Kenar-ı Dicle'de… Bugün iktidar partisinin çeşitli kademelerinde görev yapan, iktidar imkanlarını kullanarak "köşeyi dönen" kadrolar seçim çalışmalarında bu dizeleri çok kullanırlardı:
"Kenar-ı Dicle'de kurt kapsa bir koyunu
Gelir Adl-i İlahi Ömer'den sorar onu."
Sayın başbakan yetmişli yıllar boyunca merhum Erbakan'ın mitinglerinin değişmez takdimcisiydi ve en sık okuduğu mısralar bunlardı.
O günlere şahit olan tüm arkadaşlar hatırlayacaklardır, sayın başbakanın sürekli okuduğu ve güzel de okuduğu şiirlerden biri de yine merhum Akif'in Safahatında yer alan şu mısralardı:
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım
Boğamazsın ki, hiç olmazsa yanımdan kovarım
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim
Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım
Çiğnerim çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırım."
Köprünün altından pek fazla sular da akmadı ama, hem başbakanda hem de AKP kadrolarında yüz seksen derecelik dönüşlere şahit olduk ve de oluyoruz.
Bırakın Dicle kenarında bir koyunun kurtlar tarafından parçalanmasının mesuliyetini duymayı, on yıldan beri yönettikleri ülkede dört bir yandan şehit haberleri, şehit tabutları geliyor lütfedip bir baş sağlığı bile dilemiyorlar, terörü sert bir dille lanetlemiyorlar bile.
Haftalık salı vaazlarında hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin neler konuştuklarına dudaklarımız ısırarak şahitlik ediyoruz.
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem" diye diye oy toplayıp iktidara gelen AKP'nin iktidar yılları, küresel zalimlerin bahar yılları oldu. İktidara geldikleri 3 Kasım 2002'den bu güne hafızanızı yoklayın ve bakın görün ki neler olmuş etrafımızda.
Cümle zalim ve zorbalara gün doğmuş, İslam coğrafyası fiili işgaller yaşamış, haçlılar tarafından katledilen Müslüman sayısı ise artık milyonlarla ifade ediliyor.
Ya bir de zulmü alkışlasaydınız, zalimi sevseydiniz İslam aleminin hali nice olurdu?
Dicle kenarındaki güya koyunun sorumluluğunu üzerlerine alan kadronun iktidar yılları boyunca sadece kendi ülkemizden verilen şehit sayısı bin rakamını çoktan aşmış.
Açılım-saçılım rezaletlerini bir cümle ile geçelim.
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevememem" diye diye iktidara gelen ekibin iktidar yılları adeta zalimlerin kat kat kazanç yılları olmuş. Ne söylenmişse tam tersi yapılmış, dönüşteki hızlarını ise hesap etmek imkansız hale gelmiş.
Merak ediyorum; bu arkadaşlar ve bunlara destek veren ulema takımı "hesaba çekilmeden evvel nefsinizi hesaba çekiniz" hadis-i şerifini de mi unuttular acaba?
"Kenar-ı Dicle'de kurt kapsa bir koyunu
Gelir Adl-i İlahi Ömer'den sorar onu."
Sayın başbakan yetmişli yıllar boyunca merhum Erbakan'ın mitinglerinin değişmez takdimcisiydi ve en sık okuduğu mısralar bunlardı.
O günlere şahit olan tüm arkadaşlar hatırlayacaklardır, sayın başbakanın sürekli okuduğu ve güzel de okuduğu şiirlerden biri de yine merhum Akif'in Safahatında yer alan şu mısralardı:
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım
Boğamazsın ki, hiç olmazsa yanımdan kovarım
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim
Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım
Çiğnerim çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırım."
Köprünün altından pek fazla sular da akmadı ama, hem başbakanda hem de AKP kadrolarında yüz seksen derecelik dönüşlere şahit olduk ve de oluyoruz.
Bırakın Dicle kenarında bir koyunun kurtlar tarafından parçalanmasının mesuliyetini duymayı, on yıldan beri yönettikleri ülkede dört bir yandan şehit haberleri, şehit tabutları geliyor lütfedip bir baş sağlığı bile dilemiyorlar, terörü sert bir dille lanetlemiyorlar bile.
Haftalık salı vaazlarında hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin neler konuştuklarına dudaklarımız ısırarak şahitlik ediyoruz.
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem" diye diye oy toplayıp iktidara gelen AKP'nin iktidar yılları, küresel zalimlerin bahar yılları oldu. İktidara geldikleri 3 Kasım 2002'den bu güne hafızanızı yoklayın ve bakın görün ki neler olmuş etrafımızda.
Cümle zalim ve zorbalara gün doğmuş, İslam coğrafyası fiili işgaller yaşamış, haçlılar tarafından katledilen Müslüman sayısı ise artık milyonlarla ifade ediliyor.
Ya bir de zulmü alkışlasaydınız, zalimi sevseydiniz İslam aleminin hali nice olurdu?
Dicle kenarındaki güya koyunun sorumluluğunu üzerlerine alan kadronun iktidar yılları boyunca sadece kendi ülkemizden verilen şehit sayısı bin rakamını çoktan aşmış.
Açılım-saçılım rezaletlerini bir cümle ile geçelim.
"Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevememem" diye diye iktidara gelen ekibin iktidar yılları adeta zalimlerin kat kat kazanç yılları olmuş. Ne söylenmişse tam tersi yapılmış, dönüşteki hızlarını ise hesap etmek imkansız hale gelmiş.
Merak ediyorum; bu arkadaşlar ve bunlara destek veren ulema takımı "hesaba çekilmeden evvel nefsinizi hesaba çekiniz" hadis-i şerifini de mi unuttular acaba?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024