Paranın gücünü, iç ve dış politikadaki etkinliğini, hiç kimse inkâr etmiyor. İsterse de etsin, yaşanan olaylar ortada. Para, her dönemde bir güç olma özelliğini sürdürüyor. Fakat hiçbir dönemde, günümüzdeki kadar da silâh olarak kullanılmamıştır. Böyle bir dünyada, parayı kontrol etmek, elde tutmak, gerçekten çok mühimdir. Tabiri caizse, suyun başında oturmak demektir. Söylediklerimizi biraz daha açalım ve örneklendirelim. Dünyada rezerv para ABD dolarıdır. Doları, Federal Reserve basar. Federal Reserve de, birkaç bankacı Yahudi ailenindir. Bu kanalla, dünya ekonomisi, dolayısıyla politikası yönlendiriliyor. Bankacı bir Yahudi olan Mayer Amschel Bauer, kurdukları bu düzeni, şu sözlerle itiraf ediyor: "Bir milletin para denetimi elimde olsun, onun kanunlarını kim yazarsa yazsın, hiç umursamam". "Yahudiler, ABD yönetiminde nasıl egemen olmuşlar?" sorusunun cevabı, işte budur. Bu anlayış, dış politikaya da yansıyor. ABD, doları, milli parasının üstünde tutan herkesi dost, başkalarını da en büyük düşman kabul ediyor. Doları ülkesinde dolaşımda bulunduran, varsın en zalim diktatör olsun, ABD için hiç fark etmez. ABD, onu çok rahatlıkla 'en büyük dost' ilân edebilir. Yabancı bir paranın, başka ülkelerde dolaşımda bulunması o kadar önemli mi? Önemli, hem de çok önemli. Çünkü, "yabancı paranın bir ülke topraklarında dolaşımda bulunması, yerli halkın emeği ve üretimi ile karşılık bulması, o ülkenin sahip olduğu zenginliklerin, milletin alınterinin o yabancı ülkeye aktarılması anlamına gelmektedir"(Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 92). Bu uygulamanın, daha doğrusu bu soygunun, aktörü hiç şüphesiz ABD'dir.ABD, bu soyguna mani olmaya kalkanların üzerine, çeşitli bahaneler uydurarak saldırıyor. Örnek olarak Irak işgali, İran tehdidi gösterilebilir. Şunu çok iyi bilelim ve görelim. ABD'yi kızdıran İran'ın nükleer faaliyette bulunması değil, petrolü Euro ile satma kararı almasıdır. Çünkü İran'ın bu kararı, ABD için nükleer silahtan daha tehlikelidir. İran'ın yaptığını başka ülkeler de örnek alırsa, ABD'nin durumu ne olur? Nitekim, böyle de olmaya başladı. Meselâ, Rusya Devlet Başkanı Putin, 1 Temmuz 2006 tarihinden itibaren 'petrol ve gaz borsası' kuracağını, bütün dünyaya duyurdu. Yani Rusya, petrol ve gazını Ruble ile satışa çıkaracaktır. Çin'in de aynı yolu izlemek için hazırlıklar yaptığı söyleniyor. Eğer Çin, ABD'ye sattığı malların bedelini, kendi para biriminden isterse, ne olur? Tabii olarak ABD köşeye sıkışır. Çin'den mal satın almak için 'Yuan' bulması gerekecek. Ürettiğinden daha fazlasını tüketen ABD, ne satacak ki, Yuan kazansın ve Çin'e versin. Bu sebepten olsa gerek, Ekonomiden Sorumlu Çin Başbakan Yardımcısı Li Yong, "ABD dolarının yüzde 25 değer kaybedebileceğini, bunun sonucunun da şok edici olacağını" söyledi. Dünyadaki bu gelişmeleri bir kenara bırakıp, Türkiye'ye dönelim. Türkiye'de neler oluyor, hükümet ne düşünüyor? Hükümet, yabancı paraların ülkemizdeki dolaşımı şöyle dursun, milli paramızı kökünden kaldırmayı plânlıyor. Uydurmuyoruz, iftira atmıyoruz. Devlet Bakanı Ali Babacan söylüyor. Diyor ki: "Sermaye hareketi serbest, serbest kur rejimi aynen devam edecek. Taki ne zaman Euro'ya geçmek için hazırlıklara başlarız, Euro'ya geçiş öncesi belki ara para politikası rejimleri uygulanabilir". Anlaşılan o ki, hükümet, AB hayali üzerine hâlâ plân kuruyor. Türkiye, AB'ye girecek ve haliyle milli parayı kaldıracak. AB üyesi olan İngiltere, Euro'ya geçmedi, geçmeyi de düşünmezken, Euro'ya geçen ülkeler milli paraya dönmenin hesabını yaparken, hükümetin düşündüğü şeye bakın. Teslimiyetin, kraldan çok kralcı olmanın böylesi de hiç görülmüş mü? AKP'lilere, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de paranın, bağımsızlığın sembolü olduğunu kim, nasıl anlatacak? Birinin anlatabileceğini zannetmiyoruz. Çünkü, "bağımsızlık anlayışı değişti" diyorlar. Halbuki değişen kendileridir. Bunu bir görebilseler, mesele kalmayacaktır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018