Irak Kadın Özgürlüğü Örgütü, "Irak'taki kadın haklarının hiçe sayıldığını ve yeni anayasanın hiçbir şey değiştiremeyeceğini" ileri sürerek, çokuluslu gücü pasif kalmakla suçladı. Açıklamada, "anayasanın Irak'ta var olan karanlık gerçeği değiştiremeyeceğini ve şeriatın gelmesi halinde, bunun kadınlar ve toplumun geneli için felaket olacağını" söylendi. Irak Kadın Özgürlüğü Örgütü'nün teşhisine katılmamak mümkün değil.Irak'ta işgal başladıktan bu yana halen de süren şiddet olaylarından en fazla etkilenenlerin başında kadınlar yeraldı. Kadın hak ve hukukunu bırakın, insan hak ve özgürlükleri adına Irak'ta pozitif bir adım atılmış değil.Anayasa çalışmalarında da temel hak ve özgürlüklerin alanının genişletilmesi ve kadınlara daha ekonomik ve siyasal katılım yolunun açılacağına dair herhangi madde bulunmuyor.Irak'ın karanlık gerçeği olarak görülen ve kadınları Irak'ta soyutlayan yasaların kadın hakları örgütlerince kınanmasını anlayabiliriz.Ama Irak Kadın Özgürlüğü Örgütü'nün Irak'taki sosyal gerçeği şeriata yamamasını tasvip edemeyiz. Bir ülkede uygulamadaki, yürürlükteki yasaları eleştirirken bunu din ile irtibatlandırmak ne derece doğru olacaktır.Ki Irak'ın önceki ve sonraki siyasal yapısında ve yönetiminde de İslam ve Şeriat ile ilgili tatbik edilen bir politikaya rastlayamazsınız.Irak'ta olmayan ve olmayacak olan gerçek anlamda bir Şeriat için "kadın hak ve özgürlüğünü engelleyecek"derseniz hataya düşmüş olursunuz.Kadınlara, kadın haklarına önem veren İslam'daki Şeriat anlayışı ile Irak'taki sözde şeriat uygulamalarını kıyaslamak gerçekçi bir yaklaşım değil.Örgütün öne sürdüğü " ülkeye şeriatın gelmesi durumunda kadınlar ve toplumun genelinde felaket olacağı"teziyse alakasız bir yaklaşım.Irak'taki tablo ortada. Irak hergün bombalarla havaya uçuruluyor, etraf kan gölüne çevriliyor. Kadınlar vuruluyor, tecavüze uğruyor.Siz bu durumu görmezden gelerek ve belli dini argümanları kullanarak çıkarımlarda bulunursanız bu sizin ardniyetli olduğunuz sonucunu verir.Evet Irak'ta kadın olmak çok zor. Hayatta kalmanın zor olduğu gibi. Irak'ta çocuk vuran, kadınları yok sayan, temel hak ve özgürlükleri görmezden gelenlerin öncelikle görülmesi gerekiyor.Irak Kadın Özgürlüğü Örgütü'nün kadınlarla ilgili teşhisi doğru; ama yönlendirici ve dışlayıcı bir amaç taşıyor olması onun etki alanını daraltıyor.Kadınlar adına dışlayıcı beyanlarda bulunmak da kadınların sorununu görmezden gelmek anlamını taşır.Kendisi gibi, Irak'ta kadının adı da yok..
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005