Yapılan bir araştırmaya göre, küresel bazda 4,4 milyar kişinin sahip olduğu toplam servet, 2000 yılından bu yana yüzde 72 artarak 195 trilyon dolara ulaşmış.Dünya nüfusunun ekserisi açlık ve yoksullukla pençeleşirken, birileri servetlerini oldukça artırmış.Servet sıralamasında ABD birinci sırada?Bu servetin 54 trilyon 600 milyar gibi meblağı ABD'deki zenginlere ait.Ne de olsa bugüne kadar kapitalizmin kaymağını yiyen, bu manada dünyayı sömüren ABD?Gelir noktasında çarpıklığın görülmesi açısından şu rakamlar oldukça önemli:Nüfusun yüzde 68,4'ü toplam servetten yalnızca yüzde 4,2'sine sahip;Nüfusun yüzde 0,5'i ise yani 2,4 milyon kişi 1 milyon dolardan fazla servete sahip.Yani bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul?İşte bu tablo kapitalizmin bir neticesidir.Kapitalizmde, bir avuç insanın refah ve huzuru için milyarlarca insanın feda edilmesi gerekir, açlık ve sefalet içinde perişan olması gerekir.Kapitalizmde paraya ulaşım da zordur, kaynaklara ulaşım da?Para ve kaynaklar birilerinin tekelindedir.Kapitalizmde piyasada para az olmalıdır.Üretim ve emeğin karşılığı para basılmaz ki para satanlar müşteri bulabilsin, insanları sömürebilsin. Para ile para kazanmak, ya da kaynakları tekelde tutarak insanlardan uzaklaştırmak, kapital sahipleri için vazgeçilmez kazanç kapısıdır.Bir koyarlar bin kazanırlar.Diğer insanlar ise çalışırlar, çabalarlar ama karınlarını bile zor doyururlar.Onlar için belli bir seviyenin üzerine çıkmak imkansızdır.Çünkü kapitalizmde para kazanmak, kaynaklara sahip olmak emeğin ötesindedir. Emekle onlara asla ulaşılamaz. Bu ekonomik ve sosyal dengesizliğe dur diyen tek sistem Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir.Model'de para emeğin ve üretimin karşılığı olarak tanımlanmaktadır.500 TL Vatandaşlık Maaşı, 500 TL Ev Hanımı Meslek maaşı, 3000 TL asgari ücret, 250 TL gençlere burs, 15.000 TL doğum parası gibi sosyal devlet projeleriyle tüketim kesimi belirli bir gelir seviyesine yükseltilirken, proje mukabili uzun vadeli faizsiz kredi desteği ile de üretici para ile buluşturulmaktadır.Yani üreticinin de tüketicinin de paraya ulaşması kolaydır. Bu devletin asli görevidir.Yine yeraltı ve yerüstü kaynakları devlet-millet ortaklığıyla işletilerek, milletin kaynaklara ulaşımı, hatta onlara ortak olması sağlanmaktadır.Bu durum paranın ve kaynakların tekelleşmesini önler ve gelir dağılımındaki adaleti maksimum düzeyde sağlar.Milli Ekonomi Modeli'nde emeğe değer verilmektedir, çok çalışan çok kazanacaktır. Ama çalışmaya gücü yetmeyen de sokağa atılmamaktadır, devlet onlara kimseye muhtaç olmadan yaşama hakkı vermektedir.Bu manada Milli Ekonomi Modeli, "Milleti yaşat ki devlet yaşasın" anlayışının tezahürüdür, pratiğidir.Kapitalizmin kısırdöngüsünden Milli Ekonomi Modeli'nin enginliğine geçmeye var mısınız?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024