Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye'de istihdam vergilerinin toplam işçilik maliyeti içindeki payının yüzde 42.4 olduğunu açıkladı. Konfederasyon'un her yıl düzenli olarak hazırladığı "Çalışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyeti" araştırmasının 2002 yılına ilişkin sonuçları yayınlandı. Yapılan açıklamaya göre Türkiye, araştırmada kullanılan OECD verilerine göre, 30 OECD ülkesi içinde, istihdam vergilerinin ağırlığı bakımından 2001'de olduğu gibi, 2002'de de ilk sırada yer aldı. 2003'te de artarak devam ediyor. Yapılan araştırmada Türkiye, % 42.4'le birinci sırada yer alırken OECD ülkelerinin ortalaması %24 oldu. ABD'de ise bu oran % 17.6 düzeyinde
Ülkemizin en büyük sorunu sizce hangisi? Bence işsizlik ve buna bağlı gelir dağılımındaki dengesizliktir. Ülkemizde işsizlik her geçen gün artarak devam etmektedir. İşi olmayan bir aile reisinin yerine kendinizi koyun, belli bir zaman sonra elinizde de para yoksa ne yapabilirsiniz.?
Bu kadar yüksek işsizlik oranlarının olduğu ülkemizde, işçi çalıştırmanın maliyetlerinin de bu kadar yüksek olması kendi kendimizi uçurumdan aşağıya yuvarlamak gibi bir şey.
Bir işveren eğer işçisine 58 lira veriyorsa 42 lira da devlete vermek zorunda bırakılıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama yok. Maalesef 2003 yılında da bu vergi yükü artarak devam ediyor. Bu yanlış uygulamanın getirdiği 4 temel zararla karşı karşıyayız.
1-Türkiye dünya pazarlarında emek ağırlığı yüksek mallarda rekabet etmek zorunda. Yoksa teknoloji gerektiren sahalarda, kalkınmış olan ülkelerin şansları daha fazla adamlar milyarlarca dolar yatırım yapmışlar. Bu sahalara şu an için devlet destekli büyük projelerle girilebilir. Bunun müstesnaları yok mu, elbette olabilir. Ama şu anda bizler tarıma dayalı sanayi, tekstil ve KOBİ'ler düzeyinde dünyada kendimize rahat pazar buluyoruz.. Zamanında Uzakdoğu da böyle başladı. Şimdi dünyanın teknoloji merkezi oldu. İşte bu emek ağırlıklı mamullerde anormal yüksek olan bu vergiler, ihracatçımızın dışarıda rekabet şansını engellemektedir. O yüzden yerli yatırımcımız komşu doğu bloğu ülkelere yatırımlarını kaydırmakta
2-İşveren bu kadar yüksek maliyetlerden dolayı, değil işçi almak işçi çıkarmanın derdinde. Bu da malumunuz işsizlik sorununu daha da körüklüyor.
3-Sonuçta işçinin eline geçmesi gereken paranın ciddi bir kısmı devlete vergi olarak aktarıldığı için, işçinin cebine az bir para geçiyor. Bu da asıl toplumda tüketme kabiliyeti olan bu kesimden bu hakkın alınması demek. Yani yüksek vergi işçi için daha az para, işveren için ise daha az tüketim demek Bu yıl talebin % 10 daha daraldığını bilmem hatırlatmama gerek var mı?
4-Enflasyonu düşürdüğünü söyleyen hükümet esasında kendini kandırıyor. Talebin daraldığı, stokların arttığı, bir ülkede enflasyon düşüyorsa bu son tahlilde batmak demektir. Oysa ülkemizde ki enflasyonun maliyet enflasyonu olduğunu Prof. Dr.
Haydar Baş her seferinde söylüyor. Yani bu kadar yüksek vergiler düşürülmeden enflasyon düşürülemez.
AKP,ülkemizde ki istihdam vergilerini dünyanın en yükseğine çekmiş durumda. BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş ise 100 milyarın altındaki gelirlerden tamamı ile vergiyi kaldırmayı düşünüyor. Dolayısı ile yukarıda anlattığım bu dört maddede ki olayların önü bir anda kesilebilecek.
Peki öyleyse kaynak nereden bulunacak derseniz .Bunu daha önceki yazılarımda açıklamıştım. Bu başlı başına bir konu,.ancak BTP liderinin bu çözüm paketinin yanında kaynak nereden bulunacak sorusuna çok güzel bir cevabı var: "Zaten devlet adamı, o kaynağı bulan kişidir."