Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin notunu pozitiften durağana düşürdü. Fitch, cari açığın çok yüksek olduğunu, ekonomik istikrarda kısa vadeli risklerin arttığını ifade etti. Ama hükümet "ekonomide ne oluyor" sorularının sorulmasına mani olmak, Suriye'de içine çekildiği batağı ört bas etmek için birden bire bizi 73 yıl evveline götürdü! "Desimde katliam oldu!" Yetmedi daha eskiye, 85 yıl önceye götürdü: "İstiklal Mahkemeleri dosyasını açalım!" Yahu kardeşim 80 yıl evvelinde ne geziyorsun. Dersim'de olan biteni inkar eden yok ki. Ortada resmen bir kıyım var. İstiklal Mahkemelerinde elbette yığınla hatalı kararlar, idamlar verdildi. Ama sizin örnek aldığınız Fransa'nın kurduğu İstiklal Mahkemelerinden 1793 yılında hüküm giymeden idam edilenlerin sayısı 79 bin, Türk İstiklal Mahkemelerinde 3 yıl boyunca idam edilenlerin sayısı 1054 kişidir. İskilipli Atıf Hoca gibi masum kişilerin idamının yanısıra bir sürü vatan haini de cezasını almıştır. İyi de bugün Silivri'de "dillere desten bir mahkeme kuranlar" neden 80 küsür yıl evvelki mahkmelerle hesaplaşmak istiyorlar? Bugün "parasız üniversite isteyen gençleri hapse atanlar, emekli öğremenlerin gözüne biber gazı sıkıp öldürenler, Silivri Cezaevi'nden cenaze üstüne cenaze çıkartanlar, ey millet Dersim'e bakın, İstiklal Mahkemelerine bakın!" diye çığlık atıyorlar. Acaba "halinize şükredin, biz henüz Türkiye'yi o günlerin yargısına ve ortamına çevirmedik" mi demek istiyorlar! Ya da başka bir örnek verelim: Deniz Feneri davasında zanlıların tutuklanmasına karar veren, olayın üzerine kararlılıkla gitmek isteyen savcıları görevden alıp yerine gelen savcıların anında "tahliye kararı vermesini" Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in idam ediliği yargılama ile benzerlik taşıdığını neden unutuyorlar? "Değiştirilen yargıç ve savcıların" verdiği kararların ilginç hatıraları vardır tarihimizde. Büyük Kahraman Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, işgalcilerin isteği ile görevden alınır ve tehcir edilen Ermenilere zarar verdiği gerekçesiyle yargılanır. Mahkeme Başkanı Divanı Harp Reisi Hayret Paşa, Damat Ferit'in yaptığı "Kemal Bey'i mutlaka idam edin" baskılarına dayanamaz ve görevden istifa eder. Bunun üzerine göreve getirilen "Nemrut" lakaplı Kürt Mustafa görevi yerine getirir ve hemen idam kararı verir. Tarihimizin utanç dolu İstiklal Mahkemeleri sayfasını ısrarla açanlar, işgalcilerin emri ile kurulan, kukla hükümetin idamını istediği vatanseverleri anında idam eden "Nemrut Mustafa Mahkemesini" neden gündeme getirmezler? Vatan kahramanı Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, isyancı Seyit Rıza kadar neden değerli değildir bunların gözünde?