Siyasi partilerin ittifak yaparak seçime girmesine imkân sağlayan kanun teklifi Meclis'e sunuldu. Teklifte öyle maddeler var ki, "seçime mi giriyoruz, senaryosu yazılmış bir tiyatro mu oynuyoruz" belli değil.
Tasarıya göre, ittifak yapılan partilerin hepsine birden mühür basılması halinde oy geçerli sayılacak. Oysa bu bir tepkiden dolayı yani hepinizi reddediyorum şeklinde basılan bir oy da olabilirdi.
Tasarıya göre mühürsüz oy pusulaları geçerli sayılacak. Oysa mühürsüz oy pusulasının kabulü yürürlükteki kanunlara göre geçersizdi.
Seçim güvenliğinin sağlanamadığı bölgelerde sandıklar başka bölgelere taşınabilecek ve başka bölgelerdeki sandıklarla birleştirilecek. Hükümet açıkça sandık güvenliğinin sağlanmayacağını kabul ediyor. Güneydoğu'da bir köydeki sandık alınıp 20 km mesafedeki başka bir bölgeye taşınırsa oy kullanmaya kim gider?
298 sayılı kanunun 22. maddesinde değişiklik yapılıyor ve sandık kurulu başkanlarının memur olması öngörülüyor. Devletin bütün kurumlarının A'den Z'ye politize olduğu bir ortamda sandıkta görev yapacak memurlarının kime hizmet edeceği, kimin menfaatlerini gözeteceği malum.
Kanunun 8. maddesinde kolluk güçlerinin sandık başına çağırılarak en basit bir olayda bile müdahale imkânı sağlanıyor. Polisin hangi hallerde ve neden sandık başına geleceğini seçimlerde göreceğiz.
İttifakın oyları değişik hesaplamalarla partilere dağıtılacak ve milletvekili sayıları böylece belirlenecek. Oysa Anayasanın 67.maddesi seçim kanunlarında temsilde adaletin olmasını öngörüyor ve partilerin almadıkları oyların kendilerine bölüştürülmeleriyle Anayasaya aykırılık oluşuyor. Bu durumda seçmen iradesi tam olarak yansıtılamaz.
Yani oldukça garip ve tuzaklarla dolu, her halükarda "AKP-MHP" ikilisinin ya da bu ittifaka dahil olan diğer partilerin en yüksek kazanımı elde etmesi için planlanmış bir kanun tasarısı.
Seçim güvenliği yok, sandık güvenliği yok, polisler ortada dolaşıyor, AKP'li memurlar sandık başında, oyların hangi partiye gittiği belli olmayan, "körler sağırlar, birbirini ağırlar" nevinden bir seçim var karşımızda.
Böyle bir seçimden demokrasi çıkar mı?
Çıkmaz.
Temsilde adalet çıkar mı?
Çıkmaz.
Sağlıklı bir yönetim çıkar mı?
Çıkmaz.
Meşruiyet zemini çıkar mı?
Çıkmaz.
Barajın olmadığı, atılan her oyun yerini bulduğu, seçime giren bütün partilerin hazine yardımı aldığı bir seçim yerine 'ne olursun biz kazanalım' seçimi, olsa olsa bir tiyatrodur.