Karganın biri bir gün kilisenin üzerindeki haça konuyor. Sonra da haçın üstünü pisletiyor. Oradan geçen arif biri kargaya soruyor "Ey karga Müslüman mısın, yoksa Hıristiyan mı? Müslüman'san haçın üstünde ne işin var, yok hayır Hıristiyan'san niçin haçın üstünü pisledin?
Bazen fıkralar anlatamadığımız bir çok şeyi o kadar güzel özetler ki tabiri caiz ise lafı tam gediğine oturtur. Bu bahsettiğimiz fıkra da günümüzün önemli olaylarına çok güzel ışık tutmaktadır.
3 Kasım seçimlerinden öncesini biraz hatırlayalım:
AKP'nin hiçbir ekonomik projeye sahip olmamasına rağmen, hatta Sayın Erdoğan'ın "3 yıl sıkıntıya hazır olun" demesine, 3 yıl sonrası için hiçbir çözüm sunmamasına rağmen, "ABD bizim doğal müttefikimizdir" diyerek ABD'nin ileride yapacağı katliamlara göz yumacağının işaretini vermesine rağmen, Sayın Abdullah Gül'ün "IMF'nin istediklerini biz kamçısız yapacağız" deyip bizim yıllarca adım atmamıza engel olan IMF'ye tam itaat edeceğini ifade etmesine rağmen, her şeyden önemlisi "biz değiştik" denmesine rağmen, millet olarak "takiye yapıyor" diyerek, "muhafazakardır" diyerek büyük bir çoğunlukla, AKP kadrolarını iktidara getirdik. Gerçi AKP iradesi iktidara gelince yapacağı şeylerin sinyalini veriyordu ama işte sihirli söz yok mu "takiye", onunla milleti ikna etmişti.
Şimdi büyük umutlarla getirilen AKP iktidarı dönemi yapılanlara bir bakalım:
Tarihimizde ilk defa askerimizin başına çuval geçirilmiştir.
Yıllarca dünyaya adaleti, namus,vatan ve din emniyetini doya doya yaşatan bir milleti temsil eden hükümetimiz, Irak'ta bir çok insanın katledilmesine, tecavüze uğramasına seyirci kalmış ve hatta bombardıman yapan uçaklara lojistik destek sağlamıştır. NATO Zirvesi'yle de bu konuda daha sıcak katılımların sinyali de verilmiştir.
Kuzey Irak'ta Türkiye Cumhuriyeti olarak olmazsa olmaz olan kırmızı çizgilerimiz aşılmış ve Samara'da Türk kızlarına ABD askerleri tarafından tecavüz edilmiş ve Musul ve Kerkük'te bu arazilerin tapularının yer aldığı ve nüfus kayıtlarının da bulunduğu yerler yağmalanmış ve hükümetimiz bütün bu olanlara seyirci kalmıştır.
1974 yılınca binlerce şehit verdiğimiz Kıbrıs göz göre göre AB hayali uğruna Batıya peşkeş çekilmiştir.
İç ve dış borçlarımızın toplamı 200 milyar dolar seviyesinden 300 milyar dolarlara çıkmıştır. Hem de hiçbir ciddi yatırım yapılmadan.
MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Hidayet Atay'ın da ifade ettiği gibi, "ülkedeki işsizlik oranı, yüzde 11'den 15'e çıkmıştır".
Mustafa Kemal Atatürk'ün çok hassas olduğu ve milli beraberliğimizi ciddi manada olumsuz etkileyen misyonerlik çalışmalarına kapı açılmış ve ülkemizde 150.000 misyonerin Hıristiyanlaştırma çalışmalarına el altından destek verilmiştir.
