Türkiye'de 40 milyon insanın, kitaba elini sürmediğini belirten eğitimciler, başarısızlıkların sebebini okumamamıza bağlıyor Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Dindar, okumanın insanlara ceza olarak verildiği 70 milyonluk Türkiye'de, 40 milyon insanın hiç kitap okumadığını belirterek, Türkiye'de bir insanın yıllık kitap harcamasının sadece 2 dolar, batıda ise bu rakamın 500 dolar olduğunu dile getirdi.
Dindar, Avrupa'da insanların yüzde 40'ının yılda en az 1 kitap okuduğunu, Türkiye'de ise 40 milyon insanın neredeyse hiç kitap okumadığını anlatarak: "Türkiye'de 20 kişiye bir gazete düşerken Japonya'da gazetelerin toplam tirajı 60 milyonu geçiyor" dedi. Prof. Dr. Dindar, "Biz okumanın ceza olarak verildiği bir ülkede yaşıyoruz. Bunca eğitim kurumuna ve yetişmiş insan gücümüze rağmen geldiğimiz nokta ortada. İnsanlarımız okumuyor, okumayınca düşünemiyor, fikir de üretemiyor. Dolayısıyla başarılı olamıyoruz" diye konuştu. Fransa'da bulunduğu 6 yıllık süre içinde 90'larına kadar yaşayan bu insanların parklarda büyüteçle kitap okuduklarını da dile getiren Dindar, "Okumanın avantajı çok. İnsanı bilgilendiriyor. Buna göre fikir üretiyorsun. Okumayınca fikir de üretemiyorsun. İşte gençlerimizin hali. Okumadıklarından fikir de üretemiyorlar. Aynı şeyleri tekrar edip duruyoruz. Türkiye'de eğitimde uygulama yanlışlığı var. Millet olarak biz neden yüzde 2 ile idare edelim? Eğitimde yanlışlıklar var. Papağan gibi ezberlemişiz. Ezbercilik kalkacak ama kalkacak demekle kalkmıyor. Aklımızın yüzde 2'lik potansiyelinin yüzde 80'ini 0-6 yaş grubunda kullanabiliyormuşuz. Yüzde 20'yi daha sonraki dönemde kullanabiliyoruz. Evdeki çocuk çok iyi yetiştirilebiliyorsa toplum şanslı. Emredici veya koruyucu bir şekilde aşırılık yapılınca iyi olmuyor. Veli ve öğretmenler, çocuklara arkadaşıymış gibi yaklaşmalı ve onları okumaya, düşünmeye sevk etmeli" dedi.
Dindar, Avrupa'da insanların yüzde 40'ının yılda en az 1 kitap okuduğunu, Türkiye'de ise 40 milyon insanın neredeyse hiç kitap okumadığını anlatarak: "Türkiye'de 20 kişiye bir gazete düşerken Japonya'da gazetelerin toplam tirajı 60 milyonu geçiyor" dedi. Prof. Dr. Dindar, "Biz okumanın ceza olarak verildiği bir ülkede yaşıyoruz. Bunca eğitim kurumuna ve yetişmiş insan gücümüze rağmen geldiğimiz nokta ortada. İnsanlarımız okumuyor, okumayınca düşünemiyor, fikir de üretemiyor. Dolayısıyla başarılı olamıyoruz" diye konuştu. Fransa'da bulunduğu 6 yıllık süre içinde 90'larına kadar yaşayan bu insanların parklarda büyüteçle kitap okuduklarını da dile getiren Dindar, "Okumanın avantajı çok. İnsanı bilgilendiriyor. Buna göre fikir üretiyorsun. Okumayınca fikir de üretemiyorsun. İşte gençlerimizin hali. Okumadıklarından fikir de üretemiyorlar. Aynı şeyleri tekrar edip duruyoruz. Türkiye'de eğitimde uygulama yanlışlığı var. Millet olarak biz neden yüzde 2 ile idare edelim? Eğitimde yanlışlıklar var. Papağan gibi ezberlemişiz. Ezbercilik kalkacak ama kalkacak demekle kalkmıyor. Aklımızın yüzde 2'lik potansiyelinin yüzde 80'ini 0-6 yaş grubunda kullanabiliyormuşuz. Yüzde 20'yi daha sonraki dönemde kullanabiliyoruz. Evdeki çocuk çok iyi yetiştirilebiliyorsa toplum şanslı. Emredici veya koruyucu bir şekilde aşırılık yapılınca iyi olmuyor. Veli ve öğretmenler, çocuklara arkadaşıymış gibi yaklaşmalı ve onları okumaya, düşünmeye sevk etmeli" dedi.