24 Haziran seçimleri sonuçlandı. Her seçimde olduğu gibi bütün partiler "aslında kendilerinin" kazandığını söyleyecekler. Seçim sonuçları gösteriyor ki, parlamenter sistemin sona erdiği, başbakanlık kavramının rafa atıldığı yeni sistemde çok büyük siyasi travmalara gebeyiz.
Koalisyonları ortadan kaldıracağı iddia edilen, daha güçlü ve istikrarlı bir rejim getireceği söylenen Cumhurbaşkanlığı sistemi, daha ilk gününden koalisyon sinyalleri, vermeye başladı.
Çünkü mecliste iktidar partisinin çoğunluğu yok.
Çıkartılacak her kanun, MHP'nin iznine bağlı hale geldi!
MHP evet demezse AKP kanun çıkartamaz.
Şimdilik AKP-MHP ittifakının cicim aylarında olduğu için sorun yok, ama yarın ne olacağını kestirmek zor.
Gelelim parti bazında seçimlerin analizine:
AKP'nin oy oranı yüzde 42.5.
Çıkardığı vekil sayısı 293. Aldığı oy 21 milyon 691 bin.
1 Kasım 2015 seçimlerinde ise AKP'ye 23 milyon 673 bin kişi oy vermiş, oy oranı yüzde 49.5, milletvekili sayısı ise 314 olmuş.
Yani 21 vekil kaybetmiş AKP. Oylarında 1 milyon 981 bin azalma var. Bu da yüzde 7.5 oy kaybına tekabül ediyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş ama AKP tek başına iktidarı kaybetmiş.
Oysa parlamenter sistem devam etseydi, şu an yine tek başına iktidar olan bir AKP görecektik.
Erdoğan'ın gece geç saatlere kadar balkon konuşması yapmakta tereddüt etmesinin sebebi bu tablonun yarattığı moral bozukluğu olsa gerek. Daha önceki seçim zaferlerinde olduğu gibi ihtişamlı balkon konuşması yok.
Şimdilik MHP ile sorun yok aralarında ama MHP gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan, istediklerini alamayınca her an müttefiklerini yarı yolda bırakacak olan Bahçeli ve ekibi ile işler hayli zor.
Ah bir de şu HDP barajı aşamasa ne güzel olurdu diye hayıflanıyor AKP'liler. Zira bu durumda HDP'nin vekilleri olduğu gibi AKP'ye akacak ve AKP 350 vekile ulaşacaktı.
Böylece bugünkü sorunlar da ortaya çıkmayacaktı.
Bir zamanlar açılım yapılıp kucaklanan HDP tabanına bugün toptan terörist muamelesi yapmanın acı bir bedeli bu sonuç.
Gelelim CHP'ye.
1 Kasım 2015'te yüzde 25 oy alan (12 milyon 109 bin) bugün yüzde 22.6'ya (11 milyon 122 bin) düşmüş.
Yüzde 2.4 oy kaybetmiş CHP. 1 milyona yakın oy kaybı var CHP'nin.
Bu durumda tek bir sonuç ortaya çıkıyor: Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifası. Muhalefetin en güçlü olması gereken bir dönemde bu sonuçlar CHP yönetimi açısından iflas tablosu.
10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aldığı yüzde 38 oyu dahi alamayan bir ittifak kurmuş Kılıçdaroğlu ekibi.
Kılıçdaroğlu ve ekibi bu durumun siyasi hesabını mutlaka vermeli verecektir de.
MHP cephesinde ise, onlar bile nasıl yüzde 11 oy aldıklarına şaşırıyorlar. Hiç çalışmadan, miting yapmadan, ekrana çıkmadan ve kamuyu yoklamaları MHP'yi yüzde 6-7 bandında gösterirken elde ettikleri bu sonuçlar onlar için de sürpriz.
Belli ki AKP'den son anda ciddi bir oy akışı olmuş MHP'ye.
İyi Parti'nin ilk kez girdiği seçimde yüzde 10 oy alarak 43 vekille meclise girmesi önemli bir başarı. Erdoğan'ın seçimlerden önce "301'i bulamazsak koalisyon olabilir" şeklindeki açıklamasını hatırlayınca ve seçim sürecinde Meral Akşener'i eleştiren tek bir kelime kullanmadığını yan yana koyunca, İyi Parti, olası koalisyon ortağı mı diye düşünmüyor değilim.
Meral Hanım her an AKP'nin trenine atlayabilir.
Göreceğiz bakalım Demir Leydi miymiş, Pamuk Leydi mi?
Sonuç olarak;
Koalisyonlar dönemini rafa kaldırmak ve siyasi istikrar için getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemi, koalisyon tartışmaları ve istikrarsızlığın ayak sesleriyle geldi.
Bu seçimin aslında tek galibi
Bağımsız Türkiye Partisi ve Genel Başkanı
Haydar Baş Bey.
Neredeyse bütün partiler seçim propagandalarında O'na ait,
Milli Ekonomi Modeli'ni, milli para kavramını, vatandaşlık maaşını v.d kullandılar.
Prof. Baş'ın projelerini aşırıp aşırıp meydanlarda konuştular.
Seçimlerin istikrarsızlık getireceğini, parlamenter sistemin yok edilmesine rıza göstermeyeceklerini, kuvvetler ayrılığı ilkesinin kaldırıldığı bir sistemin ülkenin faydasına olmadığını söyleyerek, 24 Haziran seçimlerine katılmama kararı almıştı
Prof. Dr. Baş.
Yaşanan sonuçları görünce ne kadar isabetli bir karar verdiği ve seçimin asıl galibinin onun fikirleri olduğu apaçık ortaya çıkıyor.