"O Ramazan ayı ki, Kur'an onda indirilmiştir. (O Kur'an) insanları hidayete erdirmek, doğru yolu ve hakk ile batılı ayırt eden hükümleri açıklamak üzere indirilmiştir. Sizden her kim bu aya ereşirse orucunu tutsun..." (Bakara-185)
Kur'an-ı Kerim'in indirildiği bu ay münasebetiyle Kur'an'a olan düşkünlüğümüz ne haldedir?
Buyuran sahabileri dinleyelim...
Ebu Umame (ra) anlatıyor:
"Birisi peygamberimize geldi ve:
-Ya Rasulallah, falan oğullarının hisselerini alıp sattım, şöyle şöyle kâr ettim, dedi.
Allah Resulü:
-Sana bundan daha çok kâr sağlayacak bir şeyi haber vereyim mi?
dedi.
-Öyle bir şey var mı?
-Kur'an'dan on ayet öğrenen senden daha kazançlıdır! buyurdu.
Bunun üzerine adam gitti on ayet öğrenip geldi, bunu Rasulullah'a bildirdi."
***
"Enes (ra), üvey babası Ebu Talha'nın (ra) şöyle dediğini naklediyor: "Bir gün mescide gittiğimde Peygamberimizin ayakta suffe ehline Kur'an okuttuğunu ve açlıktan karnına taş bağladığını gördüm".
***
"Enes (ra) anlatıyor: "Bir gün Ebu Musa el Esari (ra) evinde oturmuş, bazıları da çevresinde toplanmıştı. Ebu Musa onlara Kur'an okumaya başladı. Bu arada birisi Resulullah'a geldi ve:
-Ya Resulallah, sana Ebu Musa ile alakalı ilginç bir haber vereyim mi? Evinde oturmuş, başına da halk toplanmış, onlara Kur'an okuyur, dedi.
-Beni cemaatten kimsenin göremeyeceği bir yere oturta bilir misin?
-Evet
Rasulullah dışarı çıktı. O zat, Resul-i Ekrem-i cemaatin göremeyeceği bir yere oturttu. Efendimiz, Ebu Musa'nın kıraatını dinledi ve:
-Vallahi Davud hanedanının nağmelerinden bir nağme üzere okuyor buyurdu."
***
"Ali (ra) diyor ki: "Resulullah'ın ruhu kabzedilince, "İki kapak arasındakini (Kur'an'ı) ezberlemekdikçe ridamı sırtımdan indirmeyeceğim" diye and içtim ve Kur'an-ı ezberlemedikçe ridamı sırdımdan çıkarmadım".
***
Tabarani şu rivayeti tesbit etmiştir: "Abdullah b. Mes'ud (ra) birisine bir ayet okutur (öğretir) ve: "Bu ayet üzerine güneşin doğduğu (diğer bir rivayete göre, yeryüzündeki) her şeyden daha iyidir" der ve bu sözünü Kur'an'ın her ayetinde tekrar ederdi."
Tabarani'nin diğer bir rivayetinde şu malumata rastlıyoruz:
"Sabah olduğunda halk İbn-i Mes'ud (ra) evine gelirdi.
Adı geçen sahabi:
-Yerlerinizi alınız, der ve tek tek yanlarına yaklaşarak kendilerine Kur'an okutmaya başlardı.
Birisinin yanına varır ve:
"Sen hangi sureye gelmiştin?" diye sorar, o da hangi ayette kalmışsa söylerdi. Bunun üzerine İbn-i Mesud o şahsa kaldığı ayetten itibaren okutmaya başlar ve: "Bu ayeti öğrenmen senin için göklerle yer arasında bulunan tüm nesnelerden daha hayırlıdır" derdi. Adam da ayete bu gözle bakar, Kur'an'da ondan daha üstün bir ayet yoktur düşüncesiyle onu talim ederdi.
Sonra İbn-i Mes'ud bir başkasının yanına uğrar, ona da aynı şeyleri söylerdi. Her öğrencinin yanına bu şekilde uğrar, onu Kur'an'a teşvik ederdi."
İbn-i Mes'ud (ra) şöyle diyordu:
"Bu Kur'an'a sarılınız, çünkü o Allah'ın ziyafet sofrasıdır. Allah'ın bu sofrasından kim alabilirse varsın alsın".
"İlim, öğrenmekle elde edilir."
İbn-i Mes'ud (ra) diyor ki:
"Bu Kur'an Allah'ın ziyafet sofrasıdır, ondan bir şeyler öğrenme imkanı olan hemen öğrensin. Hayırdan yoksun evlerin en fenası içinde Allah'ın kitabından bir şey bulunmayan evdir. Böyle bir ev gibidir. Şeytan, Bakara suresinin okunmakta olduğu bir evde duramaz, dışarı çıkar."
***
Hasan-ı Basri (ra) anlatıyor:
"Birisi vardı, sık sık Ömer'in (ra) kapısını aşındırıyordu. Mü'minlerin Emiri bir gün o zata:
-Git Allah'ın kitabını öğren, dedi. Adam da gitti, uzun bir süre Ömer'in yanına uğramadı. Bir ara adama rastlayan Ömer: "Artık yüzünü göremez olduk" dercesine sitem etti.
