Pazartesi günü Meclis'te AKP'li ve MHP'li vekiller yumruk yumruğa girdi. Aslında bunda yadırganacak bir şey yok. Sokaklardaki gerilim ve kavganın Meclise yansıması çok doğal? Bunda sürekli tırmandırılan gerginlik politikasının önemli rolü var. Tırmandıran AKP, sonuç; yumruk yumruğa! "Elimdeki kitleyi zor tutuyorum" diyerek tabanını adeta cihada çağıran, polislere "sokaktaki eylemci gençler için A'dan Z'ye ne gerekiyorsa yapın" diye talimat veren bir Başbakan tarafından yönetiliyoruz. E böyle bir ortamda ne bekliyorsunuz ki? Elbetteki ülkenin başbakanının "vurun, vurun!" diye çığlık çığlığa bağırdığı bir ülkede vekiller de bu gerginlikten payını alacak. Olayın özü şu: Başbakanın bütün siyasetini gerginlik, saldırganlık ve kavga üzerine bina etmiş. Bu, profesyonel bir siyasi strateji? "Savaşan siyaset! Savaşan siyasetçi!" Muhalefetle kavga, medya ile kavga, yargı ile kavga, yüksek mahkemelerle kavga, askerle kavga, polis ile kavga, sermaye ile kavga, komşularla kavga hatta kendi gölgesi ile kavga. Taksim'de eylemcilere saldıran palalı Sabri Çelebi, Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'ı polislerle birlikte döverek öldüren İsmail Koyuncu da Başbakanın 'vurun' talimatını uygulayan maganda partililer. Başbakanın bizzat kendisinin de Soma'da bir markette kendisini protesto eden genci tekmeleyişinin, danışmanı Yusuf Yerkel'in aynı paralelde bir vatandaşı sille tokat dövmesi bunun tezahürü. Türkiye, devlet adamı vasfı taşıyan kişiler yerine kabadayı takımı tarafından yönetiliyor gibi bir görüntü var. Bu görüntünün meclise yansıması maalesef yumruklaşma oluyor. Daha vahimine de hazırlıklı olun.