Hükümetin dış politikası "iflas" limanına geldi oturdu. K. Irak'ta resmen battık. Kıbrıs'ta aynı çöküşe harç döken zihniyet şimdi "Ermeni soykırımını" kabul için ter akıtıyor.
Sözde "soykırım" filminde de senaryo aynen Kıbrıs'ta olduğu gibi işliyor. Hükümet önce tıkanıklıktan bahsediyor. Ardından "politika değişikliği" bir marifetmiş gibi ballandıra ballandıra anlatıyor. Millet "elim-ayağım" diyemeden, bir "dava", bakıyorsunuz namerdin elinde paçavraya çevrilmiş!
Kıbrıs'ta böyle olmadı mı?
Şimdi hükümet Ermenistan'a teklifte bulunuyor:
"Gelin bu soykırım meselesini tarihçilere bırakalım..."
Üstelik CHP'yi de koluna takarak. Sonuç... Allah'tan Ermeni Cumhurbaşkanı bizimkiler gibi değil de kurtulduk.
Adam davasında samimi ve meseleyi tarihçilere bırakmayacak kadar da inançlı! O sayede âmiyane ifade ile şimdilik yırttık!
Düşünün Kıbrıs'ta da Papadopulos, son referandumda oyunu "evet" olarak kullansaydı bugün ada Rum'un kucağında olacaktı! Allah'tan teslimiyetin bu kadarlığına onlar bile inanmıyorlar da sanki bir tuzak kurmuşuz gibi korkup son anda "hayır"ı basıyorlar.
Ermenistan Başkanı, Başbakan Erdoğan'ın "konuyu tarihçiler incelesin" teklifine "evet" dese, ve... kurulacak resmi komisyon bir uyduruk belge ile "Türkler bu işi yaptı..." gibi bir sonuca yatsa acaba neler olur? Bunun ardından Ermenileri, daha doğrusu Ermenileri koruyan-kollayan dünyayı kim tutar acaba?
Dediğimiz gibi Allah'tan adamların konuya olan inançları bizi de koruyor da işin içinden hiç değilse şimdilik çıkabiliyoruz.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Dünyanın en insanlıklı medeniyetini kurmuş bir imparatorluğun varisisiniz. 70 milyonluk bir ülkenin Başbakanısınız. Muhatabınız ise nüfusunun yarısını kaybetmiş 2.5 milyonluk bir ülke, yani Ermenistan... Dahası aynı Ermenistan Azerbaycan'ın % 20'sini halen işgal altında tutuyor. Tarihte değil, 13 yıl önce Hocali'de bir katliam gerçekleştirmiş. Anayasası'nda ise Doğu Anadolu'yu Ermeni toprağı olarak gösteriyor.
Ve siz tükürüğümüzle boğacağımız bu ülkeye "haddini bildirmek" yerine maskara oluyorsunuz. Maskaralık cümlesini basite almayın.
Adam, biliyorsunuz "soykırımı tarihçiler araştırsın" teklifine şöyle cevap vermişti:
"Biz bu aşamayı çoktan geçtik. Daha ciddi bir teklifle gelin. Soykırımı tanımaktan başka şansınız yok."
Bu cevabı bize veren Ermenistan'a şayet hava ambargosunu kaldırmasak, sınırlar gizli bir şekilde açılsa açlıktan mahvolup gidecek!
Ama adam bu koşullarda çıkıyor ve konuşabiliyor. Elbette bunun bir sebebi var. Çünkü hükümetin hareket kabiliyetinin sıfır olduğunu biliyorlar. Bu iktidarın bir "kendi iradesinin" olmadığının farkındalar. O nedenle de burnumuza halka geçirip dalgalarını buluyorlar.
Tıpkı 800 binlik Rum'un "sizinle masaya oturmayız" demesi gibi! Tıpkı nihayetinde bir büyükelçi olan Eric Edelman'ın sözlerinin, Başbakan'dan daha çok değerli bulunması gibi. Ve tıpkı "komşu bir ülkeyi, Suriye'yi ziyaret edemezsiniz, aksi takdirde görürsünüz" tehdidinde olduğu gibi!
Bütün bunlar, değerli okuyucular, bir muz cumhuriyetinde gerçekleşmiyor. Yıkılışı dahi 200 yıl süren bir imparatorluğun birikimini taşıyan, 70 milyonluk Türkiye'de yaşanıyor?
