Trabzon'da papaz cinayeti sonrası üretilen senaryoların ardı arkası kesilmedi. bilhassa "dış dünyanın" cinayete ve Trabzon'a olan ilgisi devam ediyor. M.BAYRAKTAR'ın yazısı
Trabzon'da papaz cinayeti sonrası üretilen senaryoların ardı arkası kesilmedi. Bu senaryoların üreticileri sadece içerde değil, dışarıda da eline kalem alıp senaristlerin safına geçti.Cinayet mahkeme aşamasında ama, bilhassa "dış dünyanın" cinayete ve Trabzon'a olan ilgisi devam ediyor.Geçtiğimiz Nisan ayında Amerikalı ve Alman gazeteciler Trabzon'da idiler.Günlerce Trabzon'da kalan gazeteciler cinayet hakkında kendilerince ipucu aradılar, yaptılar."Gazeteci dedektiflerden" M.Giossbongardt'ın yazısı Alman Der Spiegel dergisi'nde 9 Nisan 2006 tarihinde yayınlandı.Giossbongardt'ın yazısından bir kesit aktaralım:"Turizmde de iddialı olan eski ticaret kenti Trabzon ,Bizans mirasına esasen büyük önem veriyor.Çoğu camiye dönüştürülmüşolan Doğu Roma Hristiyanlığının hakim olduğu yüzyıldan kalma çok sayıda kilise ve manastır ziyarete açık.1923'de Türkiye ile Yunanistan arasındaki büyük halk mübadelesinde neredeyse bir buçuk milyon Ortodoks Hristiyan Anadolu'dan gönderildi.Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin kitleler halinde katledilmesi ve sürülmesiyle ülke hemen hemen bir milyon Hristiyanını kaybetti.Ülkede bugün sadece yaklaşık 100 bin Hristiyan bulunuyor.Kısa bir süre önce Akdeniz'in Mersin kentinde genç bir adam, bir döner bıçağı ile bir keşişe ve Katolik kilisesindeki bir piskoposa saldırdı. Anadolu Bölgesi Katolik Kiliseleri Başpiskoposu Luigi Padovese "Burada güvende değiliz"dedi.Trabzon'daki cinayetten kısa bir süre sonra milliyetçi gençler İzmir'in Katolik rahibine saldırdı.Rahip güçlükle kendini kurtardı."Yazıda Trabzon'daki bazı yerel çevrelerle yaptığı görüşmelere değinen Alman gazeteci,kendince en önemli tehlikeye getiriyor sözü:"Ankara'daki Cizvit Sankt Terese Kilisesi Rahibi Felix Körner ,Hristiyan-Müslüman diyaloğu için Vatikan tarafından Ankara'ya gönderlidi.Türkiye'nin AB üyeliği arayışının milliyetçi karşı tepkilere yol açtığını söyleyen Körner 'Eğitimli çevreler içinde bile Türkiye'nin bütünlüğü ve ulusal egemenliğinin tehlikede olduğu konuşuluyor.'diyor.'Elhamdülillah Türk ve Müslümanım" sözü hala kullanılan bir slogandır.Bu kimlik kısmen,Avrupalı güçlerin ,Türkiye'nin Hristiyan komşularının,özellikle de Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik toprak emellerini desteklediği 1920'liyılların politikasına kök salmıştı."Giossbongardt,yazısında Türkiye'de son yıllarda misyonerliğe karşı oluşan tepkileri de eleştirerek bitiriyor yazısını.Trabzon'dan bir Türkiye analize yapan Alman yazar, şu sıralar hiç de yabancı olmadığımız bir şekilde ve tam da "Pontus" yaygaralarının kopartıldığı günlerde Trabzon'daki Bizans kalıntılarını dile dolayarak sözü, "Vatikan'ın diyalogçu papazının" Türkiye'de milli bütünlüğü savunan çevrelerden duyduğu rahatsızlığa getiriyor. Papaz cinayetini araştıran gazetecinin ortaya koyduğu gerçekler çok önemli.Batı medyası ve diyalogçu çevreler;1-Trabzon'u Bizans şehri görüyor.2-Türkiye'de milli bütünlüğü ve ulusal egemenliği savunan çevrelerin artmasından rahatsızlık duyuyorlar.3-Misyonerlerin daha da özgür çalışması gerektiğini savunuyorlar.Trabzon cinayetini araştıran hafiyeci yabancı gazetecilerin ,diyalog sürecini de daha iyi anlamamıza yarayan bu "itiraflarını"hafızanızın bir köşesine yazın.Diyalogçu papazların ulusalcılıktan ve milli egemenliğin savunulmasından neden korktuğunu da düşünerek bir sonuca varmaya çalışın.Biz de yarın Washington Post'ta çıkan diğer bir "Trabzon yazısını" aktaralım size.