Çiftlik Bank gibi sanal üçkâğıtçı firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Yani "ülkenin zemini!" buna müsait. Üçkâğıtçılar, ineği kullanarak, koyunu kullanarak, tavuğu kullanarak milletin parasını bir güzel söğüşlemişler. Ben en çok da devlet erbabının "Çiftik Bank'ı biz ortaya çıkardık" demesine gülerim. Yahu adam gözünüzün içine baka baka yüz bin kişiyi dolandırmış, 1.1 milyar lira para toplamış,"banka" adı kullanmış, reklam vermiş elinizi bile kıpırdatmamışsınız, Uruguay'a kaçtıktan sonra "biz ortaya çıkardık" diyorsunuz.
Şimdi de Sütbank dolandırıcılığı ortaya çıktı. İki yılda 1500 üyeden 100 milyon lira toplamış Sütbank yönetimi.
Sütbank mağdurları başlarına gelenleri yeni fark etmişler ve feryat ediyorlar.
Son olağan kurul toplantısında yerinden fırlayarak bağıran Adem Kopan, ''Ben 15 saat ateşin başında çalışarak o paraya kazandım. Size güvenerek o parayı getirdim, verdim. Yazık değil mi, ahırda inek yok. Nerede bu inekler? 55 yıllık emeğim gitti'' diyor.
Evet, ahırda inek yok, Adem Bey, o halde niye bu kadar para yatırdın?
Ahırda inek yok, koyun yok, keçi yok, yem yok, yok oğlu yok, ama toplanan milyonlar var.
Eski divan başkanı Mustafa Yıldız ise emekli ikramiyesi olan 100 bin lirayı şirkete yatırdığını belirterek, ''Burada üye olanların çoğu asker, polis, memur, işçi kişiler. 20 bin üye var. Bizi Çiftlik Bank gibi dolandırdılar. Ben 30 yıllık emekli tazminatımı 100 bin lira verdim, 1 lira geri almadım" diyor.
Yani aslında resmi açıklamada belirtilen bin 500 kişi değil 20 bin kişi var dolandırılan.
Bir başka üye E. Y., "Babam 198 bin TL, kız kardeşim 112 bin TL, kuzenim 21 bin TL, bir arkadaşım ise 7 bin lira yatırdı. Sistem baştan beri bana güven vermemişti ama girdik bir şekilde. Şimdi paramızı nasıl kurtaracağız bilmiyoruz" diyor.
Aile boyu dolandırılmış yani!
İşin en komik tarafı ise Sütbank yönetiminin bir ay önce üyelerine attığı şu mesaj:
"Çiftliğimizde bulunan 533 adet hayvan ölmüştür. Bu sebeple çiftliğimizde üretim geçici süreyle durmuştur."
Yani adamların bir günahı yok. İnekler ölmüş ne yapsın gariplerim!
"Gerçi 100 milyon lira toplamışlar, ölen inekler en yüksek fiyattan hesaplayalım tanesi 10 bin liradan etse etse 5 milyon lira eder, yahu siz vatandaştan 100 milyon lira topladınız, nerede geri kalan 95 milyon lira?" diye de soran yok.
Ve gelelim finale;
Sütbank genel kurulunda konuşan ve başkanlığa aday olan Mersin Bölge Sulama Birliği Başkanı Ersin Akdoğan, ''Bir yerde iman, bir şey varsa, yapılamayacak bir şey yoktur. Ben özellikle proje insanıyım" dedi.
"İman varsa! Yapılamayacak şey yoktur!"
Yahu bu kadar rezilliğin ve mağduriyetin olduğu yerde "imanı" niye işin içine katıyorsunuz?
Bugün kadar başımıza ne gelmişse imanı yani kutsalı kullananlar yüzünden gelmedi mi?
Çiftlik Bank'a para toplayan tiyatro sanatçısı bile, İnegöl'deki şirket binası önünde toplanan vatandaşlara "görüyorsunuz, benim beyaz sakalım var, sakalıma hürmeten Çiftlik Bank'a para yatırın!" diye konuşma yapmıştı.
O tiyatro sanatçısı bu konuşmadan sonra eminim o gece Beyoğlu'nda bir meyhanede demleniyordu. Olay geliyor rahmetli Yaşar Nuri'nin "Allah ile aldatmak" tespitine dayanıyor.
Allah ile aldatan siyaset, Allah ile aldatan ticaret, Allah ile aldatan her türlü rezalet!
Olmayan ineklere para yatırıp İnek Şaban yerine konulanlar, olmayan koyunlara para yatırıp koyun gibi meleyenler, olmayan tavuğa para yatırıp, gıdak gıdak bağıranlar hep bunun sonucu.
Allah ise Kuran'da birçok yerde "Hiç akıl etmez misiniz?" diye öğüt veriyor insana.
Aklını kullanmayan insan sonuçta başını taşlara vuruyor.