Ne hale geldik?

Yıllardan beri Prof. Dr. Haydar Baş Bey gerek toplum olarak, gerekse devlet olarak nasıl yanlışlar içerisine düştüğümüzü, nasıl karanlık kuyulara itildiğimizi, bu yolların çıkmaz sokak olduğunu anlattı durdu. Halk olarak bizler ve bizi yönetenler bu uyarıları dikkate almadık, almadılar. Bu girdiğimiz çıkmaz sokakları görmedik, göstermediler. O çıkmaz sokaklar ki, adeta milleti damgalar nitelikte olayların, vahşetlerin yaşandığı mekânlar? Salı akşamları Marmara TV ve Meltem TV ortak yayınıyla yayınlanan "Hasbihal" programını izliyordum. Sağ olsun Haydar Bektaş hoca halka adeta psikolojik danışmanlık hizmeti veriyor. Her arayanla muhabbeti, konu anlatımlarındaki ciddiyeti programın kalitesini iyice arttırıyor. Programı izlerken, halkın yaşadığı olaylar karşısında hayrete düşüyor insan. Vay be diyorsun, imparatorluklara merkez olmuş, bağrından nice yiğitler çıkarmış, evliyalar diyarı Anadolu'da şimdi ne olaylar yaşanıyor. Bakın vatandaş neler yaşıyor ve bunlara çare için neler soruyor;Bir vatandaş soruyor; Hocam! Kızım bir Hıristiyan'la anlaşmış, evlenecekmiş. Vazgeçiremiyorum, ne yapmalıyım? Diğer bir vatandaş; Babam içki içiyor. Bize hakaret ediyor, dövüyor vs. Annem 55 yaşında boşanmak istiyor. Ne yapmalıyız? Bir başka vatandaş; Hocam diyor, tesadüfen telefonda bir bayanla tanıştık. Onunla dost hayatı yaşıyoruz. Kadın eşini bırakıp bana gelmek istiyor. Ben de evliyim. Bu günah mıdır? İşin garip yönü de bu adamın adı yanılmıyorsam Mehmet idi. Hans, Davit filan değil ve bunun günah olup, olmadığını soruyor. Hele bir de akşam haberlerini izlemişseniz vay be demenin ötesinde eyvah ki, eyvah dememeniz mümkün değil. Bir ilde bilmem kaç çocuk, bilmem ne yapmış. Başka bir ilde bilmem kaç eğitimci adi suçlardan (cinsel taciz) tutuklanmış. Başka bir şehirde seri katil korkusu yaşanıyor. Üç gecede üç cinayet?Bir başka şehirde ailesinin izni olmadan evlenen kız kardeşini defalarca bıçaklayarak öldüren ve bu anları telefonla ailesine dinleten bir mahlûkun vahşeti.  Bir başka şehirde, bir köy halkını çoluk-çocuk katledenlerin mahkeme sonu "yaşasın kötülük" sloganlarını dehşetle izliyorum?    Ya o şehit haberleri?Biz, bu muyuz? Biz, böyle miydik? Hani çağdaşlaşıyorduk, medenileşiyorduk? Yoksa medeniyet dedikleri bu muydu?Maalesef bananecilik toplum olarak damarlarımıza kadar işlemiş. Kayıtsız kalmışız olaylara, vahşete, zulme, günaha. Tepki göstermeyi bile unuttuk. Tepki gösteremediğimiz gibi, tepki gösterenlerden yana bile olamadık.Ya toplumu idare edenler ne yapıyor? Onu da televizyonlardan son dakika haberleriyle öğreniyoruz. "Şu madde şu kadar oyla geçti." Bazen vekillerin meclis kürsüsündeki icraatlarına şahit oluyoruz. Bir vekil kürsüde, "kıvırtan başbakan istemiyoruz" pankartı açıyor. Diğeri hemen çıkıp, ? "lafın laf mı olduğuna, söyleyenin adam mı olduğuna bakarız" cevabını veriyor.Ey Milletim! Artık taraf olmak zorundayız. Sorunları hem yaşıyoruz, hem de yaşananları da görüyoruz. Gelin çok geçmeden bir bilek, bir yürek olalım. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin yanında olalım. Milli Ekonomi Modelini ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezlerini uygulama fırsatını O'na verelim?