Heybeliada Ruhban Okulu uluslararası bir mesele haline getirilmiş ve açılmasına ramak kalmıştır. Taha Akyol'un ifadesiyle "Ruhban Okulu'na Türkiye'de yeterli sayıda Rum kalmadığına göre, yurtdışından Ortodoks öğrenciler gelecek, eğitimleri tamamlandıktan sonra Patrikhane tarafından çeşitli ülkelerdeki Ortodoks kiliselerine atanacaktır. Böyle bir durumda patrikhanenin Ekümenik olma iddiası güçlenecektir." Bartholomeos'un ekümenik yani devlet başkanı sıfatı da beraberinde İstanbul'da Vatikan benzeri bir din devletini gündeme taşıyacaktır.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "amaç, mukayeseli olarak dinleri öğretelim, insan Budizm nedir bilsin. Doğru-yanlış sorgulaması da yapmadan mukayeseli öğretelim, hangisi doğru seçimi öğrenciye soralım. Bu dersin yeni müfredatlarına göre, artık öğrencilere sureler de ezberletilmeyecek" diyerek yüzde 95'i Müslüman olan bir toplumun çocuklarına - ki onlar boş bir bant gibi neyi öğretirsen alır, doğru ile yanlışı mukayese etmesi mümkün değildir- tahrif olmuş, bir çok yanlışı da içeren dinleri de öğreterek gelecekte dini ve milli bütünlüğü bozulmuş bir neslin kapılarını açmıştır.
Milletin çözer diye ümit ederek iktidara getirdiği Başbakanımız, imam hatipler ile ilgili olarak "bedel ödemeye hazır değiliz" diyerek ve üstelik büyük çoğunlukla kendini iktidara taşıyan velileri de suçlayarak meseleye noktayı koymuştur.
Muhafazakar oylarla iktidara gelen hükümetimiz Diyanet İşlerinden sorumlu devlet bakanlığına Marmara İlahiyat Fakültesinde bir konuşmasında "Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir" diyen sayın Mehmet Aydın'ı atamıştır.
İslam'ın beş şartından biri olan Zekat konusunda Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen Erzurum' da "Zekat yerine o parayla, doğup büyüdüğünüz yere yatırım yapın" diyerek Zekat ibadetini saf dışı bırakan bir anlayış getirmiştir.
İktidara geldiğinden bu yana AKP hükümeti 10.000 azınlığın bulunmadığı ülkemizde 30.000 adet kilise açmıştır. Yani 1 kişiye 3 adet kilise. Bu kiliseleri kimlerin dolduracağını siz düşünün. Bu ülkede son bir yılda 5 milyon adet İncil bedava dağıtılmıştır.
Bu misalleri artırmak mümkündür, zaten önümüzdeki günlerde daha bir çok misal de göreceğiz. Sınırlı köşemizde ancak bu kadarını yazabiliyoruz.
Şimdi aklı selim sahibi siz milletime soruyorum. Birilerine Takiye yapıyor diye iktidara taşıdığınız bu iktidar bu takiyeyi birilerine mi yoksa siz aziz Türk milletine mi yapıyor?
Bazen fıkralar anlatamadığımız bir çok şeyi o kadar güzel özetler ki tabiri caiz ise lafı tam gediğine oturtur. Bu bahsettiğimiz fıkra da günümüzün önemli olaylarına çok güzel ışık tutmaktadır.
3 Kasım seçimlerinden öncesini biraz hatırlayalım:
AKP'nin hiçbir ekonomik projeye sahip olmamasına rağmen, hatta Sayın Erdoğan'ın "3 yıl sıkıntıya hazır olun" demesine, 3 yıl sonrası için hiçbir çözüm sunmamasına rağmen, "ABD bizim doğal müttefikimizdir" diyerek ABD'nin ileride yapacağı katliamlara göz yumacağının işaretini vermesine rağmen, Sayın Abdullah Gül'ün "IMF'nin istediklerini biz kamçısız yapacağız" deyip bizim yıllarca adım atmamıza engel olan IMF'ye tam itaat edeceğini ifade etmesine rağmen, her şeyden önemlisi "biz değiştik" denmesine rağmen, millet olarak "takiye yapıyor" diyerek, "muhafazakardır" diyerek büyük bir çoğunlukla, AKP kadrolarını iktidara getirdik. Gerçi AKP iradesi iktidara gelince yapacağı şeylerin sinyalini veriyordu ama işte sihirli söz yok mu "takiye", onunla milleti ikna etmişti.
Şimdi büyük umutlarla getirilen AKP iktidarı dönemi yapılanlara bir bakalım:
Tarihimizde ilk defa askerimizin başına çuval geçirilmiştir.
Yıllarca dünyaya adaleti, namus,vatan ve din emniyetini doya doya yaşatan bir milleti temsil eden hükümetimiz, Irak'ta bir çok insanın katledilmesine, tecavüze uğramasına seyirci kalmış ve hatta bombardıman yapan uçaklara lojistik destek sağlamıştır. NATO Zirvesi'yle de bu konuda daha sıcak katılımların sinyali de verilmiştir.
