Sabır imanın yarısıdır

"Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır." Yaptığımız iyilikler zor günlerimizde karşımıza gelir, farkederiz, seviniriz, hatta gözlerimiz ışıldar, gönlümüz ferahlıkla dolar. Yaşamın bozulmayan kuralları vardır, değişmeyen ve değişmeyecek olan ayetleri gibi. Ayetleri tane tane okuyanlar, anlayanlar bu nedenle çokca sabreder ve çokca şükrederler. Mü'min olmak güzel bir pencereden bakmaktır dünyaya, orada yardımcı melekleri görmek, namazlarını saf saf olup kılanlara şahit olmaktır. Mü'min olmak mü'min kardeşlerinin "kusurlarını aramaksızın" sevmektir. Bazan insan kendindeki ışıltıyı karşısındakinin yüzünde, halinde, tebessümünde görür. Her şey "birlik"e gider. İnsan kötü huylarından arındıkça, iyinin ve güzelin kıymetini bildikçe, bazı güzelliklerin farkına varıp, idrak ettikçe, öteler yakınlara bir yerlere gelir. Öteleri yakın kılmak, yakındakileri aydınlatmak Rabb'inden bir nur üzere olmak aslında biraz da insanın kendi iradesine bırakılmıştır. Resulullah'ı (sav) anlamak, ayetleri anlayabilmektir. O'nun nuru kaybolmaz, O'nu çokça ananlar, O'nun sözlerini anlamaya ve yaşamaya çalışanlar asırlar öncesinden gelenleri, dakikalar öncesi gelmiş gibi sanırlar. Hani Allah (cc) zamanın zamanı, mekanın mekanıdır. İnanmak umutlu olmaktır ve güzellikler ile rabıtamızı iyi kurmaktır, kendimize vereceğimiz güzel telkinler, zorlukları aşmada bize yardımcı olur. "Allah (cc) sabredenlerle beraberdir" ayeti ne güzel bir müjdedir! Her mü'min bir zaman gelir ki, çok sabretmesi gereken günlerden geçer. Bu sırada karşılaştığımız zorluklar bize Rabb'imizi unutturmamalı. Allah Resulü (sav) buyurur ki; " Çoğu zaman hoşlanmadığınız şeye sabretmekte büyük hayırlar saklıdır." Hz. Eyyub (as) hakkında Yüce Kitabımızda buyrulur ki; "Biz, onu hakikaten sabırlı bulduk. O ne güzel bir kuldur. Gerçekten O, daima Hakk'a dönen bir kul idi." (Sad, 44). Daha çok sabredebilmek için Rabb'imizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var...