Tomarza'nın Böke Köyü İlköğretim Okulu'na atandıktan sonra, köydeki çocuklarla yerde sürünerek oynayan Leyla Yazgan'ı (13) gören Öğretmen Abdullah Irmak, küçük Leyla'nın ortopedik özürlü olduğu için okula gönderilmediğini öğrenince, bütün olanaklarını bu kız çocuğunun üzerine yoğunlaştırdı.
OKUMAK ONUN DA HAKKI
Küçük Leyla'nın "ben de yaşıtlarım gibi okula gitmek istiyorum, ancak gidemiyorum" sözlerini ömrünün sonuna kadar unutamayacağını belirten Irmak, şunları söyledi:
"Hemen Leyla'nın anne ve babası ile görüştüm. (Biz bu haliyle nasıl götürelim?) dediler. Bütün sorumluluğu üzerime aldım ve iki yıl önce Leyla'yı sırtımda taşıyarak okul sıraları ile tanıştırdım. Okula gelmek Leyla için yeni bir hayatın başlangıcı oldu. Gözlerindeki umutsuzluk yerini ışıltıya bıraktı. Arkadaşlarıyla kısa süre içinde kaynaştı. Kısaca hayata bağlılığı arttı. Leyla, duygusallığı, yıllar süren eziklikten kurtulmuş olmanın verdiği sevgi dolu bakışları ile beni, bütün öğrencileri kendi bağladı. Leyla artık benim bir öğrencimdi. Onun için elimden gelen herşeyi hatta fazlasını yapmalıydım."
Abdullah Irmak, Leyla'nın okul içinde daha rahat hareket edebilmesi için hayırseverlerin de desteğiyle bir tekerlekli sandalye satın aldıklarını ve okul merdivenlerine bir rampa yaptırdıklarını ifade etti.
KENDİ KIZI DA HASTA
Özürlü öğrencisinin derslerde gösterdiği üstün başarının, bu kız çocuğunun gelecekte çok başarılı bir birey olacağı izlenimi verdiğini anlatan Irmak, şöyle devam etti:
"Leyla'nın bu şartlar altında öğrenim görmesi çok zor olduğu içintedavi şansı aradım. Bugüne kadar Kayseri'deki çeşitli hastanelerde 4 ortopedi uzmanına götürdüm. Kimisi felçli bacaklarının kesilmesi gerektiğini, kimisi ise fizik tedavi ile düzelebileceğini söylediler. Düzeleceği umuduyla Leyla için bir yeşil kart çıkarttım. Ama, yeşil kartlı olduğu için ilgilenmiyorlar. Bu da beni kahrediyor, hatta öylesine sıkıntıya sokuyor ki ailemden bile tepki alıyorum. Çünkü, benim de bir kız çocuğum var ve doktorları büyüme geriliği teşhisi koydular. Gerçek kızıma Leyla kadar ilgi gösteremiyorum. Çünkü, Leyla'nın durumu daha acil ve ben kendimi ona adadım."
Abdullah Irmak, Leyla'nın ilköğretim okulunu bitirmeden Böke Köyü'nden ayrılmayacağını ifade ederek, "13 yıllık öğretmenim. Şehir merkezine tayin hakkım olmasına karşın, özürlü öğrencim okulu bırakır endişesiyle tayinimi istemiyorum. Çünkü Leyla emek isteyen bir öğrenci. Bir kilometrelik evine kış şartlarında bir buçuk saatte götürdüğüm oluyor. Benim yerime gelecek öğretmenin bu fedakarlığı yapamayacağını düşünüyorum" dedi.
LEYLA DOKTOR OLMAK İSTİYOR
Öğretmen Irmak, bu yıl başarısı nedeniyle sınıf atlatarak ikinci sınıftan dördüncü sınıfa geçirdiği öğrencisinin 30 kişilik ilköğretim okulunda tüm arkadaşlarıyla çok iyi ilişkisinin olduğunu, Leyla ile ilgilenmesinin ailesinde de büyük değişim yaşanmasına yol açtığını söyledi.
Leyla Yazgan ise Abdullah Irmak'ı öz babası gibi gördüğünü, öğretmeninin desteği sayesinde hem yalnız kalmadığını hem de birçok bilgi edindiğini belirtti. Sık sık gözleri dolan Leyla'nın, "ne olmak istiyorsun?" sorusuna "doktor olmak istiyorum, ama olamam ki" yanıtı, Abdullah öğretmenin tuttuğu bu sevgi elinin başkaları tarafından da paylaşılması gerçeğini ortaya koyuyor.