İki bin üç yılının Mart ayında Irak İşgalinin başlamasının hemen arifesinde malum medya gurubunda yayınlanan yazılara, haber programlarına bir göz atarsanız bu gün Libya ile ilgili haberlerle aynı paralelde olduğunu göreceksiniz.Irak işgaline üç dört ay kala, yayınlanan Zaman gazetesini, Yeni Şafak gazetesini, Akitini Vakitini, aynı gurubun televizyon arşivlerini karıştırın göreceksiniz ki, gazetelerinin sayfalarında, haber metinlerinde Saddam'ın kimyasal silahlarından, Ankara'yı vuracak toplarından, füzelerinden geçilmiyor.Olup bitenleri basiret gözü ile değerlendirenler, bu üslubun bir Amerikan üslubu olduğunu, planlanan işgale zemin hazırlamak ve Türk insanının muhtemel tepkisini en aza indirmek için yalan haber yaymak olduğunu yazdı, çizdi ve etrafına haykırdı durdu.Bilindiği gibi işgal başladı, başta Bağdat olmak üzere Irak şehirleri İncirlik'ten kalkan haçlı uçaklarınca bombardımana tutuldu, on binler, yüz binler katledildi ve sayı bu gün itibariyle iki milyona yaklaşmış durumda.Haçlı işgalinin organizatörleri tarafından bizzat açıklandı ki meğer hepsi bir yalanmış, Saddam'ın kimyasal silahları sadece bir uydurma imiş.Bir yalan üzerine koca bir ülke işgal edildi, katliamlar bir birini izledi ama, Türkiye'de "Amerikan sesi radyosu" formatında yayın yapan, milletimize yalan söyleyen, haçlıların arzuları istikametinde Türk insanını aldatan söz konusu medya gurupları ne utandılar, ne sıkıldılar ne de milletten özür dilediler.Şimdi aynı yüzsüzlüklerini genelde Ortadoğu, özelde de Libya'daki gelişmelerle ilgili sürdürüyorlar.Libya'daki haçlı işgalini, haçlı bombardımanını haklı göstermek için Kaddafi'nin ne kadar zalim, ne kadar diktatör olduğuna dair uydurma haberler yayınlayıp duruyorlar.Libya'nın yer altı ve yer üstü zenginliklerini küresel tefecilere peşkeş çekmediği için, halkı ile paylaştığı için haçlılar başına üşüştü Türkiye'deki malum medya ise bu haçlı işgaline çanak tutuyor.Merak ediyoruz, Irak ile ilgili yazdıkları ve yaydıkları yalan haberler suratlarına paçavra gibi çalındığı halde şimdi Libya ile ilgili aynı yalan haberleri yazmaktan ve yaymaktan utanmıyorlar mı?Bu yalan ve iftira dolu haberlere muhatap olan Türk insanı rastladıkları yerlerde bunların yakalarına sarılıp "siz kimin avukatlığını yapıyorsunuz, haçlılardan kaç para aldınız, vicdanınızın fiyatı nedir?" türünden sorular sormuyorlar mı?Vicdanını satılığa çıkaranlara fiyatını sormanın ne anlamı olabilir ki?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024