Seçmen seçerse ak'ı karadan o zaman kalkacak ağyarlar aradan. "Çekilirsen aradan/Geri kalır Yaratan' ölçüsünce, ağyarlar çekilirse aradan, arzu edilen tüm vuslatlar gerçekleşmiş olur.
Bütün mesele dolduruşa gelmeden, oyuna, karanbole gelmeden basiretle, firasetle seçilmesi gerekeni seçebilmekte.
3 Kasım seçimleri öncesi gittiğimiz her yerde hemşehrilerimize, vatandaşlarımıza ısrarla şunu söyledik: Biz dahil size gelen her parti mensuplarına planlarını sorun, projelerini sorun, mevcut problemleri hangi kaynaklarla çözeceklerini sorun ve asla "falana kızdım, filana vereceğim" gibi bir yanlışa düşmeyin. Dolduruşa gelerek oylarınızı heba ediyorsunuz, çok geçmeden; "elim kırılsaydı, kolum kırılsaydı" türünden serzenişlerle yıllarınızı geçiriyorsunuz, millet olarak nice sıkıntılara düçar oluyoruz.
Mevcut iktidar partisini keşke saygıdeğer seçmenimiz, vatandaşımız kendi hür iradesi ile selim aklı ile, basireti ve firaseti ile seçmiş olsaydı, gelinen bu noktada fazla gam yemeyecektim. Ama adım gibi eminim ki, milletimiz bir kez daha aldatıldı, dolduruşa geldi, yanıldı, yanıltıldı. Ağyarların arayere girmesinden ötürü seçmenimiz bir kez daha akla-karayı ayırt edemedi, birilerinin paketlediği partiye oy verdi.
AKP'ye oy vermiş olan çok değerli kardeşlerimiz hiç kızmadan, acelede etmeden, Allah rızası için bir araştırma yapsınlar. Doğan Grubu dedikleri yazılı ve görsel medya grubunun 3 Kasım öncesi seçim atmosferinde neler yazdığını, ne tür programlar yaptığını incelesinler ve bugün aynı grubun 271 trilyonluk borcunun beş yıl sonraya ertelendiği gerçeği ile yanyana koysunlar. Aklı başında her kardeşimizin derin bir ah çekerek şu yargıya varacağını düşünüyorum:
"Vay be, adam sahip olduğu bütün imkanlarını kullanarak allamış, pullamış bir güzel paketlemiş ve şimdi de hak ettiği ücretini tahsil ediyor, bize de derin bir iç geçirmek düşüyor."
Soruyorum sizin elektrik faturanızın, su, telefon faturanızın, vergi borcunuzun son ödeme tarihi geçtiği saatten itibaren cezası, faizi başlıyor mu başlamıyor mu? Sizin elli milyonluk faturanız, bir hafta gecikirse elliiki oluyor, onbeş gün gecikirse ellidört oluyor, biraz daha gecikirse elektrik ve su saatiniz mühürleniyor. Tüm bunları birebir yaşıyoruz değil mi?
Peki elinizi vicdanınıza koyun ve lütfen oylarınızla iktidar yaptığınız partinin yetkililerine, maliye bakanına sorun; 271 trilyonun beş yıl sonra ertelenmesi ne demek oluyor?
Kimin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz? Karşılığında ne aldınız? Bizim oylarımızı, milli servetimizi berilerine peşkeş çekmek için mi aldınız?
AKP'nin tabanına elbette söyleyecek çok sözümüz var ama, bizim İbrahim Berk'in değinip geçtiği bir konunun altının çizilmesine, eli kalem tutan herkesin tekrar tekrar gündem etmesi gerektiğine inanıyorum.
Vatan Gazetesi'nin başyazarı Güngör Mengi'nin şu tespiti, AKP'ye oy vermiş tüm kardeşlerimizin uykusunu kaçırmalıdır:
"Biz, Tayyip Erdoğan'ın bize takiye yaptığını düşünüyorduk. Ancak on aylık AKP iktidarında Erdoğan'ın kendi tabanına takiye yaptığını anladık."