Adam:
-Allah'ın kitabında beni Ömer'in kapısından müst'ağni kılan şeyler buldum, dedi.
Kur'an-ı Kerim'in indirildiği bu ay münasebetiyle Kur'an'a olan düşkünlüğümüz ne haldedir?
Buyuran sahabileri dinleyelim...
Ebu Umame (ra) anlatıyor:
"Birisi peygamberimize geldi ve:
-Ya Rasulallah, falan oğullarının hisselerini alıp sattım, şöyle şöyle kâr ettim, dedi.
Allah Resulü:
-Sana bundan daha çok kâr sağlayacak bir şeyi haber vereyim mi?
dedi.
-Öyle bir şey var mı?
-Kur'an'dan on ayet öğrenen senden daha kazançlıdır! buyurdu.
Bunun üzerine adam gitti on ayet öğrenip geldi, bunu Rasulullah'a bildirdi."
***
"Enes (ra), üvey babası Ebu Talha'nın (ra) şöyle dediğini naklediyor: "Bir gün mescide gittiğimde Peygamberimizin ayakta suffe ehline Kur'an okuttuğunu ve açlıktan karnına taş bağladığını gördüm".
***
"Enes (ra) anlatıyor: "Bir gün Ebu Musa el Esari (ra) evinde oturmuş, bazıları da çevresinde toplanmıştı. Ebu Musa onlara Kur'an okumaya başladı. Bu arada birisi Resulullah'a geldi ve:
-Ya Resulallah, sana Ebu Musa ile alakalı ilginç bir haber vereyim mi? Evinde oturmuş, başına da halk toplanmış, onlara Kur'an okuyur, dedi.
-Beni cemaatten kimsenin göremeyeceği bir yere oturta bilir misin?
-Evet
Rasulullah dışarı çıktı. O zat, Resul-i Ekrem-i cemaatin göremeyeceği bir yere oturttu. Efendimiz, Ebu Musa'nın kıraatını dinledi ve:
-Vallahi Davud hanedanının nağmelerinden bir nağme üzere okuyor buyurdu."
***
"Ali (ra) diyor ki: "Resulullah'ın ruhu kabzedilince, "İki kapak arasındakini (Kur'an'ı) ezberlemekdikçe ridamı sırtımdan indirmeyeceğim" diye and içtim ve Kur'an-ı ezberlemedikçe ridamı sırdımdan çıkarmadım".
***
Tabarani şu rivayeti tesbit etmiştir: "Abdullah b. Mes'ud (ra) birisine bir ayet okutur (öğretir) ve: "Bu ayet üzerine güneşin doğduğu (diğer bir rivayete göre, yeryüzündeki) her şeyden daha iyidir" der ve bu sözünü Kur'an'ın her ayetinde tekrar ederdi."
Tabarani'nin diğer bir rivayetinde şu malumata rastlıyoruz:
"Sabah olduğunda halk İbn-i Mes'ud (ra) evine gelirdi.
Adı geçen sahabi:
-Yerlerinizi alınız, der ve tek tek yanlarına yaklaşarak kendilerine Kur'an okutmaya başlardı.
Birisinin yanına varır ve:
"Sen hangi sureye gelmiştin?" diye sorar, o da hangi ayette kalmışsa söylerdi. Bunun üzerine İbn-i Mesud o şahsa kaldığı ayetten itibaren okutmaya başlar ve: "Bu ayeti öğrenmen senin için göklerle yer arasında bulunan tüm nesnelerden daha hayırlıdır" derdi. Adam da ayete bu gözle bakar, Kur'an'da ondan daha üstün bir ayet yoktur düşüncesiyle onu talim ederdi.
Sonra İbn-i Mes'ud bir başkasının yanına uğrar, ona da aynı şeyleri söylerdi. Her öğrencinin yanına bu şekilde uğrar, onu Kur'an'a teşvik ederdi."
İbn-i Mes'ud (ra) şöyle diyordu:
"Bu Kur'an'a sarılınız, çünkü o Allah'ın ziyafet sofrasıdır. Allah'ın bu sofrasından kim alabilirse varsın alsın".
"İlim, öğrenmekle elde edilir."
İbn-i Mes'ud (ra) diyor ki:
"Bu Kur'an Allah'ın ziyafet sofrasıdır, ondan bir şeyler öğrenme imkanı olan hemen öğrensin. Hayırdan yoksun evlerin en fenası içinde Allah'ın kitabından bir şey bulunmayan evdir. Böyle bir ev gibidir. Şeytan, Bakara suresinin okunmakta olduğu bir evde duramaz, dışarı çıkar."
***
Hasan-ı Basri (ra) anlatıyor:
"Birisi vardı, sık sık Ömer'in (ra) kapısını aşındırıyordu. Mü'minlerin Emiri bir gün o zata:
-Git Allah'ın kitabını öğren, dedi. Adam da gitti, uzun bir süre Ömer'in yanına uğramadı. Bir ara adama rastlayan Ömer: "Artık yüzünü göremez olduk" dercesine sitem etti.
Adam:
-Allah'ın kitabında beni Ömer'in kapısından müst'ağni kılan şeyler buldum, dedi.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021