Ömer Çelik, AKP'nin önemli isimlerinden biri. Son olarak "bayrağa sahip çıktı" diye genel başkan yardımcılığı görevinden alınan Kürşat Tüzmen'in yerine getirildi. Erdoğan'ın siyasi kararlarındaki aktif pozisyonu dikkatlerden kaçmıyor.Ömer Çelik'in Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e verdiği mülakatta Kürt açılım sürecindeki önemli rolünün bir kez daha altı çiziliyor. PKK'lıların düz ovaya inmesi için çağrıda bulunan Çelik, "PKK'ya şefkat dolu elini uzatırken, milliyetçilere yükleniyor ve "ülkenin içinde bulunduğu tehlikelere dikkat" çekenlere şöyle yükleniyor: " Bunun klasik söylemleri vardır, "4 tarafı düşmanlarla çevrili ülke", "ülkemizin içinden geçmekte olduğu şu zor günler" gibi cümlelerle konuşulmaya başlandığında bilin ki toplulukta bekâ sendromu yaratmaya dönük bir girişim vardır. Bu girişimin arkasından da toplumu temel değerleri konusunda ayrıştırmaya çalışan reaksiyoner bir milliyetçilik ortaya çıkmıştır. Bu tamamen konjonktüreldir.Suça karışmamış olanların dağdan indirilmesi devam edecektir. Şunu bilmek lazım, süreç kesilmemiştir, süreç akamete uğramamıştır, süreç devam etmektedir. Bu tip olaylarda Habur'daki görüntüler istenmeyen yol kazalarıdır. "AKP'nin en önemli isimlerinden biri olan Çelik, e göre, "ülkenin içinden geçmekte olduğu zor günler" diye söze başlayanlar, PKK'dan bile tehlikeli neredeyse! PKK yola gelir, "dört tarafımız düşmanla çevrili" diyenler yola gelmez.Bu zihniyetle ülkenin hangi sorunu çözülebilir ki? Düşmanlarını dost olarak kucaklayan, ancak kendi vatandaşları arasında "ülkenin içinde bulunduğu hassas" duruma dikkat çekenleri düşman gören bir siyasi anlayışın ülkesine verebileceği ne var ki? Mülakatı yapan gazetecinin sorduğu ve insana "Aa! Bu bu da nereden çıktı?" dedirten adeta ısmarlama bir soruya verdiği cevap var ki iyice kafaları karıştırıyor Çelik:Soru: Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Konya'da Delibaş, Yozgat'ta Çapanoğlu, batıda Anzavur, Milli Aşiret isyanı var. Bu isyanların liderleri için iade-i itibar gündeme gelebilir mi?Cevap: İsyan suçtur, genel prensip budur ama her olay kendi içinde farklı değerlendirilmeli. Bunlar siyasetin verdiği kararlardan ziyade, toplumsal hafızanın, toplumsal iradenin verdiği kararlarla sonuca bağlanır. Bir insana haksızlık yapılmışsa Nazım Hikmet meselesinde olduğu gibi kuşkusuz ki itibarı iade edilir. Bugün niye Başbakan, Ahmet Kaya'ya, Yılmaz Güney'e referans veriyor? Çünkü haksızlık yapılmıştır."AKP'nin genel başkan yardımcılarından biri böyle bir soruyu neden "devlete isyan edene, askere kurşun sıkana iade-i itibar mı olurmuş? Bu da nereden çıktı?" deyip kestirip atmadı da "gayet ince bir cevap verdi?" Ne demek "her olay kendi içinde farklı değerlendirmeli?"Delibaş, Aznavur, Çapanoğlu ve milli aşiret isyanlarını "kendi içinde değerlendirdiğimiz" zaman ne değişecek?Milli Aşireti'nin Fransızlarla işbirliği yaparak Türk askerine saldırdığı, Delibaş'ın Konya'da isyan edip Fransızlara sığındığı, Yunanlılar Anadolu'da ilerlerken İngiliz propagandasıyla Yozgat'ta isyan eden Çapanoğullarının askere kurşun sıktığı ya da İngilizlerin kışkırtmasıyla ayaklanan Aznavur Ahmet'in yaptıkları mı değişecek?Hükümetin gündeminde "eski isyancılara iade-i itibar" vermek var da biz mi bilmiyoruz?Açılımın gizli maddelerinden biri de bu mu yoksa?Ömer Çelik "devlete isyan edenlerin itbarları iade edilecek mi" sorusuna verdiği cevapta kullandığı "her olay kendi içinde ayrı değerlendirilmeli, siyasetin kararından çok toplumsal hafızanın kararı önemli, haksızlık yapıldı" şeklindeki ifadeleri çok anlamlı ve "tehlikeli" buluyorum."Ülkemizin etrafı düşmanlarla çevrili" diyenlere tahammül edemeyen bir kişinin "devlete isyan edenlere" dahi merhametle yaklaşması çok ilginç.Türkiye'yi zor günler bekliyor, zor!