1. Gezi'nin yıldönümünü yaşadık. İnsanlar yine sokağa çıkıp eylem yaptılar. Gezi'nin özünde ağaç vardı, yeşilin katledilmesi vardı. Bu konuda en çok konuşması gerekenler kimler? Ağaçlar, yani ormanlar konusunda uzman bilim adamları. Türkiye'de en eskileri İstanbul Orman Fakültesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi olmak üzere 9 adet orman fakültesi var. Buralarda yüzlerce bilim adamı görev yapıyor. Konuları ağaç. Ama bu yüzlerce bilim adamı Taksim'deki ağaçlar yok edilirken tek kelam etmedi neden? Çünkü bilim korkuyor. 2. Dışişlerinde yapılan gizli toplantıda bazı bürokratlar arasında geçen "Suriye tarafından Türkiye'ye bomba atalım, Suriye yaptı diyelim" şeklindeki konuşma tam bir faciaydı. Korkunçtu. Türk devlet geleneğinde görülmemiş bir olaydı. Ama tek bir diplomat çıkıp "biz bu konuşmayı reddediyoruz" demedi, diyemedi. Çünkü diplomasi korkuyor. 3. Güneydoğu'da PKK yol kesiyor, çocuk kaçırıyor, korucu öldürüyor. Bu konuda nelerin yapılması gerektiğini en iyi bilen kurum neresi? Güvenlik birimleri. Onlar ne yapıyor? Hükümetin açılım politikası gereği susuyor. Korkuyor. 4. Alışılmadık bir operasyona şahit olduk.17 Aralık'ta bir anda bakan çocukları, işadamları gözaltına alındı. Başbakanın "evi sıfırla" şeklindeki konuşmaları deşifre oldu. Bakanlar hakkında fezlekeler hazırlandı. Bugüne kadar, "Başbakanın konuşmaları doğru mudur? Aslı astarı var mıdır?" diye hiç bir yargı mensubu sormuyor. Üzerine gitmiyor. Çünkü yargı korkuyor. 5. Gezi'nin yıldönümünde 25 bin polisle Türkiye'nin en büyük meydanı olan Taksim'e gidişin önünü kesmek için komik bir duvar oluşturuldu. Binlerce polis memuru, amirleriyle yan yana emirleri uyguladı. Dövdü, gaz sıktı, su sıktı. Türkiye'de emniyet bürokrasisinde çok kaliteli güvenlik uzmanları var. Hiç bir tanesi ağzını açıp "bu yapılan yanlış, polisi vatandaşla karşı karşıya getiriyoruz, bırakalım halk bir kaç saatliğine Gezi Parkı'na çıksın, olay molay da meydana gelmez" demiyor. Çünkü emniyet korkuyor. 6. Eğitim sistemini mahvettiler. Hala çocukların liseye nasıl gireceği belli değil. İşi bilen eğitimciler korkuyor. Başbakan özel sektöre "yerli otomobil yapın" diye emir verirken, sanayiciler "emirle otomobil yapılmaz, git Rıza'ya emir ve o yapsın" diyemiyor. Sanayici korkuyor. İşadamı korkuyor. Medya patronu korkuyor. Türkiye korku imparatorluğuna dönüştü. Konuşması gerekenlerin sustuğu, korkmaması gerekenlerin koltuk ve ikbal telaşıyla korku içinde olduğu bir ülkede çok ciddi bir sorun yok mu sizce? Bu ülkede tek sorun Cumhurbaşkanı'nın kim olacağı mı? Not: Size bir haber sitesi öneriyorum. Her şeyi ciddi bir şekilde ele alması gerekenlere inat, 'gayri ciddilik'le gündem oluşturan, haberlerle dalgasını geçen bir site: www.endalga.com Bence çok beğeneceksiniz.