Karabay tamam, ya Hükumet'in sorumluluğu?

4 Temmuz çuval olayı Köksal Karabay'ın Acaristan muhabbeti ile yeniden alev aldı. Bir televizyon proğramına çıkması ile de konu gündemimize yeniden girmiş oldu. Karabay Paşa (muhtemelen!) Çuval Olayında yaşadıklarını anlatmak için ekrana çıkmamıştı ama ne hikmetse hakkındaki diğer iddialar ciddileşip aktüalite kazanınca kendilerini 4 saat kadar ekranda takip imkanı bulduk.Karabay Paşa'nın açıklamaları kimi tatmin etti sorusu bir tarafa ama, hangi gerekçe ile olursa olsun "4 Temmuz'un intikamı alınmalıdır" mealindeki mesajı elbette sevgili Hürriyet'imizi rahatsız etti. AB'nin Türkiye'ye kapılarını kapattığı gün bu haberi 1.sayfasına taşımak yerine buzdolabından çıkardığı bol fantezili hikayeye ayıran Hürriyet, araştırmacı gazeteciliğin gereğini yerine getirerek(!) baskın yapan Amerikalı komutanı buldu ve konuşturdu. Baskına komutanlık eden Coni'de gerekli mesajları vererek "çuvala da geçirmiş olsak biz müttefikiz arkadaş" dedi. Hatta turuncu çuvalların rutin bir uygulama olduğunu da söylemeden geçmedi.İşin bu kısmında hem Karabay Paşa'ya hem de sevgili Hürriyet gazetemizin habercilik anlayışına söylenecek elbette çok söz var ama biz onu hiç değilse bugün "es" geçelim. Asıl Çuval olayına hükumet nasıl bir tepki verdi bence onu hatırlamakta fayda var. Çünkü Karabay Paşa'ya bu konuda zaten anlamlı bir soru sorulmadı ve onun da zaten konuşmaya pek niyeti var gibi gözükmüyordu. Eh Hürriyet'de bunu hatırlamayacağına göre iş başa düştü demektir.***Öncelikle şu tespiti yapalım. Şu 4 yıl içinde ancak 1 asırda yaşanabilecek felaketler yaşadık. Patrik hiç olmadığı kadar ekümenik oldu. Soykırımcı yaftası boynumuza asıldı. Terör azdı. ABD Irak'ı işgal etti.  K. Irak'ta bir Kürt devleti doğdu. Kıbrıs'ta kaderimizi 700 Bin Rum'un eline teslim ettik. Ege'de gizli görüşmeler devam ediyor 12 mil tehdidi kapıda. Lozan paramparça oldu.Olayları çoğaltabiliriz, sayıyı artırabiliriz. Peki bu her birisi bu millet için bir facia olan hadiseleri yaşarken Ankara'da acaba hangi hükumet vardı?Bu bir tesadüf müdür?Elbette hayır. İşte Çuval olayı da bu tesadüf olmayan zincirin bir halkasıdır. Ve Ankara'da buna karşı çıkmayacak bir iktidar olduğu için askerimiz çuvallanmıştır. Tıpkı Kıbrıs'da, tıpkı Ege'de, tıpkı Ermeni meselesinde vs olduğu gibi...***Çuval Olayı yaşandıktan sonra hükumet Amerikalılara ciddi hiçbir tepki göstermemiştir. Hatta tezkerenin reddinin askerden kaynaklandığını Washington'lar da fiskoslamış ve bu olayın ortaya çıkması ile de bu propogandanın tuttuğunu ve kendilerinin hedef tahtasından indiğini düşünmüştür.O nedenle hükumet bu konuyu huzur dolu saatler ile yaşamıştır. Gazetecilerin efendim Amerikalılara nota vermeyi düşünüyor musunuz? Sorusuna Erdoğan'ın cevabı tarihidir:"Bu müzik notası değil!"Hatta gazetecilerin çuval olayına rağmen Ankara dışında bulunması ile ilgili olarak "efendim Ankara'da olmanız gerekmiyor mu?" sorusuna cevabı da tarihidir:"Devlet işleri sadece bir konudan ibaret değildir"Başbakan askerlerimizin sorgulandığı sırada çok önemli başka devlet işleri ile meşgul oluyordu. Kendileri  bir bahçenin açılışına katılmak üzere Samsun'a gelmişlerdi!!! Aynı şeklide Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'de Liseden arkadaşlar ıle mantı yemek üzere Kayseri'de arzı endam ediyorlardı!Son söz: ABD'nin yerinde olsanız ve Ankara'da böyle bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı otursa, gıcık olduğunuz askerin başına çuval geçirmez misiniz?Bence az bile yapmışlar ve bu az için Amerikalılara ne kadar teşekkür edilse yine azdır!