Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir zafer çıkmadığını en fazla gören kişi Erdoğan'ın bizzat kendisi olsa gerek. Yüzde 51 oy alarak sınırda ve tehdit dolu bir oy oranıyla seçilen Erdoğan ortada zafer olmadığını çok iyi görüyor. O kadar devlet imkânını, kayıt dışı parayı, namütenahi medya desteğini, örtülü ödeneği, psikolojik baskıyı, tehdidi, şantajı kullanan bir kişinin, üstelik seçim sonuçları üzerindeki büyük şaibe ile sadece yüzde 1 farkla seçimi kazanması başarı değildir. Milletin yarısı çok net ve kararlı bir şekilde "Erdoğan benim Cumhurbaşkanım değil" diyecek. Diğer yarısı ise aslında bir Cumhurbaşkanı seçmedi, KAVGAYI SEÇTİ. Seçimden önce yazdım, yine aynı çizgideyim. Şöyle demiştim: "Türkiye'ye bir cumhurbaşkanı seçiyoruz ve bu kişi "devletin başında olmayı" hak edecek özelliklerle donanmış olmalı. Karşımızda Erdoğan ve Ekmeleddin Bey var. Birisi hakkında onlarca yolsuzluk suçlaması, evindeki kaynağı belirsiz paraları sıfırlama, ihalelere müdahale iddiaları var. Ailesinin de bu işin içinde olduğuna dair haberler aylardır manşette. Kavgacı, agresif, muhteris, ayrımcı, kindar, mezhepçi, dün başka bugün başka konuşan, "ananı al da git" üsluplu, vatandaşı tekmeleyen, bakan döven, yargıya müdahale eden, askeri sevmeyen, polisin öldürdüğü çocuğa bile başsağlığı dilemeyen, komşularla kavgalı, Ortadoğu çetelerinin dostu, milli değerlere hasım, TC kelimesinden rahatsız, kendiyle bile kavgalı bir kişilik. Diğeri ise 'âlim bir adam!' Efendi, dürüst, yolsuzluğa, yalana bulaşmamış, ailesi tertemiz, kelimeleri özenle seçen, kırmayan, dökmeyen, kendini bilime ve insanlığa hizmete adamış, çok yönlü, mütedeyyin, vatansever, kucaklayıcı, şeffaf, siyasi rakibine bile para yardımı yapacak kadar medeni, devlet adamı kumaşı taşıyan bir kişi. Vatandaş bu iki adaydan birini seçecek. Vatandaş bu seçimi yaparken bundan sonra Türkiye'nin hangi çizgi ve yöntemle yolun devam edeceğini de belirleyecek. Devletin başına ya kavga ve gerilim ya barış ve istikrar gelecek. Halk aslında bunu seçecek. Bu kararı verecek. Ya savaş ya barış. Ya efendi ya saldırgan. Ya dürüst ya şaibeli? Ya ağzı bozuk ya ağzı düzgün? Ya vatandaşı tekmeleyen ya kucaklayan?Ya o ya bu. Vatandaş aslında kendi iç dünyasına oy verecek. 'Ben buyum!' diyecek. Oyunuzu buna göre verin." 4 Ağustos 2014 tarihli yazımda aynen böyle yazdım. Millet 'ben buyum' dedi ve kavgayı seçti. Tarihte Türk milletinin 16 devlet kurduğu ile övünülür. Demek ki 15 devlet, içerden ve dışarıdan gelen fitnelerle bir şekilde yıkılmış. Bu devletlerin hepsini dış düşman yıkmamış. İçerdeki fitne ve fesat ile yıkılmış. Bu kadar devleti 'yıkan' milletimize sonuçlar hayırlı olsun. Kavgayı seçen millet, sonuçlarına hazır olsun. Ortadoğu'dan ve Güneydoğu'dan gelecek ateşe hazırlıklı olsun.