Rumlar son derece mutlu. İngiltere'nin hazırladığı "karşı deklarasyon" taslağında öyle değişiklikler yaptırdılar ki, Dışişleri Bakanı Gül'ün deyimiyle "Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecini baltaladılar."Rumlar, uluslararası toplumun desteklediği Annan Planı'nı sabote etmenin suçunu taşıyorlardı! AB, plana evet diyen Türk tarafının üzerindeki kısıtlamaları en azından hafifletmeye söz vermişti!Bunların hepsi unutuldu! Uluslararası hukuk, ahde vefa, söz, güvenilirlik; Avrupa bunların hepsini rafa kaldırdı. "Suçlu" Rumları memnun eden, ödüllendirilmesi gereken Türkleri ise cezalandıran metni kabul etti!Avrupa hem Türkiye'nin AB yolunun üzerine çakıllar, molozlar döktü... Hem, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın söylediği gibi, "Kıbrıs'ta çözümsüzlüğü savunduğunu" gösterdi, çözümsüzlüğü pekiştirdi!
Baş aktör FransaFransa olmasaydı Rumların bunlara gücü yetmezdi. Zaten taslağın ilk metni dengeliydi, makuldü. Ama Fransa'nın Türkiye'ye karşı hasmane bir kararlılıkla ağırlığını koyması ile, metinde Türkiye'yi zora sokacak, Rumların elini güçlendirecek değişiklikler yapıldı.Bundan sonra ne olacak?3 Ekim'de müzakereler başlayacak. Her sene Rumlar ve Avrupa'daki siyaset ortakları Türkiye'yi sıkıştıracak, "Limanları aç, Rum devletini tanı" diye...Türkiye, Kıbrıs meselesi çözülmeden elbette bunu yapmayacaktır. Bunu yapmaya kalkmak, Türkiye'de öyle bir tepki yaratır ki, siyasi istikrarsızlık, hatta rejim krizi bile patlak verebilir!Neticeten "on yıl" gibi gözüken müzakere süreci muhtemelen daha da uzayacak, sanıldığından daha zorlu, kavgalı geçecek...Gelecek yıllarda hayati mesele, Kıbrıs meselesinin nasıl bir seyir izleyeceğidir. 2002 Kopenhag Zirvesi'nden itibaren hızlanarak aleyhimize işlemekte olan süreçte şimdi Rumların eli daha da güçlenmiştir! Cumhurbaşkanı Talat'ın dediği gibi, Avrupa, Rumlara çözümden kaçmak için cesaret vermiştir. On yıl sonra Rumların Kıbrıs'ı tamamen gasp ettiği, Türkiye'nin de AB sürecinden beklediği milli menfaatlere ulaşamadığı çok kötü bir durumla karşılaşabiliriz!Gelecek on yıl için iki kritik faktör var:ABD, Rusya ve Çin'in tavırları... Türkiye'nin, tabii başta ABD olmak üzere bu güçlerle ilişkilerini azamileştirerek Rumlar üzerinde baskı uygulatması gerekecek.Avrupa'nın iç dengeleri... Gelecek on yılda Avrupa'da Fransız usulü şovenizm ve Merkel tipi "siyasal Hıristiyanlık" faktörü mü güçlenecek, yoksa "stratejik Avrupa" vizyonu mu güçlenecek?! Türkiye'nin bu vizyonla daha 'içeriden' entegre olması gerekecek.