Milli Ekonomi Modeli'nde tarım (2)

Dünkü yazımda tarım sektörünü diriltmede tek çözüm olan Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) tarım projelerinin 9 maddesini aktarmıştım. Şimdi bu projelere devam edelim:10)  Türkiye'de tarım alternatifsizdir. Onun için tarım ürünlerine alternatif aramak yerine, tarıma dayalı sanayinin kurulması teşvik edilecektir. (Bu durum tarım ürünlerinin verimli değerlendirilmesinin önünü açacaktır. Özellikle kolay bozulabilecek ürünlerin yerinde işlenerek daha kalıcı bir ürün haline getirilmesi, tarımda yaşanan kayıpları da ortadan kaldıracaktır. Japonların tuttukları balıkları daha karaya çıkmadan konserve haline getirdiğini hatırlatırsak, karada niçin biz bunu başaramayalım. Bu sebeple acilen tarıma dayalı sanayi geliştirilmelidir. Bu ayrıca yeni istihdam kapılarının da açılmasına vesile olacaktır)11)  Hükümet, bizzat pazarlama hususunda üreticilerimize öncülük edecektir. Dünyanın her yerinde pazar bulacaktır. Çiftçinin pazar problemi olmayacaktır. (Dünyanın birçok yerinde, özellikle İslam ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerde, ürettiğimiz tarım ürünlerine ihtiyaç varken, bugün çiftçimize pazar bulamamamız gerçekten şaşılacak bir durumdur. Pazar bulunamadığından ve ürün değerinden satılmadığından dolayı çiftçimiz maalesef ürününü ya denize döküyor, ya gömüyor, ya tarlada bırakıyor, ya da yakıyor. Bu maddeyle bu sorun da aşılmış olacak.) 12)  Ülkemizde tarıma uygun arazilerin envanteri çıkarılacak, iklim ve toprak özelliklerine göre uygun tarımsal ürün grupları belirlenecektir. (Böylece hem arazide, hem de üründe verimlilik sağlanmış olacaktır. Bu konuda devletin ihtiyaca ve şartlara göre yol gösterici olması önemlidir. Üretici kendi kaderine terk edilirse, istenilen verim asla oluşmaz. Bugün çiftçiye AB ve IMF tavsiyelerine göre "şunu ekme, bunu ekme, ekersen şu ceza" denmektedir. Halbuki çiftçiye "şunu ekme" deneceğine, "şunu ek, alıcı benim, karın da şu, al paranın avans olarak yarısı" denmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi MEM bunu sağlamaktadır.)13)  Tarım tek başına bir sektör olarak değil, tarıma dayalı ilgili sanayi dalları ile bir bütün olarak alınacaktır. Bu amaç doğrultusunda tarım ürünlerinin son mamul haline getirilmesi için entegre sanayi kuruluşları teşvik edilecektir. (Bugün bunun tam tersi yapılıyor. Tarımı destekleyen sanayi kuruluşları ya kapatılıyor, ya da ucuz fiyatlara özelleştiriliyor. Örneğin en son kapanan Malatya ve Adana sigara fabrikaları. Yüzde 100 yerli tütün kullanılmasına ve de kar etmelerine rağmen kapatıldı, hem fabrikaların çalışanları hem de yerli tütün üreticisi mağdur oldu. MEM ise bırakın fabrikaları kapatmayı, her tarım ürünü için ayrı ayrı sanayi kuruluşlarının açılmasını sağlayacak)14)  Coğrafya, iklim, nüfus ile iç ve dış piyasa dengeleri göz önünde tutularak, tarım sektörünün üretim, miktar, çeşit, nitelik planlamaları ve AR-GE çalışmaları yapılacaktır. (En stratejik sektör olan tarımda AR-GE çalışmaları oldukça önemlidir, verimi direkt olarak arttıracaktır. Örneğin şifalı bitkiler bugün dünyada revaçta iken ülkemizde bu konu üzerinde ciddi çalışmalar yoktur. Birçok şifalı bitkinin kaynağının Türkiye olduğunu düşünürsek, sadece bu konuda yapılacak AR-GE çalışmaları dış borçlarımızın ödenmesinde çok ciddi kapılar açacaktır)15)  Atatürk'ün öncülüğünü yaptığı örnek tarım üretme çiftliklerinde modern tarım teknikleri ve ürün geliştirme yöntemleriyle çiftçiye örnek olacak çalışmalar yapılacaktır. (Bütün bölgelere yaygınlaştırılması gereken bu çalışmayla, tarımda son teknoloji, anında kılcal damarlara ulaşabilecektir. Böylece, çıkabilecek muhtemel hastalıklara karşı, Akdeniz sineği gibi, zamanında müdahale edebilme şansı yakalanacaktır. Dışarıdan hormonlu tohumlarla çiftçimiz baş başa bırakılacağına, buralarda yapılan çalışmalarla sağlıklı ve kontrollü üretimin örnekleri ortaya konulacaktır. Çiftçimiz önünde güzel bir örnek görecektir)16)  Sanayileşme ve şehirleşmenin tarım arazilerini yok etmesi önlenecektir. (Ülkemizde tarım arazileri oldukça bol olduğu gibi çorak, kayalık yerler de mevcuttur. Zaten deprem riskinin büyük olduğu ülkemizde yerleşim birimlerinin ve sanayinin depreme oldukça hassas olan tarım arazilerine kurulması büyük bir düşüncesizliktir. Ayrıca tarım arazisi altın yumurtlayan tavuk gibidir, en iyi şekilde değerlendirildiğinde ne borç kalır, ne de ekonomik sıkıntı. Atatürk bunu değerlendirmeye çalışmış, biz niye yapamayalım?)Bugünlük bu kadar kafidir zannediyorum. Yarın projelere devam edeceğiz.