İsviçre'de minare inşaatının yasaklanması ile sonuçlanan referandumdan sonra Türkiye'de bir takım hızlı Müslümanlar İsviçre'ye yoğun saldırıya geçtiler. İsviçre'yi din özgürlüğüne karşı faşizan tavır almakla, insan haklarına karşı durmakla suçladılar. Oysa İsviçre halkının mesajı gayet açıktı. Adamlar diyorlar ki "Biz İslami sembollere karşıyız. İki metre uzunluğunda da olsa minareye tahammülümüz yok."AB aşığı Müslüman çevreler ise kraldan fazla kralcı kesilerek Avrupa'ya akıl vermeye çalışıyorlar."Siz nasıl din özgürlüğüne karşı bir tavır içine girersiniz!" diye öfkeleniyorlar.Çünkü bizimkilerin putları bir bir yıkılıyor. Onlar Avrupa'da namütenahi bir başörtüsü, ibadet, dini yaşantı özgürlüğü hayalini kamuoyuna pompaladılar yıllardır. Bu uğurda kendi devletlerinin aksayan yanlarını ıslah etmek yerine "dinsiz devlet, yıkılacak elbet" diye slogan attılar. Kendi devletlerine dinsiz deyip Hıristiyan Avrupa'da İslamı sınırsızca yaşayacaklarını umut etiler.Ama Avrupa'nın en "özgürlükçü ülkesi" bizimkilere fena gol attı.Aslında benzer golleri daha önce de attı Avrupa.İslam peygamberi ile dalga geçen karikatürler çizdirdi.Cami avlularında domuz gezdirdi.Kuran'ı Kerim satışını yasaklatma kararı aldı.Müslüman kızları çırılçıplak ve başörtülü gösteren heykeller yaptı.Müslümanların üzerine insan dışkısı dolu poşetler attı.Bazı camilere sabah ve akşam namazı vakti girmeyi yasaklayan kararlar aldı.İslamın teröre prim verdiğini açıklayan siyasetçileri kucakladı.Yani minare olayına gelinceye kadar yüzlerce İslam karşıtı tutum sergiledi Avrupalı dostlarımız!Ama bizimkiler hiç utanmadan, sıkılmadan, "ilk hedefimiz Avrupa' dır!" diye haykırdılar. Bizim Müslümanlarımız kendi devletlerine dinsiz deyip Müslümanları evlerinde diri diri yakan Avrupalılarla beraber olmak için çırpınıp durdular.Müslümanların kafasına b.k atan İngilizlerle aynı ittifaka mensup olmak için takla attılar.Bizim Bülent Arınç'ımız bu Avrupa Birliği için "onlar bizim aşkımızdır" dedi.O "aşkları" da bugün İsviçre'de zaten topu topu dört tane olan ve her bir 2 metre olan minarelerin bile yıkılması kararını aldı.İsviçre haksız mı? Değil.O zaten inancının gereğini yapıyor.Müslüman'ın minaresine bile tahammülü olmayanların kendisine de tahammülü olmayacağını ilan ediyor."Ey ahmak Avrupa sevdalıları! Biz buyuz" diyor.Hadi olaya bir de bizim taraftan bakalım:Piyalepaşa'da Süleymancıların Kuran kursunu dozerler göndererek yerle bir eden İsviçre hükümeti miydi? Yoksa AKPli belediye başkanı mıydı?Müslümanların kimliklerinden din hanesi kaldıran İsviçre başbakanı mıydı? Denizlinin Honas ilçesinde 1948'de camiye çevrilen Rum kilisesini tekrar kiliseye çevirmek isteyen belediye başkanı AKP'li miydi yoksa İsviçre Sosyal Demokrat Partisinden mi?Van'ın Akdamar Kilise'sine 4 trilyon lira aktararak restore eden ve kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeki kiliseye Müslüman halkın vergilerini aktaran da İsviçre miydi?Trabzon'daki Santa Maria Kilise'sini belediyenin imkanlarını kullanarak onaran, restore eden belediye başkanı bugün AKP milletvekili mi yoksa İsveç vatandaşı mı?Silivri Ortaköy'de yıkık haldeki bir eski kilisenin cami olarak restore edilmesine karşı çıkıp "Türkiye'de yeteri kadar cami var, burası cami değil müze olmalı" diye karara karşı çıkan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay hangi ülkenin kültür bakanıydı?Türkiye'de domuz eti serbestîsini getirenler de İsviçreliler miydiHülasa bu ülkenin Müslüman halkı bu ülkenin Müslüman geçinen siyasetçilerinin İslama vurdukları her darbeye sessiz kalıp bir hikmet arama gafleti içinde olurken öte yandan İsviçre gavurunun dört minareyi yasaklama kararı almasına öfkelenmelerine yuh be demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.Yuh be!