12 Haziran seçimlerine bol kasetli bir ortamda giriyoruz. Kaset operasyonunu tertip eden merkez önce Baykal'ı harcadı, şimdi sırada MHP var. MHP'li vekillerin bir biri ardına kasetleri çıkıyor. Milliyetçi bir partinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri. Bir yandan milli ve manevi değerleri savunma iddiasındasınız öbür yandan "ahlak hak getire!"Ayrıntıya girmek istemiyorum. MHP'li "kaset mağduru!" vekillerin olay ortaya çıktın sonra yaptıkları açıklamalar ise tam bir facia. "Bu bizim özelimiz, sadece ailemize karşı sorumluyuz" şeklindeki sözlerle bir insan nasıl siyaset sahnesinde olabilir?Ailene karşı sorumlusun da millete karşı neden sorumlu değilsin diye sormazlar mı?Farkında mısınız, bugüne kadar ortada dolaşan ve hepsi "hükümet muhaliflerine ait" olan onlarca kaset ve telefon kaydından hiçbirinin sorumlusu yakalanamadı. Bunları yayınlayan hiçbir site hakkında soruşturma açılmadı.Bu yayınların gönderildiği hiçbir dış ülkeden yardım istenmedi.Özetle hiçbir sorumlu yargı önüne çıkarılmadı.Hükümet bu kaset skandallarından tarifsiz bir memnuniyet içinde.CHP'den MHP'ye, yargıdan medyaya kadar her kesimden onlarca kişinin mahrem görüntüleri ortada dolaşırken ellerini kollarını kıpırdatmayan bir hükümet bilmeli ki bu bıçak bir gün kendini de keser.Bu olayların ahlaki boyutunu masaya yatırır, en ağır eleştirilerde bulunuruz ama daha vahim bir sorun var ortada; "AKP'nin lehine gelişen bu skandalların nasıl ve kimler tarafından planlanıp sızdırıldığının üzerine hiç gidilmemesi.Bir yargıcın, bir savcının, bir gazetecinin, bir profesörün, bir generalin telefon görüşmeleri kayda alınıp uluorta yayınlanıyor ve "hukuk devleti olan!" Türkiye'de hiç kimsenin kılı kıpırdamıyorsa bunda bir tuhaflık yok mu?
SURVİVORBanu Avar, Survivor yarışmasının "kapitalizmin temel değerleri açısından" çok iyi analiz etmiş.Banu Avar'ın Survivor yazısından bir kesit:"Survivor'ın ana fikri: 'Hayatta kalmanın tek şartı var: Kazanmak isteyen her şeyi yapar, herkesi harcar!' dır.Bu kapitalizmin de ana kuralıdır. Kapitalizm orman kanunudur. Güçlü olan öbürlerini yok eder. Kural budur! Bunun için ekonomiyi, siyasi mekanizmaları, silahlı gücü, bilimi ve medyayı kullanır.(...)Toplumlara çeşitli 'tipolojiler' dayatılır ve medya vasıtasıyla o tiplemelerle oynanır. SURVİVOR ya da benzeri TV programları, son 10 yıldır onlarca ülkede milyonlarca kişiyi 'Yeni Dünya Düzeni'nin toplum mühendisliği için formatlamaktadır. Küresel sermaye için, 'Güç'ün silahlı kullanımı (hard power) yanı sıra, 'yumuşak' kullanımı da (soft power), had safhada önemlidir* * *Oyun iki takıma ayrılmış yarışmacıların birbirini kırıp dökmesine dayalıdır. Açlık soğuk, psikolojik gerginlik ortamında en çok direnen parayı ve ödülleri kazanır. Arkadaşlarına en sinsi davranan parsayı alır.Oyunun dekorundan, sunucunun tarzına kadar, ekrana 'yeni dünya düzeni' kalıpları damga vurmaktadır.En yakın dostlar birbirine karşı yırtıcı bir mücadeleye girişir ve işin psikolojik boyutu yarışmacıların insani duygularının törpülenmesini gerektirir. Bir bir elenirler ve kalanlar birbirine karşı diş biler? Oyunlar giderek sinsileşir.Ekranda 'yeni dünya düzeni'nin yırtıcı, aktörleri vardır. Gelecek çağın duygusuz robotlarını üretmek için mükemmel bir ekran denemesidir Survivor?Mesela sevecen karakter Pascal Nouma, Survivor'ın Türkiye versiyonunda, ülkemizde belli bir kesimi temsil eden karikatür tiplemelerce kışkırtılınca oyun dışına itilivermiştir.'Dobra' Asena, dobra olmasının bedelini ödemektedir. Yani bu gibi özellikler 'iyi' değildir?Bu gibi oyunlarda kapitalizmin arkadan vurma yöntemleri geçerlidir. Ve o yöntemleri en iyi benimseyenler model olarak gösterilir.İyi niyetle bu gibi yarışmalara yem olan kişiler, 'dürüst, insanca değerleri savunan' bireyler olmayı hedefleyebilirler? Ama unutmasınlar , oyun 'KÜRESEL'."