Ekonomiyi rakamlar üzerinden takip etmek, sorunları, her zaman tam ve doğru anlamamızı sağlamaz. Bu sebepten, bazı ekonomistler, "ekonomik olaylar ölçülmeye, rakamlarla ifade edilmeye başlandığı andan itibaren, insanla ilişkisini koparır" derler. Doğrudur, ekonominin merkezine rakamları değil, insanı koymak gerekir. Çünkü, rakamlar yanıltıcıdır. Ekonomide en sağlam göstergelerden biri kabul edilen GSMH bile, aynı özelliktedir. Örnek, tek bir şirket gelir sağlasa, GSMH artar. İnsanların açlığı, fakirlerin daha çok fakirleşmesi, GSMH'yı etkilemez. Bir başka deyişle, insanlar açlıktan ölürken, istatistikler ekonomik ilerlemeyi gösterebilir.AKP hükümetinin yaptığı da budur Halkın perişanlığını görmezden gelerek, rakamlarla övünüyor, avunuyor. Hem de gerçek dışı rakamlarla. Bu rakamlar içerisinde enflasyon oranları birinci sırada yer alıyor. Hükümet, "enflasyonu tek haneli rakama indirdik" diyerek, caka satıyor. Rakamlara bakarsanız, enflasyon düştü, ülke güllük gülistanlık. 2005 yılında yüzde 8 oranında gerçekleşmesi beklenen yıllık enflasyon yüzde 7.72 çıktı. Gördüğünüz gibi, küsuratına kadar hesap edilmiş, hedef aşılmış. Peki, işin aslı söylendiği gibi mi? Tabii ki, hayır. 2005 yılında halkın en çok tükettiği ürünler, yüzde 20 ilâ 50 arasında zamlandı. Mesela, akaryakıt yüzde 37, doğalgaz yüzde 33, ulaşım yüzde 20, vergi yüzde 9.8, tüpgaz yüzde 33, eğitim yüzde 50, kira yüzde 50 arttı. Enflasyon hesabında mevsimlik ürünler, enerji ve vergiler, dikkate alınmıyor. Bunların yerine barut, tenis roketi, cıvata somunu gibi tüketicilerin binde birinin tükettiği ürünler konuluyor.Bu yanlış hesaplamalar temel alınarak, 2006 yılında "enflasyon hedeflemesi"ne geçileceği ilân edildi. Enflasyon hedeflemesinin fikir babası Columbia Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Frederick Mishkin, hükümeti uyarıyor. Diyor ki: "Türkiye'de halen yüksek enflasyon var. Biz oldukça iyi biliyoruz ki, yüksek enflasyona sahip ülkeler, aniden enflasyon hedeflemesine geçemiyorlar. Türkiye'nin şu andaki sorunu, enflasyonun yüzde 50'ler civarında dolaşıyor olmasıdır". Maalesef, bu gerçek, rakamlar çarpıtılarak saklanıyor.Aslında mühim olan enflasyonu düşürmek değil, alım gücünü arttırmaktır. Alım gücü olmayan bir kişi için enflasyonun düşmesi ve kalkması hiçbir anlam ifade etmez. Enflasyonda, gözönüne alınması gereken bir diğer gerçek, enflasyonun gelir gruplarının harcamalarına göre belirlenmesidir. Çünkü enflasyon, kişilerin harcamalarına bağlı olarak değişir. Her tüketici, tüketim sepetindeki mallardan aynı miktarda tüketmediği için herkesin enflasyonu farklıdır. Öyle ki, bazı tüketicilerin, tükettikleri malların hiçbirisi tüketim sepetinde bulunmayabilir. Bundan dolayıdır ki, rakamlara bakmak yerine, halkın durumunu yakından müşahede etmek, daha doğru bir davranıştır.Enflasyon, ekonomik sorunların anası mı? O düşünce bütün ekonomik sorunlar kendiliğinden çözülüyor mu? Yok böyle bir şey. Enflasyon, ekonomik sorunlardan yalnızca birisidir. Dahasını söyleyelim, enflasyonun kötülüğü ekonomik duruma göredir. Yani, bazı durumlarda enflasyon kötü değil, iyidir. Son yıllarda, küresel ekonomi deflasyona girdiğinden, biçok ülke enflasyonu mum yakıp arıyor. Esasen Türkiye'de yaşanan da deflasyondur. Fakat hükümet bunu, enflasyon düşüşü olarak takdim ediyor. Enflasyonu düşürmeyi gözümüzde fazla büyütmeyelim. Her ülke, istediği zaman enflasyonu düşürebilir. Önemli olan deflasyona giren bir ülkede ekonomiyi yeniden canlandırmaktır. "Deflasyon, enflasyonla mukayese edildiğinde ekonomiler için çok daha tehlikeli bir durumu ifade eder" (Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 185). Liberal ekonomilerin gelip tıkandığı nokta, işte burasıdır. Yani deflasyon gerçeğidir. Çözümse, sadece 'Milli Ekonomi Modeli'ndedir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018