Okurlarımızdan gelen sorular son günlerde seçim vaatleri, özellikle de Prof. Dr. Haydar Baş'ın vaatleri üzerine odaklanmaktadır. Bu aslında sevindirici bir olaydır. Demek ki, meseleden herkes haberdar olmuş, şimdi de ikinci aşama olan; "acaba olur mu?" kısmına varılmıştır. Şimdi yapılacak iş projenin satır satır açılımının yapılmasına ve anlatılmasına kalmıştır. Şahsen bendeniz samimi olarak bu sorunun cevabını öğrenmek isteyip de anlatılınca ikna olmayan kimseye rastlamadım.Anlamak istemeyenlerin niyet ve konumları farklıdır..!Bağımsız Türkiye Partisi, diğer siyasi parti ve görüşlerden farklı bir siyasi harekettir. Onun için bu harekete; "İkinci Kuva-yı Milliye hareketi" denmiştir. Genel Başkan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey vaat olarak ortaya koyduğu projelerini dünya siyaset tarihinde ilk defa "Noter onaylı taahhütname" ile kamuoyuna sunmuştur. O, kişiliği ve inancı gereği asla yapamayacağı şeyleri halka vaat etmez ve asla yalan konuşmaz. Malumunuz, Milli Ekonomi Modeli uluslararası kongrelerde dünya ilim otoriteleri tarafından kabul edilmiştir. (www.milliekonomimodeli.com). Aslında ülkemizin bütün problemleri milli duruş ve öz kaynaklarımızla çözüme kavuşabilecek sorunlardır. Sorun; kendimize olan inancımızı kaybetme noktasına geldiğimizden kaynaklanmaktadır. Her problemin çözümünde gerek ve yeter şart olan; para ve insan gücüdür. Elhamdülillah bizim insan açısından bir sorunumuz yoktur. Sadece insanımız bir bunalım geçirmektedir. Para meselesine gelince; Milli Ekonomi Modeli, tüketim eksenli bir analizdir.(Diğer ekonomi modelleri üretim eksenlidir. MEM (Milli Ekonomi Modeli) ise tam tersi öncelikle tüketiciyi güçlendirir. Böylece hem sosyal devlet gerçekleşirken hem de tüketimin artmasına bağlı olarak üretim ve istihdam da atmış olur.) İnsanın atıl halden aktif hale dönüşmesi için, gönlünde planladığı projelerin bir tahrikle devreye girmesi sağlanmalıdır. Milli ekonomi modelinde para bir tasarruf aracı olmaktan ziyade tahrik unsuru özelliği taşımaktadır. Böylece meselelerin çözümü için gerekli para milli ve maliyetsiz para olan kendi paramızı piyasaya sürmektir. Böylece; düştüğümüz faiz ve borç batağından da kurtulmuş olacağız.İnsanımızın ihtiyacı olan insanca yaşaması için gerekli paranın piyasaya sürülmesiyle hem tüketen, dolayısıyla üreten memnun olacaktır. Bu denklemi basitçe anlamaya çalışırsanız. Emme basma tulumbası tabir ettiğimiz sistem devreye girer ve üretim tüketimi, tüketim üretimi destekler ve alan memnun satan memnun bir hal arz eder.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024