konu Hz. Peygamber'in şahsında gündeme gelse de, asıl bizi ilgilendirir.
Yani peygamber şahsında bütün ümmettir ikaz edilen.
Haşr Suresi'nde Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyuruyor:
"Bu misalleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz." (Haşr; 59/21)
İnsanların en çok düşünmesi gereken ilahî misallerden biri de İsrâ Suresi'nin bu üç ayetidir.
Özellikle de iman ile küfrün, tevhid ile şirkin, İslam ile gayr-i İslam'ın bu kadar birbirine karıştırılmak istendiği günümüzde, çok çok okumamız lazım bu ayetleri.
İslam'ın insanlığa doğru ulaşmasını engellemek için, kilise tarafından oluşturulan "Dinlerarası diyalog" sürecinde bu ayetler de iyi bir ölçüdür.
İslam inancının başka dinlerin akaidiyle meczedilmeye/sentezlenmeye çalışıldığı bir zamanda bu üç ayet bize çok şey öğretmeli.
İslam'ın üzerinde zerre oynanmasına asla razı olmadığı kurallarının, "dünya barışı", "insanlık huzuru" gibi laflarla sarsılmaya çalışıldığı bir zamanda yaşıyoruz.
Yüce Allah, iman konusunda, gerekli tepkiyi anında koymadığı zaman, bakın kullarını nasıl ikaz ediyor.
Ne var bunda?
Bu kadar da şüpheci olmayın!
Allah 4 milyar Hıristiyan'ı nasıl Cehennem'e koyar?..
Gibi lafları kullanmaktan sakınmayanlar, daha dikkatli okumalı bu ayetleri ve tabi diğerlerini.
Ayetlerin iniş sebebi/sebe-i nüzûlü şöyle:
Bu ayetler "Sakîf oğulları" hakkında nazil olmuştur. Hz. Peygamber'e (as) gelip şu tekliflerde bulunmuşlar ve teklifleri kabul edilirse ancak İslam'a gireceklerini söylemişlerdi:
a- Bizden zekat almayacaksın!
b- Harplere iştirak etmeyeceğiz.
c- Namazlarda eğilip bükülmeyeceğiz.
d- Faiz alacaklarımızı alacak, borçlarımızı ödemeyeceğiz.
e- Bizim vadi de Mekke gibi kutsal sayılacak.
Bu tekliflerden sonra bir de şunu ilave ettiler:
"Eğer Araplar sana: Niye böyle yaptın? derse, Allah emretti deyiver."
Yukarıdaki konuşma üzerine ve Resûlüllah'ın anında ret cevabını vermemesi üzerine şu ayetler iniyor:
"Ve onlar az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden başkasını Bize iftira edesin diye seni fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni elbette dost edineceklerdi.
Ve eğer Biz sana sebat vermemiş olsa idik, az kaldı onlara biraz meyil edecek idin.
O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın." (İsra; 17/73-75)
"Dinler arası Diyalog" sürecinde İslam'ın sarsılan, çiğnenen ya da inkâr edilen hükümleri ile Sakîf Kabilesi'nin peygamberden istediği imtiyazları bir kıyaslayın.
Diğer gelişmelerle de kıyaslayın.
a- Üç din aynıdır. İbrahimî dindir.
b- Bir kişinin "benim dinim haktır" dememesi, en büyük dinsizliktir. (Prof. Mehmet Aydın'a ait)
c- Bir Müslüman kadının Hıristiyan erkekle (ya da ehl-i kitap biriyle) evlenmesinde bir sakınca yoktur. (Bu evlilik Urfa'da gerçekleştirildi. 17 Nisan 2000 Zaman Gazetesi)
d- Papaz Leasther şehadet getirerek hem Hıristiyan, hem Müslüman oldu. (17 Nisan 2000 tarihli Zaman gazetesi) Çifte dinlik.
e- Muhammet'in (as) peygamber olduğuna iman etmek şart değildir. (Fethullah Gülen; Küresel Barışa Doğru. s-131)
f- Ehl-i Kitap'la aynı şeylere iman ediyoruz, amentümüz birdir. (Ahmet Şahin, Zaman Gazetesi, 17. 4. 2000)
g- Kur'an'daki ehl-i kitapla ilgili ayetler, Hz. Peygamber (as) dönemini ilgilendirir, bugünü bağlamaz. Yani bugünün Yahudi ve Hıristiyanları cennetliktir. (Fethullah Gülen; Küresel Barışa Doğru, s-45)
Bu şıkları çoğaltmak mümkün.
Şimdi siz Sakîf Kabilesi'nin Peygamberden isteyip alamadığı tavizlerle, "Dinler arası Diyalog" sevdalılarının istenmeden verdiği tavizleri mukayese edin.
Sonra dönün bu üç ayeti bir daha okuyun.
Sonra da, (eğer bu anlayışta olanlardan iseniz) sizi Yeni Mesaj Gazetesi'ne abone yapmak için kapınıza gelen arkadaşlara: "Hıristiyanlar cennete girerse ...a bir şey mi girecek, çıkın gidin dükkanımdan deyin."
Hatta dövün.
Sonra da son ayetin son kısmını bir daha okuyun.
"...O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın." (İsra; 17/73-75)
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024