Kuzey Irak'ta Türkiye Cumhuriyeti olarak olmazsa olmaz olan kırmızı çizgilerimiz aşılmış ve Samara'da Türk kızlarına ABD askerleri tarafından tecavüz edilmiş ve Musul ve Kerkük'te bu arazilerin tapularının yer aldığı ve nüfus kayıtlarının da bulunduğu yerler yağmalanmış ve hükümetimiz bütün bu olanlara seyirci kalmıştır.
1974 yılınca binlerce şehit verdiğimiz Kıbrıs göz göre göre AB hayali uğruna Batıya peşkeş çekilmiştir.
İç ve dış borçlarımızın toplamı 200 milyar dolar seviyesinden 300 milyar dolarlara çıkmıştır. Hem de hiçbir ciddi yatırım yapılmadan.
MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Hidayet Atay'ın da ifade ettiği gibi, "ülkedeki işsizlik oranı, yüzde 11'den 15'e çıkmıştır".
Mustafa Kemal Atatürk'ün çok hassas olduğu ve milli beraberliğimizi ciddi manada olumsuz etkileyen misyonerlik çalışmalarına kapı açılmış ve ülkemizde 150.000 misyonerin Hıristiyanlaştırma çalışmalarına el altından destek verilmiştir.
Heybeliada Ruhban Okulu uluslararası bir mesele haline getirilmiş ve açılmasına ramak kalmıştır. Taha Akyol'un ifadesiyle "Ruhban Okulu'na Türkiye'de yeterli sayıda Rum kalmadığına göre, yurtdışından Ortodoks öğrenciler gelecek, eğitimleri tamamlandıktan sonra Patrikhane tarafından çeşitli ülkelerdeki Ortodoks kiliselerine atanacaktır. Böyle bir durumda patrikhanenin Ekümenik olma iddiası güçlenecektir." Bartholomeos'un ekümenik yani devlet başkanı sıfatı da beraberinde İstanbul'da Vatikan benzeri bir din devletini gündeme taşıyacaktır.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "amaç, mukayeseli olarak dinleri öğretelim, insan Budizm nedir bilsin. Doğru-yanlış sorgulaması da yapmadan mukayeseli öğretelim, hangisi doğru seçimi öğrenciye soralım. Bu dersin yeni müfredatlarına göre, artık öğrencilere sureler de ezberletilmeyecek" diyerek yüzde 95'i Müslüman olan bir toplumun çocuklarına - ki onlar boş bir bant gibi neyi öğretirsen alır, doğru ile yanlışı mukayese etmesi mümkün değildir- tahrif olmuş, bir çok yanlışı da içeren dinleri de öğreterek gelecekte dini ve milli bütünlüğü bozulmuş bir neslin kapılarını açmıştır.
Milletin çözer diye ümit ederek iktidara getirdiği Başbakanımız, imam hatipler ile ilgili olarak "bedel ödemeye hazır değiliz" diyerek ve üstelik büyük çoğunlukla kendini iktidara taşıyan velileri de suçlayarak meseleye noktayı koymuştur.
Muhafazakar oylarla iktidara gelen hükümetimiz Diyanet İşlerinden sorumlu devlet bakanlığına Marmara İlahiyat Fakültesinde bir konuşmasında "Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir" diyen sayın Mehmet Aydın'ı atamıştır.
İslam'ın beş şartından biri olan Zekat konusunda Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen Erzurum' da "Zekat yerine o parayla, doğup büyüdüğünüz yere yatırım yapın" diyerek Zekat ibadetini saf dışı bırakan bir anlayış getirmiştir.
İktidara geldiğinden bu yana AKP hükümeti 10.000 azınlığın bulunmadığı ülkemizde 30.000 adet kilise açmıştır. Yani 1 kişiye 3 adet kilise. Bu kiliseleri kimlerin dolduracağını siz düşünün. Bu ülkede son bir yılda 5 milyon adet İncil bedava dağıtılmıştır.
Bu misalleri artırmak mümkündür, zaten önümüzdeki günlerde daha bir çok misal de göreceğiz. Sınırlı köşemizde ancak bu kadarını yazabiliyoruz.
Şimdi aklı selim sahibi siz milletime soruyorum. Birilerine Takiye yapıyor diye iktidara taşıdığınız bu iktidar bu takiyeyi birilerine mi yoksa siz aziz Türk milletine mi yapıyor?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024