Ne demişler; at sahibine göre kişner. Öyle de olmaya devam ediyor.
Sözde "soykırım" filminde de senaryo aynen Kıbrıs'ta olduğu gibi işliyor. Hükümet önce tıkanıklıktan bahsediyor. Ardından "politika değişikliği" bir marifetmiş gibi ballandıra ballandıra anlatıyor. Millet "elim-ayağım" diyemeden, bir "dava", bakıyorsunuz namerdin elinde paçavraya çevrilmiş!
Kıbrıs'ta böyle olmadı mı?
Şimdi hükümet Ermenistan'a teklifte bulunuyor:
"Gelin bu soykırım meselesini tarihçilere bırakalım..."
Üstelik CHP'yi de koluna takarak. Sonuç... Allah'tan Ermeni Cumhurbaşkanı bizimkiler gibi değil de kurtulduk.
Adam davasında samimi ve meseleyi tarihçilere bırakmayacak kadar da inançlı! O sayede âmiyane ifade ile şimdilik yırttık!
Düşünün Kıbrıs'ta da Papadopulos, son referandumda oyunu "evet" olarak kullansaydı bugün ada Rum'un kucağında olacaktı! Allah'tan teslimiyetin bu kadarlığına onlar bile inanmıyorlar da sanki bir tuzak kurmuşuz gibi korkup son anda "hayır"ı basıyorlar.
Ermenistan Başkanı, Başbakan Erdoğan'ın "konuyu tarihçiler incelesin" teklifine "evet" dese, ve... kurulacak resmi komisyon bir uyduruk belge ile "Türkler bu işi yaptı..." gibi bir sonuca yatsa acaba neler olur? Bunun ardından Ermenileri, daha doğrusu Ermenileri koruyan-kollayan dünyayı kim tutar acaba?
Dediğimiz gibi Allah'tan adamların konuya olan inançları bizi de koruyor da işin içinden hiç değilse şimdilik çıkabiliyoruz.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Dünyanın en insanlıklı medeniyetini kurmuş bir imparatorluğun varisisiniz. 70 milyonluk bir ülkenin Başbakanısınız. Muhatabınız ise nüfusunun yarısını kaybetmiş 2.5 milyonluk bir ülke, yani Ermenistan... Dahası aynı Ermenistan Azerbaycan'ın % 20'sini halen işgal altında tutuyor. Tarihte değil, 13 yıl önce Hocali'de bir katliam gerçekleştirmiş. Anayasası'nda ise Doğu Anadolu'yu Ermeni toprağı olarak gösteriyor.
Ve siz tükürüğümüzle boğacağımız bu ülkeye "haddini bildirmek" yerine maskara oluyorsunuz. Maskaralık cümlesini basite almayın.
Adam, biliyorsunuz "soykırımı tarihçiler araştırsın" teklifine şöyle cevap vermişti:
"Biz bu aşamayı çoktan geçtik. Daha ciddi bir teklifle gelin. Soykırımı tanımaktan başka şansınız yok."
Bu cevabı bize veren Ermenistan'a şayet hava ambargosunu kaldırmasak, sınırlar gizli bir şekilde açılsa açlıktan mahvolup gidecek!
Ama adam bu koşullarda çıkıyor ve konuşabiliyor. Elbette bunun bir sebebi var. Çünkü hükümetin hareket kabiliyetinin sıfır olduğunu biliyorlar. Bu iktidarın bir "kendi iradesinin" olmadığının farkındalar. O nedenle de burnumuza halka geçirip dalgalarını buluyorlar.
Tıpkı 800 binlik Rum'un "sizinle masaya oturmayız" demesi gibi! Tıpkı nihayetinde bir büyükelçi olan Eric Edelman'ın sözlerinin, Başbakan'dan daha çok değerli bulunması gibi. Ve tıpkı "komşu bir ülkeyi, Suriye'yi ziyaret edemezsiniz, aksi takdirde görürsünüz" tehdidinde olduğu gibi!
Bütün bunlar, değerli okuyucular, bir muz cumhuriyetinde gerçekleşmiyor. Yıkılışı dahi 200 yıl süren bir imparatorluğun birikimini taşıyan, 70 milyonluk Türkiye'de yaşanıyor?
Ne demişler; at sahibine göre kişner. Öyle de olmaya devam ediyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021