Bütün mesele dolduruşa gelmeden, oyuna, karanbole gelmeden basiretle, firasetle seçilmesi gerekeni seçebilmekte.
3 Kasım seçimleri öncesi gittiğimiz her yerde hemşehrilerimize, vatandaşlarımıza ısrarla şunu söyledik: Biz dahil size gelen her parti mensuplarına planlarını sorun, projelerini sorun, mevcut problemleri hangi kaynaklarla çözeceklerini sorun ve asla "falana kızdım, filana vereceğim" gibi bir yanlışa düşmeyin. Dolduruşa gelerek oylarınızı heba ediyorsunuz, çok geçmeden; "elim kırılsaydı, kolum kırılsaydı" türünden serzenişlerle yıllarınızı geçiriyorsunuz, millet olarak nice sıkıntılara düçar oluyoruz.
Mevcut iktidar partisini keşke saygıdeğer seçmenimiz, vatandaşımız kendi hür iradesi ile selim aklı ile, basireti ve firaseti ile seçmiş olsaydı, gelinen bu noktada fazla gam yemeyecektim. Ama adım gibi eminim ki, milletimiz bir kez daha aldatıldı, dolduruşa geldi, yanıldı, yanıltıldı. Ağyarların arayere girmesinden ötürü seçmenimiz bir kez daha akla-karayı ayırt edemedi, birilerinin paketlediği partiye oy verdi.
AKP'ye oy vermiş olan çok değerli kardeşlerimiz hiç kızmadan, acelede etmeden, Allah rızası için bir araştırma yapsınlar. Doğan Grubu dedikleri yazılı ve görsel medya grubunun 3 Kasım öncesi seçim atmosferinde neler yazdığını, ne tür programlar yaptığını incelesinler ve bugün aynı grubun 271 trilyonluk borcunun beş yıl sonraya ertelendiği gerçeği ile yanyana koysunlar. Aklı başında her kardeşimizin derin bir ah çekerek şu yargıya varacağını düşünüyorum:
"Vay be, adam sahip olduğu bütün imkanlarını kullanarak allamış, pullamış bir güzel paketlemiş ve şimdi de hak ettiği ücretini tahsil ediyor, bize de derin bir iç geçirmek düşüyor."
Soruyorum sizin elektrik faturanızın, su, telefon faturanızın, vergi borcunuzun son ödeme tarihi geçtiği saatten itibaren cezası, faizi başlıyor mu başlamıyor mu? Sizin elli milyonluk faturanız, bir hafta gecikirse elliiki oluyor, onbeş gün gecikirse ellidört oluyor, biraz daha gecikirse elektrik ve su saatiniz mühürleniyor. Tüm bunları birebir yaşıyoruz değil mi?
Peki elinizi vicdanınıza koyun ve lütfen oylarınızla iktidar yaptığınız partinin yetkililerine, maliye bakanına sorun; 271 trilyonun beş yıl sonra ertelenmesi ne demek oluyor?
Kimin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz? Karşılığında ne aldınız? Bizim oylarımızı, milli servetimizi berilerine peşkeş çekmek için mi aldınız?
AKP'nin tabanına elbette söyleyecek çok sözümüz var ama, bizim İbrahim Berk'in değinip geçtiği bir konunun altının çizilmesine, eli kalem tutan herkesin tekrar tekrar gündem etmesi gerektiğine inanıyorum.
Vatan Gazetesi'nin başyazarı Güngör Mengi'nin şu tespiti, AKP'ye oy vermiş tüm kardeşlerimizin uykusunu kaçırmalıdır:
"Biz, Tayyip Erdoğan'ın bize takiye yaptığını düşünüyorduk. Ancak on aylık AKP iktidarında Erdoğan'ın kendi tabanına takiye yaptığını anladık."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024