Türkiye, siyasi yönden çok zor günlerden geçiyor. Gerek dış politikada, gerek ekonomide facia boyutlarında gelişmeler yaşanıyor. Böyle durumlarda muhalefetin ortaya koyduğu söylem ve tezlerle prim yapması beklenir. Ama Türkiye'de tam tersi oluyor. Başta MHP olmak üzere muhalefet yerinde sayıyor. MHP yönetimi, meydana olaylarda kupkuru parti beyanatları dışında bir yaklaşım sergilemiyor. PKK dağdan şehre inmiş, Suriye saldırıyla karşı karşıya, Mısır'daki darbeden dolayı dünya ile aramız bozulmuş, cari açık rekor kırmış, geçen yıl okula alınan "5 yaş çocukları projesi" facia ile sonuçlanmış, Gezi Parkı'nda milyonlar sokağa dökülmüş, kamuya ait tabelalardan TC ifadesi teker teker kaldırılır hale gelmiş ama MHP yönetimi her halükarda "Anayasa değişikliğinde AKP'ye destek olacakları" söyleminin arkasında duruyor.Ülkenin derdi sanki anayasa değişikliği. Ortada sanki ülke kalmış da o ülkenin anayasası değişince her şey değişecekmiş gibi. Devlet Bahçeli'nin bütün tavır ve söylemi "ne söylesem AKP'yi sarsarım" mantığı üzerine değil "ne söylesem ABD'yi üzmem" mantığına odaklanmış.Sanki AKP sonrası birileri kendilerine altın tepsi içinde iktidarı teslim edeceklermiş gibi düşünüyorlar her halde. Eğer böyle bir hayal içindeyseler eğer böyle bir pazarlık varsa bilsinler ki "dışarıdan gelen iktidar tepsisinin onlara hiçbir hayrı olmaz." Eski MHP'li Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin "AB sürecinde öyle anlaşmalara imza attık ki Sevr'den daha beter anlaşmalardı bunlar" diye itiraf ettiği berbat MHP'li günlere geri döneriz o kadar.Bunları neden mi söylüyorum: Önemli bir mevkide olan akademisyen bir dostum kısa süre önce şöyle dedi: "MHP'li bir genel başkan yardımcısından 'ABD ile uzun süreli bir anlaşmaya vardık' sözünü kulaklarımla duydum."Her parti iktidar hayali peşinde olur. Bu doğaldır. Ama ABD'nin dümen suyuna girerek, ABD ile anlaşarak iktidar olunmaz ancak AKP örneğinde olduğu gibi köle olunur. ABD, AKP sonrası hangi parti ile anlaşırsa anlaşsın bunun tek gayesi, yarım kalan proje ve hesaplarını tamamlamak olacaktır. Bir koalisyona yamanıp ABD'nin dümen suyunda iktidar ortağı olmak yerine millete dayanarak şereflice siyaset yapmak daha evladır. MHP adı üstünde milli olmalıdır. MHP adı üstünde milliyetçi olmalıdır. Kemal Derviş'i kabinelerine alarak ne kadar milli ve milliyetçi olduklarına dair kötü bir testten geçen MHP'nin aynı hataya düşmemesi gerekir. TC tabelaları bir bir kalkarken "armut piş ağzıma düş" misali iktidar hayali kuran bir partinin milliyetçilik söylemi de ciddiyetten uzaktır. MHP, halkın kendine verdiği muhalefet görevini hakkıyla yerine getirmek yerine 'fincancı katırlarını ürkütmeme' politikasını uygulayarak sadece partiye değil millete ve devlete de büyük zarar vermektedir.