Bundan yaklaşık 1 ay önceydi. Kuvayı Milliye Gençlik Kampı çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyordu. Derken bir kene muhabbeti sardı ortalığı. Çalışmalarımız hiç umulmadık bir şekilde olumsuz etkilendi.Kampta hedef kitlemiz teşkilatımıza üye olan ebeveynlerin çocuklarıydı. Kene haberinden önce gençlik kampına sıcak bakan bu gençlerde haber yayıldıktan sonra ciddi bir tedirginlik gözlemledim. Birçoklarının komplo teorisi olarak nitelendireceği hınzır düşünce aklıma düşüverdi. Sakın bu haber sırf bizim gençlik kampı çalışmalarımızı baltalamak için yayılmış olmasındı. Ne de olsa 1000 adet seçilmiş genç Kuvayı Milliye ruhuyla donanmış olacaktı bu kamp sonunda. Bu global sömürücülerin korkulu riyası demekti. Hemen yerli maşaları devreye koyup bir şey bulmalıydılar. Zaten yıllardır olan bu hastalığı afişe etmek en akılcı yol olsa gerekti. Derken olan oldu. Gerçekten de gençler kampa gelmekte tereddütlüydüler. Çoğu Kuvayı Milliye ruhuna inanan ebeveynlerin çocuklarıydı ama henüz bu ruhu içlerine sindirememişlerdi.Gerçi kampın hedefi buydu. Ama kolay değil. Atalarımızın bu topraklar için bizler için göstermiş oldukları fedakarlığın bir provasıydı bu kamp. Binbir meşakkatle organizasyon gerçekleşti. Çok şükür cıva gibi yaklaşık 500 genç bu kampta yetişti. Kampın son günü ebeveynler ve yakınları kapanışa davet edilecekti. Bir de ne göreyim? Aynı tedirginlik onlarda da vardı. O zaman benim jetonum düştü tabii. Bu kesin yeni bir toplum mühendisliği çalışması olmalıydı.Müslüman Türk ailesinin de yazın güzel günlerinde tabiatın nimetlerinden istifade etmeye hakkı vardı elbet. Önünde iki şık vardı. Ya uygun bir sahil bulup denize girecek serinleyecek. Ya da yeşile yolculuk yapıp, yaprakların hışırtısı ile kafasını dinleyecek. Özellikle İstanbul'da aileler için uygun bir sahil bulmak oldukça zordu. İkinci seçenek daha kolay uygulanabilirdi. Ama bir de ne görsün? Kongolu kene ormanın kapısını tutmuş girmelerine müsaade etmiyor. Artık kendine müsait bir sahil araya dursun. Ya da gözünü yumsun kalabalık sahillerin birinde idare etsin.Sevgili Müslim Karabacak ağabeyimin güzel bir sözü var:"Bu memlekette hiçbir şey tesadüf olamaz".Bence de.
Ali Gülelçin / diğer yazıları
- Kısırlaştırma / 23.04.2024
- İlim bir nokta idi / 20.04.2024
- Örnek almak / 17.04.2024
- Doğal seçilim / 05.04.2024
- İş hayatında kadın / 04.04.2024
- 30 saniyecilik / 01.03.2024
- ‘İsrafı bitirdik’ / 14.02.2024
- Dijital Para / 11.02.2024
- Mehmedim yanıyor / 08.02.2024
- Paranın dini var mıdır? / 28.01.2024
- İlim bir nokta idi / 20.04.2024
- Örnek almak / 17.04.2024
- Doğal seçilim / 05.04.2024
- İş hayatında kadın / 04.04.2024
- 30 saniyecilik / 01.03.2024
- ‘İsrafı bitirdik’ / 14.02.2024
- Dijital Para / 11.02.2024
- Mehmedim yanıyor / 08.02.2024
- Paranın dini var mıdır? / 28.01.2024