ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın 6 ay önce Mars'a gönderdiği uzay aracı, Mars'a indi. Uzay aracının adı InSight. Bu uzay aracı Kızıl Gezegen'e iniş yapan üçüncü uzay aracı oldu. Uzay aracı, gezegenin toprak altındaki yapısını da sondaj yaparak inceleyecek.
Evet, uzay aracı Mars'a tan 6 aylık yani 180 günlük yolculuktan sonra indi. 480 milyon kilometre yol kat etti. Saatte yaklaşık 20 bin km hız yaptı. Ve Mars'a iner inmez çektiği fotoğrafları dünyaya gönderdi. 480 milyon kilometre mesafeden gönderilen bu fotoğraflar dünyaya 6 dakika 45 saniyede ulaştı.
Sadece 6 dakika 45 saniye!
Bu uzay aracı 6 ay önce Mars'a gönderilirken, o günlerde Türkiye 24 Haziran seçimlerine hazırlanıyordu.
Uzay aracının Mars'a doğru yol aldığı 6 aylık süreçte "Türkiye'de de çok ciddi ve olaylar yaşandı!"
Doların çıldırmasını konuştuk.
Papaz Brunson'u konuştuk.
Andımızı konuştuk.
Sırbistan'dan ithal ettiğimiz etleri konuştuk.
Milleti yumurtayla, inekle dolandıran tosuncukları konuştuk.
Satılan şeker fabrikalarını konuştuk.
Kaza geçiren trenlerin, yıkılan viyadüklerin altında kalarak ölen vatandaşların haberlerine konulan yayın yasaklarını konuştuk.
Millet bahçelerini konuştuk.
Rıza Zerrab'ın ceza alıp almayacağını konuştuk. Keşke Yunan gelseydi diyen feslileri konuştuk. Soğan deposu baskınlarını konuştuk.
Papazdı, dolardı, etti, patatesti, soğandı, şekerdi, pancardı diye oyalanırken İnSight Mars'a doğru ilerliyordu.
6 ay yani 180 gün boyunca gitti, gitti, Mars'a indi.
Ama çok şükür biz de millet bahçelerini açtık pek ala!
Bahçe açılışı yaparak övünenlerle Mars'a araç göndererek övünenler arasındaki fark da böylece ortaya çıkıyor.
Bahçe, Mars'a galip gelemeyeceği için de bizimle Afrin'de dalga geçiyorlar, YPG ile kol kola gezerek dalga geçiyorlar, parasını ödediğimiz F 35 uçaklarını vermeyerek dalga geçiyorlar, vizeyi ağırlaştırarak dalga geçiyorlar.
Amerika'nın Afrin'in doğusunda PKK ile kol kola gezip Afrin'in batısında Türk askeriyle devriye gezmesinin nedenini Mars'ta aramak lazım.
Kusura bakmayın ama "bize gücümüz nispetinde" davranıyorlar.
Bir ülkenin gücü hamasetle, hitabetle ortaya çıkmaz. En küçük bir ekonomik dalgalamada milli parası dolar karşısında en çok değer kaybeden bir ülkeye biçilen profil budur.
El alem Mars'a çıkarken Polatlı'daki soğan depolarını basarak ekonomiye ayar vermeye çalışanlara böyle ayar verirler.
Bu ülkede "Ben cahil insanlarımıza daha çok güveniyorum" diyen profesör, ödül olarak YÖK denetleme kuruluna atanırsa,
Bu ülkede dünyada ilk 500'e giren tek bir üniversitemiz yoksa,
Bu ülkede Giresun'a tıp fakültesi açıp öğrencilere Sivas'ta eğitim veriyorsanız,
Bu ülkede Ardahan'a açtığınız üniversitenizin rektör yardımcıları Köyişleri İl Müdürlüğündeki odalarda görev yapıyorsa,
Bu ülkede kuru fasulyeyi 5 dakika daha erken pişiren düdüklü tencereye "bilim ödülü" veriliyorsa,
Mars'a giden uzay aracının ardından işte böyle aval aval bakarız.
Ve millet uyanmasın diye soğan depolarına "stokçu baskını" yaparız.
Not: Rekabet Kurulu'nun dün yayınladığı raporda "soğan tüccarlarının stokçuluk yapmadığı, soğan fiyatlarındaki artışın üretimdeki düşüşten ve hastalıktan kaynaklandığına, ortada suç teşkil edecek bir durum olmadığına" vurgulandı.
Bravo!
Şimdi de neden biz de Mars'a gidemiyoruz diye bir rapor bekliyoruz!
Çoook yakında!