AB bizdeki terörün binde biri kadarı bile olmayan teröre karşı savaşırken, şüphelendikleri sivilleri ve masum insanları bile kafalarından seri kurşunlarla öldürebilmektedir. Bununla ilgili Avrupa Parlamentosu, onların güvenlik güçlerine tek bir söz söyleme cesaretini bulamamaktadır. Diğer taraftan, Avrupa Parlamentosu Türkiye'de on yıllarca terör estiren ve arkalarında, viraneler bırakan kan, gözyaşı, sönmüş hayatlar ve mezarlar üretenlere karşı ise şefkat göstermeye çalışmaktadır! Terör yaparak masum insanlara karşı şefkat gösterilmeye çalışılmakta, ülkemizi koruyan ve teröre karşı savaşan, kahraman askerlerimizi ise saldırgan şekilde nitelendirilmektedir. Bu durumda, İçimizden şu soruyu sormamız gerekir: Acaba Avrupa Devletleri, kendilerine karşı bu saldırılar olsa ne yaparlardı? Rusların Kırım'da ve Çeçenistan'da, Sırpların Bosna'da, Fransa'nın Cezayir'de yaptıklarını ve ABD'lilerin yerli kızılderilileri tamamen yok edecek girişimlere mi kalkışırlardı? Öte yandan Avrupa bunu iyi bilmelidir. Türkler için asker ocakları - Peygamber ocağı sayılmaktadır. Ordu Türk halkı için kutsaldır. Türk milleti ordusuz olamaz. Ordu ve Türk Milleti bir bütündür. Ordumuzu oluşturan askerlerimiz Türk Milletinin bağrından çıkmaktadır. Ordu ve Tür Milleti bir bütündür. Birbirlerini tamamlamaktadır. Türk milleti vatanını seven milliyetçidir. Bizdeki milliyetçilik Atamızın bize bıraktığı milliyetçiliktir. Vatanperverliktir. Kendi kimliğini ve kendi ülkesini koruyan bir milliyetçiliktir. Saldırganlıkla kesinlikle ilgisi yoktur. Ancak kendisine saldıranları yok edecek bir güçtedir. Askerlerimiz de kendi milleti uğruna hayatlarını seve seve verebilecek bir inançta ve durumdadır. Herkesin bunu bilmesi ve ona göre davranması gerekmektedir. Duff "Kamu binalarından Ata'nın posterleri kaldırılsın" demektedir Duff, kamu binalarından Atatürk posterlerinin kaldırılmasını istemektedir. Orgeneral Büyük Anıt ise bunu "Gecenin karanlığındaki kazların vahşi çığlıklarına" benzetti. Bunun yanında Avrupa Parlamentosu'nun kararındaki orduya "terörsitlere karşı sadırgan" ifadesine de hatırlayarak: "Türkiye için çan sesleri çalmaktadır" dedi. "Artık uyanma vakti geldi. Herkes ona göre kendini toparlasın!" dedi. Milliyetçilik hususunda da ayrıca şunları söylemek gerekir: Türkiye'deki Milliyetçilik kendi Milletini sevmektir. Bizi sevmeyenlerle ve bize saldıranlarla da mücadele edeceğiz. Bize komplo kuranları ve devamlı olarak aşağılamak isteyenlere de hem nefretle, hem de acıyarak bakacağız. Çünkü onlar Türkün gücünü ve vatanperverliğini bilmemektedirler. Onların biraz tarihe bakmalarını tavsiye ederiz. Oradan öğrenecekleri çok şey olacaktır. Türkler en kötü ve ümitsiz bir durumda bile dünyaya karşı nasıl savaştığını dedelerinden öğrensinler. Diğer taraftan içimizde bulunan bazı satılmışların da haberleri ola. Türkiye ve Türk halkı onları gayet bilmektedir. Onların da bu tehlikeler karşısında uyanmalarını beklemektedir. Yaptıkları doğru değildir. Kendi milletine faydası olmayanlar, kendi milletine karşı düşman olanlar, başka kimselere karşı da samimi olamazlar. Onların kimseye faydası dokunamaz. Onlar ihanet içindedirler. Onlar dış güçler tarafından sadece istismar edilmektedir. Daha sonra ise onları, insanlığın ve basiretsizliğin, hatta hainliğin çöplerine atacaklar! Bu durum tarihin derinliklerinden beri böyle olmuştur ve şimdiden sonra da böyle olacaktır. Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyen çeşitli guruplar vardır. Onların arkasında dışarıda bazı finans kaynakları ve destekçileri vardır. Fakat onlar bilmelidir ki Türkiye onların hazırlamak istedikleri karışıklıklara sürüklenirse ilk darbeyi onlar yiyecektir! Şu anda yıkmak istedikleri yapı eğer yıkılırsa, altında kalacakların arasında kendileri de ilk sırada olacaklardır. Halen tüm dünyada teröre karşı ortak mücadele edilmesi çağrısı yapılırken Türkiye'ye karşı uygulanan bu iki yüzlülük artık bizi bu derin gaflet uykusundan uyandırması gerekir. Uyuyanlara sesleniyoruz: "Lütfen artık gözlerinizi açın, bu tehlikeleri görün ve ona göre tedbirinizi alın."
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006