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Trabzon'da papaz cinayeti sonrası üretilen senaryoların ardı arkası kesilmedi. Bu senaryoların üreticileri sadece içerde değil, dışarıda da eline kalem alıp senaristlerin safına geçti.Cinayet mahkeme aşamasında ama, bilhassa "dış dünyanın" cinayete ve Trabzon'a olan ilgisi devam ediyor.Geçtiğimiz Nisan ayında Amerikalı ve Alman gazeteciler Trabzon'da idiler.Günlerce Trabzon'da kalan gazeteciler cinayet hakkında kendilerince ipucu aradılar, yaptılar."Gazeteci dedektiflerden" M.Giossbongardt'ın yazısı Alman Der Spiegel dergisi'nde 9 Nisan 2006 tarihinde yayınlandı.Giossbongardt'ın yazısından bir kesit aktaralım:"Turizmde de iddialı olan eski ticaret kenti Trabzon ,Bizans mirasına esasen büyük önem veriyor.Çoğu camiye dönüştürülmüşolan Doğu Roma Hristiyanlığının hakim olduğu yüzyıldan kalma çok sayıda kilise ve manastır ziyarete açık.1923'de Türkiye ile Yunanistan arasındaki büyük halk mübadelesinde neredeyse bir buçuk milyon Ortodoks Hristiyan Anadolu'dan gönderildi.Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin kitleler halinde katledilmesi ve sürülmesiyle ülke hemen hemen bir milyon Hristiyanını kaybetti.Ülkede bugün sadece yaklaşık 100 bin Hristiyan bulunuyor.Kısa bir süre önce Akdeniz'in Mersin kentinde genç bir adam, bir döner bıçağı ile bir keşişe ve Katolik kilisesindeki bir piskoposa saldırdı. Anadolu Bölgesi Katolik Kiliseleri Başpiskoposu Luigi Padovese "Burada güvende değiliz"dedi.Trabzon'daki cinayetten kısa bir süre sonra milliyetçi gençler İzmir'in Katolik rahibine saldırdı.Rahip güçlükle kendini kurtardı."Yazıda Trabzon'daki bazı yerel çevrelerle yaptığı görüşmelere değinen Alman gazeteci,kendince en önemli tehlikeye getiriyor sözü:"Ankara'daki Cizvit Sankt Terese Kilisesi Rahibi Felix Körner ,Hristiyan-Müslüman diyaloğu için Vatikan tarafından Ankara'ya gönderlidi.Türkiye'nin AB üyeliği arayışının milliyetçi karşı tepkilere yol açtığını söyleyen Körner 'Eğitimli çevreler içinde bile Türkiye'nin bütünlüğü ve ulusal egemenliğinin tehlikede olduğu konuşuluyor.'diyor.'Elhamdülillah Türk ve Müslümanım" sözü hala kullanılan bir slogandır.Bu kimlik kısmen,Avrupalı güçlerin ,Türkiye'nin Hristiyan komşularının,özellikle de Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik toprak emellerini desteklediği 1920'liyılların politikasına kök salmıştı."Giossbongardt,yazısında Türkiye'de son yıllarda misyonerliğe karşı oluşan tepkileri de eleştirerek bitiriyor yazısını.Trabzon'dan bir Türkiye analize yapan Alman yazar, şu sıralar hiç de yabancı olmadığımız bir şekilde ve tam da "Pontus" yaygaralarının kopartıldığı günlerde Trabzon'daki Bizans kalıntılarını dile dolayarak sözü, "Vatikan'ın diyalogçu papazının" Türkiye'de milli bütünlüğü savunan çevrelerden duyduğu rahatsızlığa getiriyor. Papaz cinayetini araştıran gazetecinin ortaya koyduğu gerçekler çok önemli.Batı medyası ve diyalogçu çevreler;1-Trabzon'u Bizans şehri görüyor.2-Türkiye'de milli bütünlüğü ve ulusal egemenliği savunan çevrelerin artmasından rahatsızlık duyuyorlar.3-Misyonerlerin daha da özgür çalışması gerektiğini savunuyorlar.Trabzon cinayetini araştıran hafiyeci yabancı gazetecilerin ,diyalog sürecini de daha iyi anlamamıza yarayan bu "itiraflarını"hafızanızın bir köşesine yazın.Diyalogçu papazların ulusalcılıktan ve milli egemenliğin savunulmasından neden korktuğunu da düşünerek bir sonuca varmaya çalışın.Biz de yarın Washington Post'ta çıkan diğer bir "Trabzon yazısını" aktaralım size.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr