Rusya Milli Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'e bir mektup gönderdi. Mektubun içeriği yayınlanmadı ama Rus basınında yer alan haberlere göre mektupta şu ifadeler kullanılmış: "Tüm Türk halkı adına, Rus vatandaşlarının Rusya Günü'nü kutluyorum ve yakın zamanda Rusya ve Türkiye ilişkilerinin hak edilen düzeye yükselmesini diliyorum."
Benzer bir mektubun Başbakan Binali Yıldırım tarafından da Rusya Başbakanı Medvedev'e iletildiğini ve mektupta "iki ülke arasındaki ilişkilerin iki ülke halkının ortak çıkarları için gerekli düzeye çıkarılması" temenni edilmiş.
Mektupların ortak dili aynı:
"İlişkilerimizi düzeltelim, hak edilen düzeye çıkartalım."
Bu dil, aslında yeni hariciye politikasının dili:
"İlişkileri düzeltelim!"
Bu mektuplar Rusya Milli Günü olan 12 Haziran'da gönderilmiş. Demek ki şu ana kadar aradan 4 gün geçmiş. Rusya'dan olumlu ya da olumsuz hiçbir ses yok. Rus yetkililer, gelen mektupları Rus Haber Ajansı Ria Novosti'ye sızdırarak "çok da önemli bir durum" olmadığı mesajını veriyor.
Rusya'nın, Türkiye'nin somut adımı olmadan, ilişkilerin düzeltilmesi için adım atacağını beklemek saflık olur.
Aksine Rusya'dan Türk ekonomisini zora sokan uygulamalarının aynen devam edeceği sinyali geliyor. Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Hakları Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor) Başkanı Anna Popova, Türkiye'ye gizliden tur satışlarının devam ettiğini açıklayarak bunlara karşı sert önlemlerin alındığını söyledi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rospotrebnadzor Başkanı Popova "Gizli satışlar var. Bunları tespit edip cezalandırıyoruz. Maalesef satılması yasak olanı satma isteği devam ediyor" diyor.
Türk turizmini dibe vurduran, binlerce oteli iflas noktasına getiren, cari açığın sinsi bir şekilde yükselmesine yol açan Rusya krizinin turizm boyutunun vardığı nokta Ankara'yı endişelendiriyor.
Tarım başta olmak üzere diğer sektörlerde yaşadığımız durum da aynı.
Suriye'de 'sıfırla' çarpılan Türk dış politikasının ülkeye verdiği ağır zararı da ilave edin.
Türkiye, bir şeyler yaparak bu badireden çıkmak istiyor ama bu işin mektupla mesajla olmayacağını da bilmesi lazım.
Rusya'nın düşürülen savaş uçağı için 'özür ve tazminat' şartlarının yerine getirilmeden adım atacağını bekleyenler daha çok mektup yazarlar.
Hatta Moskova'ya gönderdikleri mektupların 'uçlarını yaksalar da!' sonuç değişmez.
Eski dışişleri bakanlarımızdan rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil der ki: "Ben önce hata yapıp sonra da hatalarımı düzeltmek için uğraşarak vakit kaybetmem..."
NOT: Bu yazı Kremlin'in Erdoğan'ın mektubuna verdiği cevaptan önce yazılmıştır. Yani tam isabette bulunmuşuz.