Ne kadar insan olduğumuzu kendimiz bilebilir miyiz? Bu araştırmada hangi ölçütleri kullanacağız? İnsan-ı kamil olmaktan bahsediyorsak eğer bizim için önemli olan Tasavvufun, İslam'ın ölçüleridir.Peki bu ölçütlerin içinde biz neredeyiz? Okuyor muyuz ? Okuduklarımızı yaşıyor muyuz? Bakabiliyor muyuz baktığımızı görebiliyor muyuz? Arkadaş seçimindeki ölçütlerimiz neler? Oturup sohbet ettiğimiz belki sohbetinden hoşlandığımız insanlar bizim dünya ve ahiret görüşümüzün neresindeler? Biz inancımızı yaşama noktasında neredeyiz. Taklid-i imandan hakiki imana erişebildik mi?Bütün bu sorular hemen her gün beynimizi kurcalayan, gönlümüzü yoran sorular. İşte içinde bulunduğumuz hal bu hal, acaba doğru yerde miyiz? Evet doğru yerde değiliz en azından bunu kendimiz için söyleyelim, çünkü soru sorma aşamasındayız. Pek çok eksiğimiz var. Biz görebildiklerimizi sıralayalım; Birincisi ve en önemlisi ölümü unutuyoruz. "Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ile de iyilik ile de deniyoruz. Sonunda ancak Bize döndürüleceksiniz." (Enbiya,35)"Ölüm ruhun, yıllarca emri altında bulundurduğu uzuvlardaki tasarruf hakkının kaldırılması" olarak tanımlanıyor. İşte bu tasarruf hakkımız bitmeden önce elimizden gelebilecek her güzelliği ve ibadeti yapmamız gerekiyor. İkincisi; Allah'ı (cc) anmadan ve gaflet içinde geçirdiğimiz dakikaların hesabını şimdiden tutmamız gerekli. En azından gaflette olduğumuzu fark etmeliyiz. Bunun için üzülmeliyiz. Üçüncüsü; Zamanımızı nasıl kullandığımızı, ömrümüzü nasıl geçirdiğimizi kendi kendimize sorgulamamız gerekiyor, zamanımızı değerlendirme konusunda doğru adımlar atabildik mi? Dördüncüsü; inancımızı geliştirme açısından medya araçlarından gereğince faydalanabiliyor muyuz? Medyanın olumsuz etkilerinden kendimizi ve yakınlarımızı koruyabiliyor muyuz?Bu soruları daha da çoğaltmak mümkün. Ancak biz artık soru sormayı bırakıp kendimize ve size önerilerde bulunabiliriz. Murakabemizi muhasebemizi artıracak yazılar, kitaplar, dergiler okuyabiliriz. Yine murakabemizi artıracak sohbet ortamlarına ve arkadaş topluluklarına girebiliriz. Daha az televizyon seyredip daha çok okuyabiliriz. Namaza ve duaya daha çok önem verebilir ve zaman ayırabiliriz.Merhaba sevgili okuyucular, bu yazı biraz beyninizi yormuş olabilir, ben yazarken de yoruldum. Tasavvuf büyükleri derler ki; dünyada ne kadar kalacaksan onun için o kadar çalış. Bizi sonsuz bir ahiret hayatı bekliyor. Himmetimizi ve gayretimizi ahirete yöneltmemiz bir zorunluluk. Allah(cc) bize ölmezden önce muhasebemizi yapabilmeyi, gafletimizden uyanabilmeyi nasib eylesin.Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022